HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları
Doç. Dr. Sertan Demir

Doç. Dr. Sertan Demir

Toplumsal Sorunlardan Sanat Yolu İle Kurtulmak

Yazar: Doç. Dr. Sertan Demir
Tarih:
Okunma: 1171
Yorum:
Yazı Boyutu: a - a - a - a
Paylaş:

Geçen haftaki yazımda, korona’dan sonra, toplumun sanat ihtiyacını gidermenin gerekliliğini ve bu anlamda bazı eylem planlarına bu konuyu da dâhil etmenin faydalı olduğunu ifade etmiştim.

Bunun üzerine, yazımın altına yapılan yorumlar ve konu ile ilgili yaptığımız bazı sohbetlerde değerli düşünceler gelişti.

Korona süreci, tabii ki tüm dünya insanlarını olumsuz anlamda, oldukça fazla etkiledi. Ekonomi, sağlık, eğitim gibi alanlar; bu olumsuzluğun ilk başta hissedilen ve en sıklıkla dile getirilen boyutları idi. Bununla birlikte ve bir aşamada bunların devamı olarak da insanların psikolojik olarak korona sürecinden etkilenmeleri de çok değinilmeyen bir başlık.

Bu konuyu da yine alanın uzmanları detaylı olarak inceleyeceklerdir ancak toplumsal bir psikolojik bunalımdan/rahatsızlıktan kurtulmaya etki edecek bir yardımcı arıyorsak eğer, sanat bu konuda oldukça faydalı olacaktır. En basitinden yarım saat müzik dinlemek, olumsuz düşüncelerimizi tersine çevirmeye, kendimizi iyi hissetmeye yardımcı olacaktır.

Bir de bunu daha üst aşamaya geçirerek müzik/sanat yapmaya başlarsak eğer, bu kendini iyi hissetme hali kat be kat artacaktır.

Biraz önce bahsettiğim sohbetlerden birisinde Almanya’da uzun yıllar yaşamış bir arkadaşım, konu ile ilgili olarak, Almanya’nın Nazi zulmünden sonra sanata yaptığı yatırımları anlattı. İnsanların bozuk olan psikolojilerini sanat yoluyla düzeltme çabalarından bahsetti.

Buna benzer uygulamayı Türkiye’de de görmek mümkün. Ülkemiz, Cumhuriyetin ilanından sonra ekonomik anlamda resmen “bitmiş” vaziyette idi. Osmanlı Devleti’nden kalan borçlar oldukça fazla idi. Savaşların yaralarının sarılması gerekiyordu. Hatta ekonomik durum o kadar kötüydü ki, TBMM’de, tutanaklar için kâğıt bulunamadığını biliyoruz.

Bu durumda bile Atatürk, “Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuştur” diyerek, sanat alanında büyük atılımları gerçekleştirmiştir. Avrupa’dan gelen, hemen her alandaki sanatçı/akademisyenler vasıtası ile ülkemizin sanat hayatına yön verilmiştir.

İçerisinde bulunduğumuz durum tabii ki “Nazi Zulmü Yılları” veya “Kurtuluş Savaşı Yılları” değil ancak toplumun psikolojik olarak desteğe ihtiyaç duyduğu dönemlerden birisi olarak nitelenmeli ve sanat desteği sağlanmalıdır.

Planlı şekilde yapılacak olan konserler, tiyatrolar, dinletilerin bu ihtiyaca ve eksikliğe destek olacağını düşünmekteyiz. Bu konuda özellikle yerel yönetimlere oldukça fazla iş düşmekte. 

Sağlıklı ve sanatlı günlerde buluşabilmek ümidiyle…

Yorumlar

Lütfen aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
  • Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
  • Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
  • Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
  • Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
  • Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
  • Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Bahtiyar Bodur
#3941 Bahtiyar Bodur - 2020-05-11 14:41:23
Yaşadığımız bu salgın döneminde her yer salgın uzmanları ile dolmuşken, sizin iki yazınızda da kültür ve sanat vurguları yapmanızdan dolayi minnettariz. Istiklal savaşımız sonrası osmanlı nin da sanata (müzik tiyatro, bale,resim ve heykel) tavırlı davranışının yaratmiş oldugu boşluğu Atamız konservatuarlar, orkestralar ve devlet tiyatroları gibi akademik kurumların yanında Halk evleri, ve Koy enstitüleri yolu ile sanatın doğrudan halk ile kalnasmasini sağlamaya çalışmıştır. Her iki kurum da beklenenin üstünde verimli olmuştur. Günümüzde bu tür yapılanmalara ve sizler gibi kültür ve sanata kılavuzluk yapan öncülere gereksinim her zamankinden daha fazladır. Bu kaos ortamının anlatıldığında aradaki boşluk daha üretken çabalarla kapatılmalıdır.Şimdiden teşekkürler.