Sevginur Yavuz
Özel çocuklarımız bu zor günlerinde evde ne yapacak
Şu sıralar çok zor bir süreçten geçiyoruz. Herkesin sabrını koruması gereken ancak bunun çok zor olduğu bir dönem. Kimileri işe gitmek zorunda ve bu konudan tedirginlik yaşıyorlar. Kimileri de haftalardır evden çıkmadığı için gergin durumda. Herkesin buluştuğu ortak nokta ise bu sürece aşmak için birlik olmamız gerekiyor.
Bu birliğe de birbirimizin sağlığını korumak için, zorunlu haller dışında, evde kalmakla başlayalım.
Şimdi gelelim asıl sorunumuza. "İyi hoş güzel evde kalalım evde kalalım da, bizim çocuklarımız sizinkilerden farklı" diyeceksiniz şimdi. Bunu demekte çok da haklısınız. Biz evde kalalım ama evde kalırken ne yapalım, evde nasıl vakit geçirelim "özel çocuklarımızla" ?
Öncelikle aileler için çok sancılı geçen bu süreci mümkün olduğunca (herkes için) eğlenceli hale getirmemiz gerekiyor. Evde olan materyalleri kullanım alanının dışına çıkarak, oyunlar ve etkinlikler için kullanabiliriz. Mesela boş bir karton koliyi parmak boyasıyla boyadıktan sonra ondan uçak yapıp oynamak, vakit geçirme sorununa hoş bir çözüm olabilir. Bu konuyu zenginleştirmek için hayal gücünüzü ve internetten etkinlik örneklerini kullanabilirsiniz.
Etkinliğin bulduk ve uyguluyoruz. Etkinlik sırasında ise çocuğumuzun yetersiz olduğu alanların üzerinde duralım. Bir başka deyişle “Gömülü öğretim” yapalım. Yani çocuğumuzun konuşma bozukluğu varsa etkinlik esnasında kullanacağımız bazı eşyaları ulaşılamayacak yerlere koyabilir ve işaret ederek " AA! Bize ne lazımdı? " diyerek "kalem" demesini teşvik edebiliriz. Ve en ufak çabasını coşkuyla kutlamalıyız.
Bir diğer önemli husus, etkinlik esnasında çocuklara seçenekler sunmak. Bir oyunu pat diye çocuğa sunmak yerine, iki tane oyun bulun ve çocuğunuza seçenek olarak “Hadi seç bakalım. Hangisini oynayalım?” diye sorun, onun istediğini seçmesini sağlayın. Bu yöntem çocuğunuzun etkinlikle ilgilenme zamanını da artacaktır.
Bir de çok duyduğum bir cümle var. “Bütün eğitim boşa gidecek.” Sakın bugüne kadar olan eğitimler boşa gitti diye düşünüp umutsuzluğa kapılmayın. Aksine, bunu bir fırsat olarak görün. Çocuğunuzu daha fazla tanıma şansı bu sizin için. Çocuğunuzu doğal ortamlarda gözlemleyin. Öğretmenleri ile iletişime geçin ve eğitimlerine siz evde devam etmeye çalışın. 0-6 yaş grubunda ise çocuğunuzu ders disiplinine sokmayın. Bırakın oyun oynasın. Emin olun oyun oynarken de birçok şey öğrenebilirler. (Gömülü öğretim gibi) Bu konuda öğretmenleri size yol gösterecektir.
Tablet ve televizyonlara dikkat edin. Özellikle konuşma ve dil geriliği olan çocuklarda zaman sınırımız olsun. Mümkünse hiç vermeyin. Ama zorunlu olduğunuz zamanlarda da lütfen çocuklar ne izliyor kontrol edelim. Küçük yaş grubunun beyni sünger gibidir. Yaş grubuna uymayan hiçbir şey izletmeyin, oynatmayın. (Belki gelecek yazılarda uygun video kanallarından bahsedebilirim.)
Ellerinden zorla da almayın. Olumlu dil kullanarak açıklayın. "Sana bir şey söyleyeyim mi? Ben bu izlediğinden daha iyi bir çizgi film biliyorum. Hem de çok komik. Görmek ister misin?" gibi coşkulu ve heyecanlı bir biçimde konuşmalar yapılabilir. Ya da iki olumlu seçenek sunularak "Hadi şimdi de bunlardan birini izleyelim. Hangisini istersin. Seç bakalım." diyebiliriz.
Çocuklara seçim sunmak sizin ile işbirliği yapmalarını sağlar.
İş birliğine giren çocuk ile vakit geçirmek de, eminim, çok daha keyifli olacaktır.
Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle. Soru ve görüşlerinizi heyecanla bekliyorum. Sağlıcakla kalın.