Zahide Nurdan AT ve Kübranur AKCENGİZ
GÜZEL VE SAĞLIKLI CİLDİN SIRRI: KOLAJEN
Doğada, kolajen, özellikle hayvanlarda, memelilerin kas ve bağ dokularında bulunan, cilt dokusunda cildin sıkılığını, esnekliğini ve sürekli yenilenmesini sağlayan bağ dokusunun bir parçasıdır. Kolajen cilt elastikiyeti için, iki kemiği bağlayan ve dolayısıyla eklemleri bir arada tutulması için önemlidir. Kolajen ailesinin 28 üyesi vardır. En çok bilinen 3 tipi bulunmaktadır. Tip; I kemik, deri, bağlar, tendonlar ve gözün beyazında, Tip II; kıkırdakta, Tip III; kemik iliği ve lenfte bulunur. İnsan vücudunda da bu oran %30 civarındadır, kemikte ise %80’lerdedir. Kollajen proteinini her şeyi bir arada tutan bir çimento gibi düşünebiliriz, vücuda çeşitli yapılara güç kazandırır ayrıca toksinlerin, mikroorganizmaların ve kanserli hücrelerin emilimini ve yayılmasını önleyerek cildi korur. Zamanla kırışıklık oluşumu ve doku elastikiyetinin kaybolmasına sebep olan ultraviyole radyasyon (UVR) gibi dış etkilere maruz kalınması yaşlanmaya sebep olur. Cilt sağlığına katkıda bulunduğu için bu alanda kolajenden faydalanabiliriz.
Doğru Kolajen Seçimi
Kolajen vücudumuzda 30 yaşından sonra her yıl %1 daha az üretilir bu yüzden 30 lu yaşlardan itibaren kolajen takviyesi kullanılabilir. Eğer cilt için kullanmak istiyorsanız tip 1 kolajeni, eklem sağlığı için ise tip 2 kolajeni tercih etmelisiniz. Fakat piyasada kombine kolajenler de mevcut. Kolajenin peptit formda olması gerekir. Piyasada bulunan sahte kolajenlere ise dikkat edin. Gerekirse bir uzmana danışarak satın alın.
Kimler Kullanmamalı?
Gebeler üzerinde henüz yeterli çalışma olmadığı için kullanmamalılar. Kolajen bir protein olduğundan böbreğe bir yük bindirebilir bu nedenle böbrek hastaları da kullanmamalılar. 18 yaş altında vücutta yeterli kolajen olduğu için ve bu yaş grubunda yeterli çalışma yapılmadığı için kullanmamalılar. Ve kanser hastaları da kolajen takviyesi konusunda dikkatli olmalılar.
Doğru Zaman ve Doğru Yöntemle Desteklemek Önemli
Kilo verme süreci sonrası sarkmalardan endişe ediyorsak kolajen takviyesine başlanabilir fakat burada önemli olan kilo verdikten sonra değil sürecin başında takviye kullanmaya başlamaktır. Doğru tip kolajeni seçmek önemlidir ve cilt için mezoterapi, dermoroller, altın iğne vb uygulamalar ile o bölge uyarılarak kolajenin istenilen bölgeye etki etmesi sağlanabilir.
Doğal Yollarla Kolajen Yapımı Nasıl Arttırılabilir?
Öncelikle dengeli ve sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirin.
Kolajen bir protein olduğundan protein ağırlıklı beslenin.
C vitamini ve A vitamini açısından zengin besinleri arttrın. Turunçgil, domates, havuç, ıspanak, brokoli, greyfurt ve özellikle yüksek antioksidan içeriğine sahip böğürtlen, çilek karadut, yaban mersini gibi kırmızı meyveler örnek verilebilir.
Günde 1,5 litrenin altında su tüketmeyin ve içtiğiniz suyun pH değerinin ortalama 8 (7,8-8) olmasına dikkat edin.
Sigara ve alkolden uzak durun.
En ucuz yolu ise uyku. Günde 6-8 saat özellikle gece uykusu çeşitli hormonların ve melatonin denilen maddenin salınması ve sirkadiyen ritim için oldukça önemlidir.
Yosun, ginseng, aloe vera, kişniş de doğru kullanıldığında kolajen yapımını arttıran besinlerdir.
Diyetisyen Kübranur Akcengiz