Süper Admin
ÖLÜMSÜZLÜĞE İNANIYOR MUSUNUZ?
Bu kişisel bir yazıdır.
Birkaç gün önce neden ve nasıl bu kadar kitap okuduğumu sormuştu bir tanıdığım. Neden sadece kitap okumakla ilgili tutkumu başka bir şeyde bulamadığımı düşünüyordum. Sadece okuyup geçmek ile ilgili değil bu tutku.
Bir insandan duyduğunuz her sözü algılar ve anlamaya çalışırsınız. Bahsettiği kadarını bilirsiniz. Konuştukları hayal dünyasına ait ya da değil bilemezsiniz…
Lakin kitaplar bir insanın tüm düşlerine dokunmak gibidir benim için.
Ve hiç kimsenin düşlerine yolculuk edemezsiniz, anlatmadığı sürece. Yazılan o öyküler bir insanın düşleri. Keşfetmek, bilinmeyeni bilmek dürtüsü her insanda farklılık gösteriyor sanırım.
İnsanların hayallerini öğrenmenin en iyi yoludur kitaplar, öyküler, çizimler…
İnsanların hayalleri bittiğinde her şeyi biter…
Kitap demişken, en sevdiğim yazarlardan biri Edgar Allan Poe’dan kısa alıntı ile veda etmem doğru olacak. POE kadar ölümsüz olabilsek keşke…
Şişede Bulunan Not, özgün adı MS. Found in a Bottle olan, ilk kez 19 Ekim 1833'te Baltimore Saturday Visitor'da yayımlanan Edgar Allan Poe öyküsüdür.
Öykünün girişinde böyle karşılıyor bizi POE. Benim için en anlamlı sözleridir.
“Qui n’a plus qu’un moment â vivre
N’a plus rien â dissumuler. –Quinault ATYS-
“Bir anlık ömrü kalanın gizleyecek bir şeyi yoktur.”
Ve der ki sonrasında;
"Vatanım ve ailem hakkında söyleyecek pek bir şeyim yok. Kötü davranışlar ve uzun yıllar, beni birinden uzaklaştırdı, diğerineyse yabancılaştırdı."
Yıllar önce yaşamış bir yazarın düşlerine dokunmanın tadını başka nerede bulabilirim ki?