Hasan Hüseyin Yıldırım
UMUTSA YAŞAM
"Her ne kadar sürçülisan ettiysek affola..!"
Bir bedende hayaller bitmişse;
Hayat, kalabalıktan başka ne işe yarayacaktı.
Engellerimiz vardı.
Gözümüze;
Koca bir yanardağ gibi görünen,
Başkalarının göremediği,
Önemsemediği…
Bazen hayallerimizin,
Koca çığlıklarını hiç acımadan,
Susturmaya çalışan;
Yine bedenimizde tanıdığımız engelimizdi…
Hayallerimiz, bir serçenin görmeyen gözlerinde ki sonsuz ışık,
Yürüyemeyen bir güvercinin sıska bacaklarında ki soluksuz titreyiş,
Yavru bir kırlangıcın kanat çırpabilmek için,
Büyümek adına,
Yüreğinde taşıdığı bir umut kırıntısı olamaz mıydı?
İşte bu yüzden hayallerimle aramda ki en büyük engel karamsarlığımdı.
Yürüyemesemde,
Duyamasamda,
Konuşamasamda,
Göremesemde,
Ben hayal kurabiliyordum!
Bunlar hayal kurmama engel değilse,
Neden bu yetilere sahip olamayan yaralı kuşların ismi “ENGELLİ” konuyordu.
Engelin ismi ne duyamamak ne de görememekti.
Engelin ismi “KARAMSARLIKTI”.
Hayallerimi o siyah bulutlarıyla,
Rahatsızlık verici ses tınılarıyla, kaplamaya yüz tutmuş “KARAMSARLIĞIMDI”.
Oysa hayallerim;
Duyamasamda gördüğüm,
Göremesemde hissettiğim,
Bazen nefesimi kesercesine hızlı,
Bazen de bir saatin yelkovanı kadar yavaş ve düzenli ilerleyen, kalp atışlarımın garantisiydi.
Görmeyen gözlerime yansıyan ışık,
Duymayan kulaklarıma mırıldanan şarkı,
Yürümeyen dizlerime yürüyen kandı.
Hayallerim, olmazsa olmazım,
Yüreğimde taşıdığım umut,
Ciğerimde ki nefesimdi...!
Bu hafta siz değerli okurlarım için özel gereksinimli bireylerimizin hissettikleri duygu ve düşüncelerini empati kurarak şiire döktüm.
Gelecek hafta bir diğer özel eğitim yazısına kadar hoşça kalın, özel eğitimin “farkında” kalın..!