Prof. Dr. Mustafa Koç

Ihtiras,unutmayi ve dolayisiyla da affetmeyi engelleyen en temel unsurdur

Yazar: Prof. Dr. Mustafa Koç
Tarih:
Okunma: 2241
Yorum:
Yazı Boyutu: a - a - a - a
Paylaş:
Adler’in “ Psikolojik Aktivite” adlı kitabından yanımızda olan fakat fark etmediğimiz, fark edemediğimiz için kontrol edemediğimiz ve sonuçta onların kontrolüne girdiğimiz durumlara ışık tutabilecek bazı şeyleri sizinle paylaşmak istiyorum. Her bir ifadeyi önce kendimizle sonra başkalarıyla ilişkilendirip ne olup bittiğini anlamaya çalışalım.

•İhtiras,unutmayı ve dolayısıyla da affetmeyi engelleyen en temel unsurdur.
•İhtiraslı olup olmadığınızı öğrenmenin geçerli bir yolu, fiziksel bir neden olmaksızın uykuya başlayamamanızdır.
•İhtiraslı insan, gerçeğin kendi planlarına uyması için çabalar fakat kendi planının gerçek olup olmadığına hiç bakmaz.
•Melankolik depresyon aslında, zaten hep kötü olasılıkları aramak, iyi ve umut verici şeyleri düşünmemek demektir.
•Bazı insanlar kendi çalışkanlıklarını ve itaatkârlıklarını kullanarak başkalarını ne kadar rahatsız ettiklerinin farkında değillerdir.
•Bireylerin en küçük bir şeye aşırı duygusal tepki (ağlamak) ve hiddet göstermelericesaret ve kendine olan güvenlerin eksikliğindendir.Çünkü ağlama ve hiddetgösterme her zaman aşağılık duygusuna sahip olan insanların tepkileridir.
•Bir bakıma herkes çocuk gibi davranır. Çünkü yaşam biçimi çocukluk yıllarında oluşur ve yaşam boyunca hep tekrarlanır. Bu yüzden çocuk, insanın babasıdır sözü doğrudur.
•Temizlik takıntısı olan kimselerin evlerinin pek temiz olmaması ilginçtir. Bunun nedeni, evdeki tüm toplumsal uyumun bozulması ve her yerde mutlaka pislik bulmayı isteme arzusudur.
•Çocukluk anıları arasında bir dinamik bulduğunuzda, hastanın ömrü boyunca aynı taktikleri uyguladığını görürsünüz.Önce korkmuştur ve sonra bu korkusunu yenmiştir. İşte bu, üstünlük duygusu yaratmasının yoludur.
•Hükmetme, başkalarını alçaltarak kendini yüceltmenin bir dışa vurumudur.
•Kaygı, aşağılık duygularının en somut biçimlerinden birisidir. Belirli amaca, kusursuzluk amacına hizmet eder.
•Zaman onun gözünde düşmanı olarak görünmektedir. Çünkü zaman, ondan sürekli olarak bir şeyler beklemektedir. Hatırlattığı en temel şey ise sorumluluklarıdır. Sorumluluklardan kaçarak özgür olduğunu sanan yada inan kişi gerçekten zamanın kölesi haline gelir.
•“Toplumsal yaşamdaki spesifik başarılarda ”kuşkunun” rolü nedir?” diye sorarsak kuşkunun amacının “statüko” yu korumak, değişikliği önlemek olduğunu anlarız. İşte bu karasızlık tavrıdır.
•Aşırı kuşku ve uzun süreli kararsızlık, yalnızca zaman öldürmeyi amaçlar. Bu da bireyi zaman kazanmak için zamanı öldüren biri haline getirir. Saatlerce tv izlemek, saatlerce internete bağlı kalmak, saatlerce oyun oynamak vb.
•Nevroz belirtilerinin ortaya çıkması, mutlaka bireyin yaşam sorunlarını kendi üstünlük çabasına uygun bir şekilde çözemeyeceğini anlaması ve o sorunlarda kaçmaya ve kaçınmaya başlaması ile gerçekleşir
•Yaşamak demek, karşılaştığımız sorunlara çözümler bulmak demektir.
•Bir başkası ile (anne, eş, arkadaş, komşu, akraba vb.) etkileşimde sizi ilgilendiren önemli şey karşınızdaki insanın kendisi ile dış dünya arasında nasıl bağlantı kurduğudur.

Yorumlar

Lütfen aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
  • Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
  • Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
  • Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
  • Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
  • Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
  • Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.