Hasan Hüseyin Yıldırım
OTİZM
Kim bu otizmli bireyler?
Toplumumuzda sayısı kaç bunların?
Nasıl fark ediyoruz biz onların otizmli olduklarını?
Vs vs … ?
Gelin cevabını bize kısaca bu duruma canlı tanıklık eden otizmli kız çocuğu olan bir anne versin.
Kızınızın durumunu ilk nasıl fark ettiniz?
İki yaşındaki doğum gününde... Kızımı ilk kez yaşıtı çocukların içinde gözlemleme imkanım oldu. Diğerlerinden çok farklıydı. *Onlar, adı söylenince bakıyor ve konuşurken göz teması kuruyordu. Ama benimki bunları yapamıyordu.* Dönen nesnelere kilitlenip saatlerce izliyordu.* Sese ve ışığa aşırı tepki veriyor, küçük bir ses duyduğunda bile öfke nöbetlerine girip kendisini yerden yere atıyordu.
Kızınızı doktora hiç götürmemiş miydiniz?
Çocuğumu çeşitli sebeplerle sık sık doktora götürüyordum ama maalesef gerekli gelişimsel taramalar hiç yapılmamış. Ben de bilmiyorum ki doktoru uyarayım.
*Meğer üç aylık bebeğin gülmesi, altı aylık çocuğun bakışlarıyla hareketlerinizi takip etmesi gerekiyormuş(uyumsal davranışlarda yaşıtlarına oranla gerilik).
Bunlar yoksa şüphelenilmeliymiş. Kızım gülen bir çocukken, bir gecede gülmesi kesildi. 2 buçuk yaşına gelince bildiği kelimelerin hepsini unuttu. Ve nihayetinde Otizm tanısı konuldu.
Kızınızın durumu şimdi nasıl?
Konuşuyor, iletişim kuruyor, yürüyor. *Erken yaşta doğru eğitime başlamasaydık bu aşamaya asla gelemezdik.* Çünkü otizmde en önemli şey, 18 ayda tanı konulması(ki bu da otizmin tanısın da ki kriterler den biri). ve eğitime başlanması. Bir ay bile çok önemli!!!
Ne tür zorluklar ve sorunlar yaşadınız?
Devlet bu çocuklara rehabilitasyon merkezlerinde haftalık 12 saat eğitim verebiliyor.*Oysa otistik bir çocuğun dağınık kafasını toplayabilmesi için haftada 30-40 saat eğitime ihtiyacı var. Maddi imkanı olanlar özelde 30 saati tamamlamak için para ayırabiliyor. Ama parası olmayanlar, çocuğunu öylece bırakmak zorunda!!! Ne kadar acı tahmin edebiliyor musunuz? Oysa bu çocukların insan kadar ömrü var. Ana babası ölünce ne olacak, hiç bunlar düşünülmüyor. Parasızlıktan dolayı eğitilemezlerse biz ölünce köpek gibi ormana mı atacaklar çocuklarımızı? Kaynaştırma eğitimi de sorunlu. Evimin çevresindeki üç özel okula gidip defalarca yalvardım, “Çocuğum haftada bir saat gelsin, ben okulun aylık parasını vereyim” dedim. Kabul etmediler. Devlet okulları da farklı değil. En sonunda tanıdıklar vasıtasıyla vicdanlı bir okul müdürü buldum da kızımı kaynaştırmaya gönderebildim.
BAYANLAR BEYLER !!! ANNEMİZİ DİNLEDİM VE ANLADIM Kİ…
Otizmli bireyler ancak sürekli ve kaliteli bir eğitimle topluma kazandırılabiliyor. Ancak bu eğitimin tek başına otizmli bireylere verilmesi yetmiyor. Ailelerin ve eğitimcilerin de sürekli ve kaliteli eğitim süreçlerinden geçirilmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra toplumunda otizmin FARKINDA! olması gerekiyor. *Her 68 çocukta bir görülen ve Görülme sıklığı artan ve nedeni hala tam olarak bilinmeyen otizmin toplum için tehdit oluşturmaması tabiki mümkün.
Bu çocuklarımız toplumda yaşama hakkını bizim kadar yaşayamadıkları, bizim kadar toplumun imkânlarından istifade edemedikleri için biz bu çocuklarımıza borçluyuz. Bu borcumuzu yerine getirmeliyiz.
Haftaya 21 Mart “Down Sendromu Farkındalık” gününde o özel bireylerimizi tanıtacağım güne kadar hoşçakalın ve özel eğitimin “Farkında” kalın!