Süper Admin
Vicdanının Sesini Dinle
Değerli Haber Hendek okuyucuları Haziran 2015 seçimleri öncesinde Dolmabahçe sarayında hükümetin 3 bakanı ve HDP'li 3 milletvekili gerçeği hiç açıklanmayan mütabakat imzalamış, toplumda sahte bir barış havası estirilmişti.
Türkiye'nin güneydoğusunda PKK militanlarının eylemlerinin görmezden gelindiğini, teröristlerin Polis ve Asker karakollarının önünden silahlarını göstere göstere geçtiğini, yol kesip, kimlik kontrolleri yapıp, vergi topladıklarını bizler gazetelerde okuyup, televizyonlardan defalarca izledik. Bizler bu teröristlere ve kanunsuz davranışlara müdahale beklerken yöneticilerimiz sahte barış ortamının bozulmaması için görmedi-konuşmadı-duymadı. İmralı'nın mektubu Diyarbakır'da devlet büyüklerimizin önünde okunurken, PKK şehirlerarası yollara, ilçe merkezlerine bombalı tuzaklar kurup bölge belediyeleri aracılığıyla tüneller, çukurlar kazıp barikatlar kurdu.
Haziran 2015 seçimlerinde parlementodan tek başına iktidar çıkmayınca sahte barış rüzgarları son buldu. PKK Diyarbakır'da uykuda 2 polis şehit edilip "özerklik" taleplerini başlatılınca ülkemiz kan gölüne dönmeye başladı. Suruç'ta Ankara'da ISID patlattığı canlı bombalar ile vatandaşlarımızın katletmesiyle ülkemiz yine kaos ortamına büründü.
Terör gölgesinde yapılan Kasım 2015 seçimleri ile AKP tek başına hükümeti kurarak bıraktığı yerden yoluna devam ediyor. Yoksul ailelerin çocukları her gün 3-5 tane şehit olarak yaşama veda ediyor, son 6 ayda 400'e varan şehit verirken PKK'nın bahar aylarıyla birlikte yeni saldırılara hazırlandığını gazete ve televizyonlardan öğreniyoruz.
Yine Kasım 2015 seçimi sonrası işçiye, memura, emekliye, asgari ücretliye verilen zam, ödediğimiz vergilere, elektrik fiyatlarına, sigorta primlerine, gıda ürünlerine yapılan fiyat ayarlamalarıyla eriyip gitti. Kaşıkla verdiklerini kepçeyle geri aldılar. Ekmek ve Et fiyatlarında tavan fiyat uygulanmasını isteyen bakanlığı dinleyen yok çünkü piyasada denetim yok.
Peki vatandaş olarak biz ne yapacağız.
Ülkemizde kan akarken, geçim sıkıntısı yaşarken, işsizlik tavan yapmışken, kanunlar keyfi uygulanıp rafa kaldırılırken, ülkemizin toprak bütünlüğü tehdit edilirken, yolsuzluk söylentileri almış başını giderken biz ne yapacağız.
Duble yollar, havaalanları, köprüler, AVM'ler yapıldı diye övünecekmiyiz.
Hz. Ömer adaletini dillerinden düşürmeyenler, kul hakkı yenirken susmaya devammı edecekler.
Tarım arazileri, ormanlar, milletin anasına küfredenlere peşkeş çekilirken sessizmi kalacağız.
Yanlış iç ve diş politikalar karşısında tepki vermeyip ülkemizin her şehrinin Beyrut'a benzemesinimi seyredeceğiz.
Ankara'daki ve yerel yöneticilerin her söylediğini sorgulamadan kutsal gibi görüp kabülmü edeceğiz.
49.5 oy aldık diye hala mutluluk sarhoşu olarak gezecekmiyiz, bizim dışımızdakileri yokmu sayacağız.
Ben kazanıyorum, ülkem zarar görüyor ama davamız kazanıyor diye hala böbürlenecekmiyiz.
Vicdanınızın sesini dinleyin, barış, adalet, hakça paylaşım için, Allah rızası için bu gidişe sizde dur deyin. Unutmayalım Vatanımıza ve Milletimize gelecek her türlü musibetten herkes payına düşeni alacak.