Doç. Dr. Sertan Demir
Havai Fişek Fabrikasındaki Patlama Ve Hendek Türküsü Üzerine
Geçtiğimiz hafta başta Hendek’i ve ardından Sakarya ile tüm Türkiye’yi derinden sarsan bir olayla sarsıldık.
Şehir merkezinden bile kuvvetle hissedilen bu olay Hendek’te bulunan havai fişek fabrikasının patlamasıydı. Çeşitli sebepler gösteriliyor ancak şurası kesin ki, bu olay Sakarya’nın sayısız yarasına yeni bir tane daha eklemiştir. İncelemeler sonucunda sebebi öğreneceğiz ancak kesin olan bir şey varsa ihmal olması ihtimalinde Sakarya ve Hendek’in bunu hak etmediğidir.
Hendek’e ve Sakarya’mıza geçmiş olsun, başımız sağ olsun. Dileriz ki bu tür olaylar ne Sakarya’da ne de dünyanın herhangi bir yerinde yaşansın.
Sakarya’da en büyük yaralar deprem konusu açıldığında sızlar ama Sakarya’da savaş anıları da oldukça fazladır. Halkın bir özelliği de gerek kitlesel olaylar gerekse de kişisel olaylar karşısında türkü yakarak o olayı tarihi belgeye dönüştürmesidir.
Son yıllarda terör belasına verdiğimiz kayıplar, Hendekli Gaffar Okkan’ın katledilmesi gibi Sakarya’nın hafızasında henüz taze ve kanayan yaralar oldukça fazladır. Ancak bu gibi son yıllara ait olayların türküleştirilerek tarihi belge haline dönüştürülmesi henüz gerçekleştirilemedi.
Bir Hendek türküsü bu anlamda güzel bir örnektir.
Hendekli Ziya Bulut 1892 yılında Hendek’te doğdu. I. Dünya Savaşında silah altına alındı ve Süveyş’te “Kanal Cephesi” olarak bilinen çatışmada İngilizlere esir düşerek Hindistan’a gönderildi.
Hindistan’da saat tamiri ve körüklü çizme yaptı. Bu işlerdeki ustalığından dolayı, oradaki komutanı kendisine “Pir” lakabı verdi. Bulut ailesi bölgede hala “pirimler” lakabıyla anılmaktadır.
1923 yılında da esir değişim programıyla Hendek’e geri dönen Ziya Bulut, 02.10.1967 yılında Hendek’te vefat eder.
Ziya buluta ait 1 fotoğraf ve bir de türkü elimizdedir.
Hendek’te konu hakkında görüştüğümüz Zafer Konuk, yaptığı araştırmalarda Ziya Bulut’un Hindistan’dan döndükten sonra bu türküyü yakarak, çalıp okuduğu bilgisine ulaşmıştır.
Elmayı top top yapalım
Kızlara bahşiş atalım
Kadifeden ceketini dar yapalım
Ne güzel yakışır ince bele
Eğlenelim taze ile
Altında yelpaze ile
Ölçelim de o güzelin ince belin
Bir gümüş endaze ile
Sofrasına kim ki konar
Akıbet aşk ile yanar
Öpmeyle de sevmeyle de göz mü kanar?
Çaresi yok , çaresi yok.
Bu türkü, aynı zamanda TRT Türk Halk Müziği Arşivine kayıtlı 7 Sakarya türküsünden Hendek’e ait olan tek türküdür. Ancak 2 kıta olarak görülmektedir. İlçede yaptığımız araştırmalardan sonra Zafer Konuk, Hasan Karagözlü, Hayrettin Gerdan ve Nahit Adalı’dan 3. Kıtasını da derleme fırsatı bulduk.
Sakarya Üniversitesi tarafından projelendirilerek “Sakarya İçin Çal” isimli etkinlik hayata gerçekleştirilerek, Devlet Konservatuvarı hocaları tarafından çalınıp okundu. Dinlemek isteyenler için türkünün linkini aşağıda veriyorum.
Cümlelerime son verirken, hendek halkına tekrar geçmiş olsun diyerek, kayıplarımız için Allahtan rahmet, ailelerine, Hendek’e ve Sakarya’mıza baş sağlığı diliyorum.
NOT: Birkaç hafta dinlenme ihtiyacı sebebiyle sizlerle olamayacağım. Anlayışınız için şimdiden teşekkür ederim.
Elmayı top top yapalım : https://www.youtube.com/watch?v=vT2dFXPYX9c