Süper Admin
Sakarya’dan Akan Sanat
Merhaba, sevgili Haber Hendek okuyucuları.
Daha önce birkaç gazetede “Sakarya’dan Akan Sanat” isimli köşe yazıları yazmıştım. O yazıların bir bölümünü, genelde sanat, özelde ise Türk halk müziği tartışmalarına ayırıyor; bir bölümünde ise şehirde yapılan sanatsal etkinlikler hakkında görüş ve düşüncelerimi belirtikten sonra, yapılacak olan önemli gördüğüm ve haberim olan etkinliklerin bilgilerini paylaşıyordum.
Kıymetli dostum ve Haber Hendek , yazarlarından Nurullah Akçay’ın gazete yazıları için daveti neticesinde; ben de Haber Hendek'te , henüz belli olmayan fakat haftada bir kez olarak düşündüğüm periyotlarla yazılarımı paylaşma kararı aldık. Daha önce de köşelerimde yazılarım için kullandığım isim olan “Sakarya’dan Akan Sanat” ismini, bu köşe için de kullanmak niyetindeyim.
İlk yazıma Hendek’ten bir yazı ile başlamak istiyorum.
Hendek’e ait TRT THM Arşivi’nde “Elmayı Top Top Yapalım” isimli bir adet türkü bulunmaktadır. 2004 yılında Hendek’e geldiğim zaman, bu türküyü merak etmiş ve araştırmalarım sonucunda Zafer Konuk’un yardımıyla türkünün 3. kıtasına ve bazı karanlıkta kalmış sözlerine ulaştık. Ulşatığımmız bilgileri sizlerle paylaşmadan önce, Hendek’i tanımayanlar için Hendek’in müzikal kültürü hakkında bazı bilgiler vermek istiyorum.
Hendek’te, el sanatları ve müzik kültürü önemli bir yer tutmaktadır. Geçmişte müzikli kahvehanelerin olduğu, 1950 ve 1960’lı yıllarda Klasik Türk Müziği ve Türk Halk Müziği korolarının olduğu, Nida Tüfekçi gibi hocaların koro çalıştırmak için Hendek’e geldikleri, ilçenin bağlı olduğu şehir Sakarya’dan, bu ilçeye koristlerin geldiği yapılan araştırmalarda ulaşılmış bilgilerdir.
Günümüzde ise Hendek Halk Eğitim Merkezi bünyesinde oluşturulmuş Klasik Türk Müziği korosu, Türk Halk Müziği korosu, Bağlama, gitar, keman, ney kursları yüksek katılımlarla çalışmalarına devam etmektedir.
Yöresel müzik icrasında tambura bağlama, divan bağlama, cura bağlama, cümbüş ve ud kullanılmaktadır.
Klasik Türk Müziği enstrümanları ise klasik müzik icrası sırasında kullanılmaya devam etmektedir.
Yöreye sonradan gelen ve yöre halkı tarafından roman olarak adlandırılan vatandaşlarımız ise klarinet ve davul kullanmaktadır.
ELMAYI TOP TOP YAPALIM
“Elmayı Top Top Yapalım” isimli türküye kaynak kişilik yapan Ziya Bulut, araştırmalarımıza göre bu türkünün bestecisi ve güftecisidir. Eserin tarihçesi incelendiği zaman, türkülerin dinamiklik ilkesi fazlasıyla görülmektedir. Eserin ilk halini de dinlemiş kişilerle yapılan görüşmelerde; eserin ilk halinin bu günkünden farklı olduğu, eserde Hint müziği benzeri melodiler kullanıldığı (Neden Hint müziği etkisi olduğunu ilerleyen satırlarda açıklayacağım) ve değişerek günümüze kadar geldiği düşüncesi hâkimdir. Bu durum ise, kültürün dinamikliği ilkesi ile yakından ilgilidir. Halkın ortak yaratma gücünün ürünü olarak ve doğal bir sonuç olarak türküde halk tarafından değişiklikler yapılmış ve bu günkü halini almıştır.
TRT THM Repertuvarı’nda 1000 repertuvar numarasıyla kayıtlı olan türkü 1952 yılında ilçe amatör müzisyenlerinden ve Hendek eski esnaflarından ve bir dönem belediye başkan vekillği de yürütmüş olan Zafer Konuk’un babasının dükkânında Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiştir.
Bu gün Hendek’te hâlâ söylenen türkü, TRT THM repertuvarında 2 kıta olarak görünmektedir. Bu türkünün üçüncü kıtası ise şu sözlerle söylenmektedir.
Sofrasına kim ki konar
Akıbet aşk ile yanar
Öpmeyle de sevmeyle de göz mü kanar?
(Bakmayla da görmeyle de göz mü kanar?)
Çaresi yok çaresi yok.
KAYNAK KİŞİ ZİYA BULUT
Ziya Bulut, 1892 yılında Hendek’te doğmuştur. Annesinin adı Habibe, babasının adı Osman’dır.
I. Dünya Savaşı’na kadar Hendek’te yaşayan Ziya Bulut, I. Dünya Savaşı’na Osmanlı Devleti’nin katılmasıyla birlikte silahaltına alınır. Süveyş’te İngilizlere esir olan Ziya Bulut, bu esaretle beraber İngiliz sömürgesi olan Hindistan’a gönderilir.
Burada bozulan saatleri tamir ederek ve körüklü çizme yaparak günlerini geçirmektedir. Körüklü çizme yapmaktaki ustalığı buradaki komutanların dikkatinden kaçmamış ve kendisine Hindistan’da “Pir” lakabı takılmıştır. Bu gün hâlâ, Bulut Ailesi, Hendek’te “Pirimler” lakabıyla anılır.
1923 yılında esir değişim politikasıyla Türkiye’ye dönen Ziya Bulut, Türkiye’de kunduracılıkla geçimini sağlar.
2.10.1967 tarihinde doğduğu yer olan Hendek’te vefat eder.
Ziya Bulut hakkında araştırma yapan, Hendek eski belediye başkanlarından Zafer Konuk, Ziya Bulut’un, Hindistan’dan döndüğü zaman “sir” denilen, fakat maalesef kayıtlarda rastlayamadığımız, Hindistan yerel enstrümanını çaldığı bilgisini bizimle paylaşmıştır.
Allah, Ziya Bey’e rahmet etsin. Bize bu kıymetli eseri bıraktı. Türkünün melodisi internetten bulunabilir fakat ben notasını da buraya ekliyorum. Çünkü türkü, Hendek’te hala keyifle icra edilen bir türkü olma özelliğini gösteriyor. Belki birkaç kişiye daha bu yolla ulaşabilir.
Hendek’in var olan müzikal alt yapısını koruması ve güçlendirmesi dileklerimle esenlikler dilerim.
Hayri Gerdan, Bekir Yılmaz, Nahit Adalı ve Hasan Karagözlü ile 11.04.2006 tarihinde yapılan kişisel görüşme
Zafer Konuk ile 11.04.2006 tarihinde yapılan kişisel görüşme