Prof. Dr. Mustafa Koç

Iyi insanlarin intikami: affetmek

Yazar: Prof. Dr. Mustafa Koç
Tarih:
Okunma: 2286
Yorum:
Yazı Boyutu: a - a - a - a
Paylaş:
Toplumsal yaşam,paylaşmayı, iş birliğini, iletişimi, bir birine güvenmeyi ve sorumluluk almayı gerektiren bir süreçtir. Toplumdaki her bireyin bu özellikleri gösterebilecek yeterliliğe ve tutuma sahip olması hem sosyal yaşam için hem de toplumun devamı için önemlidir. Bu dinamiklerden yoksun milletlerin çok kısa süre içinde yok olarak tarihin tozlu sayfalarında yer aldığı bilinmektedir.Okulların görevi de yeni kuşaklara bu özellikleri kazandırarak bireyleri toplumsal yaşama hazırlamaktır. Bu bağlamda okul gerçek hayatın bir provasıdır denilebilir.
Yukarıda sayılan dinamiklere sahip olmayan milletler sosyal, psikolojik ve maddi miraslarını hızla tüketmektedir. Paylaşmayı bilmeden komşuluk yapılabilir mi? Güven yoksa paylaşma olabilir mi? Sorumluluk yoksa kim yaptığı bir davranışın ya da yaptığı bir seçimin sonuçlarına katlanabilir ki? Günümüz insanı giderek daha da yalnızlaşmaktadır. Bu içine kapanma ve derin sessizlik iyiye işaret dağîlidir. İnsanları iyileştiren programlar değil yine insanın kendisidir.Bu tabloyu biraz daha somutlaştırmak mümkündür. 35 milyon tablet antidepresan ilaç yazılmış. Eğer önlem alınmaz ise 2050 li yıllarda intiharlarda çok ciddi artış olacağı tahmin edilmektedir.
Bir an önce kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları oluşturulmalıdır. Bu planlar hem kişisel düzeyde hem de toplumsal düzeyde bütün kurum ve kuruluşların katkısı ile hazırlanmalı ve sorumluluk duygusu ile uygulanmalıdır. Bu sürece özellikle üniversiteler, il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri, sivil toplum kuruluşları katkı sağlamalı ve işbirliği yapmalıdır. Çünkü, bir insanın busüreçte kalmaya devam etmesi aidiyet duygusunun zedelenmesine neden olabilecektir. Aidiyet duygusunu yaşamak ya da bu eksikliği giderebilmek için alınacak bireysel önlemler ister istemez kutuplaşmayı ortaya çıkaracaktır. Sonuçta bir birine tahammül edemeyen, katlanamayan, hoş görmeyen, yaşamasına izin verme hakkı elinde olan ya da olmayan insanların oluşturaduracağı bir toplum ortaya çıkar. Bir futbol maçı sonrasında rakip oyuncunun ya da taraftarın canına kıyacak kadar bir tepkide bulunma hakkını bu insanlara kim verdi.Kimse vermedi, kendilerinin artık buna hakkı olduğunu düşünmeye başladırlar. Çünkü tuttuğu takım onun son kalesidir ve onu canı pahasına korumak zorundadır.
Çözüm için bir yerden başlamak gerekir. Başlangıç noktası olmasa bile işlevsel bir yerden başlamanın zamanı geldi hatta geçmek üzeredir. Bu ülkede yaşayan ve huzur içinde hayatlarını sürdürmek isteyen insanların bu gelinen noktada başarması ya da öğrenmesi gereken şey affetmektir. Affetmek, anlamayı, kendini ve başkayı olduğu gibi kabullenmeyi,hoş görülü olmayı,kendi olmayı,güven vermeyi ve almayı, işbirliğini, sorumluluk almayı ve haddini bilmeyi sağlayan temel unsurdur. Çükü affetmek zayıf insanların işi değil güçlü insanların işidir. Affetmek bireyin zamanını ve enerjisini verimli bir şekilde kullanmasını sağlar. Affetmek bireyin her zaman kendine verdiği bir hediyedir.
Affetmek unutmak değildir. Hayvanat bahçesinde çalışan bir adama aslan saldırır ve hayatını zor kurtarır. Adam daha sonra çalışmaya başlar fakat bu aslana iyi davranmadığını fark eder. Bu onu çok rahatsız eder. Bu bağlamda bir psikologa gider ve psikolog adama aslanı affetmesini ister. Dam aslanı affeder ve onunla ilgilenmeye başlar.Fakat aslan adamı tekrar ısırır. Adam tekrar psikologa gider ve psikolog ona affet ama unutma der. Affetmek aynı şeyi bu insanda bir daha görmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Affetmek sayesinde bu insanı daha iyi tanımak ve kendimizi buna göre ayarlamak ve ona ilişkin beklentilerimizi yeniden düzenlemek anlamına gelmektedir.Affetmek sayesinde taşıdığımız ve bize hiçbir katkısı olmayan bir yükten bizi kurtarır. Affetmek bizi geçmişin kölesi olmaktan kurtarır. Affetmek bizi geleceğin belirsizliklerinin kurbanı olmaktan kurtarır. Affetmek gerçekten bize şükretmeyi ve sabretmeyi öğretir. Ne güzel söylemiş F. Von. Schiller “Affetmek ve unutmak, iyi insanların intikamıdır” Laurance Sterne ise “Affetmenin ne olduğunu yalnız cesurlar bilir, korkakların tabiatında af diye bir şey yoktur” der.

Yorumlar

Lütfen aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
  • Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
  • Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
  • Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
  • Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
  • Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
  • Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.