Süper Admin
Kültürel Merkeziyetçilik
Bu hafta size kültürel anlamda “merkeziyetçilik” kavramından bahsetmek istiyorum.
Merkez nedir? Merkeziyetçilik ne demektir?
Merkez kavramı TDK Türkçe sözlükte şu şekillerde tanımlanıyor.
a. 1. Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. 2. Bir işin öğretildiği yer: Er eğitim merkezi. 3. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer: İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi. -Y. K. Karaosmanoğlu. 4. Belirli bir yerin ortası: Şehir merkezi. 5. Polis karakolu: Sizi merkezimize gönderip tevkif ettireceğim. -A. Gündüz. 6. mec. Biçim, tarz: Çalışmaların, bu merkezdeyken durdurulması iyi olmadı. 7. mat. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. 8. mat. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek: Daire merkezi. Küre merkezi.
Merkeziyetçilik ise, bu tanımlardan yola çıkarak “merkeze sahip olma durumu” “cazip olma, cazibe sahibi olma” şeklinde tanımlanabilir.
Sakarya, kültürel anlamda ne kadar merkez, merkeziyetçi konuma ne kadar sahip?
Sakarya’nın, -genel itibar ile- yaşayanlar değerlendirildiği zaman, fazlaca göç almış bir yerleşim merkezi olduğu söylenebilir.
Bu tür yerler, kültürün uzun vadede şekillenmesi açısından, “kültür” konusu ile ilgilenenler tarafından kıymetli ve araştırmaya müsait yerler olarak görünür. Çünkü göçler vasıtasıyla gelen topluluklar, mevcut kültüre mutlaka bir şeyler katar ve o kültürden de mutlaka etkilenir.
Bir de o bölgeye, gerek halk gerekse idareciler tarafından merkeziyetçi bir misyon biçilmişse o bölgenin uzun vadede kültürel anlamda zengin bir bölge olmaması beklenemez.
Sakarya’nın, hem geçmişte hem de günümüzde fazlaca göç alması ve alıyor olması kültürel anlamda zenginleşmenin ilk adımı olarak değerlendirilebilir. Ancak, ikinci aşamada “merkeziyet”çilik konumu, şu an için Sakarya’da görülmemektedir.
İkinci aşamadaki sonuca nasıl ulaştığımı da şu şekilde anlatmam mümkündür.
Kocaeli, Bursa, Ankara, İstanbul gibi önemli şehirlerin ortasında bulunan Sakarya, her fırsatta bu şehirlere yakın olmanın getirdiği avantajları kullansa da, kültürel anlamda bu durum bir dezavantaj olarak görülmektedir.
Peki bu “merkeziyetçilik”ten ne anlatmak istiyoruz. Bir şehir, sağlık, turizm, eğitim, alışveriş vb durumlarla çekici (cazip) durumdaysa eğer; o şehre çevre illerden sağlık, turizm, eğitim, alışveriş vb nedenlerle insanlar geliyorsa o şehir merkezdir ve merkeziyetçi konumu vardır. Merkez olan bir şehir ise çevre illerden gelen insanlar tarafından sıklıkla ziyaret edilir. Her ziyarette, gelen insanlar kendi kültürüne ait bazı ögeler bırakırken, bıraktıkları kültürden daha fazlasını giderken götürürler. Uzun vadede bu durum değerlendirildiği zaman, merkezdeki şehir, diğer şehirlerden aldıkları sayesinde her geçen gün kültürel anlamda zenginleşirken, zenginleştirdiği kültür ile çevredeki şehirleri de etkiler.
Kültür kavramının içerisine yemek, konuşma, kıyafet, müzik, dans gibi halk kültürüne ait kavramlar girer. Yaşayışın tümü bu başlık altında incelenebilir.
Sakarya’nın bu durumda konumu nedir? Sakarya, çevredeki illerden ne kadar ziyaretçi çekebiliyor? Sağlık alanında çevredeki illerden “şehrimizde sağlık hizmeti alamıyoruz. O yüzden Sakarya’ya gidelim” şeklinde bir düşünce var mıdır? Böyle bir düşüncenin olacağını sanmıyorum ancak Sakarya’da yaşayanlar, daha iyi sağlık hizmeti almak için Kocaeli, Ankara, İstanbul’u tercih etmektedir. Demek ki sağlık alanında merkeziyetçi bir şehir değiliz.
Eğitim alanında durum nedir? Üniversite öncesinde ki eğitimde, şehrimizi tercih eden aileler, öğrenciler var mıdır bilmiyorum ancak, ekonomik durumu iyi olan insanların, çocuklarına eğitim aldırabilmek için İstanbul’u tercih ettiğini biliyoruz. Üniversite, bu başlıkta farklı değerlendirilebilir. 80.000’e yaklaşan öğrenci sayısıyla Sakarya dışından gelen öğrencilerin tercih ettiği bir üniversiteye sahip olduğumuzu belirtmekte fayda var. Ancak, ülkemizde meslek tercihlerinin nasıl ve neye göre yapıldığı da düşünülmelidir tabii ki.
Turizm. Turizm konusunda Sakarya’nın, diğer başlıklara göre daha iyi konumda olduğunu söylemek mümkün. Sakarya’nın çeşitli doğal güzelliklerine, özellikle günübirlik turların sıkça yapıldığını biliyoruz. Bu avantaj kullanılmalıdır.
Alışveriş başlığı belki de daha detaylı incelenmeli ve iğne-çuvaldız ilişkisi değerlendirilmelidir. Sakarya’da, önceki yıllara nazaran daha az olmakla birlikte, aranan her şeyin tam anlamıyla bulunabildiği söylenemez. Çevre illerden getirtilmesi gereken ürünler veya parçalarla karşılaşabiliyoruz. İhtiyaçlarımızı karşılamak için başka şehirlere gidebiliyoruz. Bu durum da yine Sakarya’nın merkezi konumunu değerlendirmemize yetiyor.
Genel olarak başlıklar değerlendirildiği zaman, Sakarya’nın merkeziyetçi bir konumunun olduğunu söylemek mümkün görünmüyor. Bu durumda da kültürün nasıl etkileneceğini kestirebilmek ve 200 yıl sonrası için olumlu bir değerlendirme yapmak mümkün görünmüyor.
NOT: Gelecek hafta, bu yazının devamı olarak “Sakarya’daki sanatsal merkeziyetçilik” konusunu ve “Sakarya’yı bir merkez haline getirmek için yapılması gerekenleri” yazmaya çalışacağım.