Evet yazımıza bu başlığı attım çünkü çoğu insan bu durumdan şikayetçi. Fakat sakin olun metabolizma tamamen durmaz ya da çalışmayı bırakmaz. Metabolizma vücuttaki yapım ve yıkım olaylarının toplamıdır. Yani bu demek oluyor ki saçımızı uzaması, tırnağımızın uzaması, kilo almamız, vermemiz, kolumuzu kaldırmamız, konuşmamız vs hepsi için bir enerji gereklidir ve metabolizma çalışır. Metabolizmanız durmadı, ispatı şu an bu yazıyı okuyor olmanız. Evet metabolizma durmaz fakat kilo almamız yavaşladığında burada aklımıza metabolizmamızın yavaşladığı düşüncesi akla gelebilir. O yüzden gelin metabolizmayı memnun edecek, çalışmasını hızlandıracak yolları beraber keşfedelim.

Öncelikle metabolizmayı tanıyalım. Öncelikle bu diyet ne zaman bitecek, çok açım, mutsuzum diyorsanız yanlış yoldasınız. Beslenmeyi fizyolojik, psikolojik, sosyolojik olarak bir bütün halinde ele almalıyız.  Bu yüzden öncelikle kendimizi tanımalıyız.

Eğer ben çok hızlı bir şekilde istediğim kiloya gelmeliyim, sosyal medyada bir haftada 4 kilo veriyorlar ben haftada 1 kilo veriyorum diyerek kendinizi kıyaslıyorsanız üzgünüm yine yanlış yoldasınız. Her insanın metabolizması, bedeni birbirinden farklıdır. Beslenmeniz parmak iziniz gibi size özgü olmalıdır. Amacınız kilodan önce sağlıklı beslenme olmalıdır ki bunun da yolu yeterli, dengeli, çeşitli beslenmekten geçer. Ve amacımız kalıcı beslenme değişikliği, kalıcı davranış değişikliği olmalıdır.

Metabolizmanızı hızlandırmak istiyorsanız metabolizmanızı oluşturan hormonlarınıza, organlarınıza, beyin, bağırsaklarınıza iyi bakmalısınız. Düzgün işlemeyen bir bedenden yağlarımızı yakmasını nasıl beklenebilir ki? Bu yüzden bedenin ihtiyacı olan tüm vitamin, mineral, karbonhidrat, yağ, su vb moleküllerin eksiksiz karşılanması gerekir.

METABOLİZMA HIZINI NELER ETKİLER?

STRES: Sabah işe gitmek için kalktınız bir yandan aceleyle smothie yapmaya, yulaf toplarını çantanıza sıkıştırmaya çalıştınız, akşama kadar aç kaldınız, akşam ne yediğinizi ne yiyeceğinizi hatırlamaz haldesiniz ve gün sonunda koca bir hamburger sipariş edip yerken kendinizi buldunuz. Ve tüm yaşam stresine, diyeti bozma stresi de eklendi. Evet stres durumunda maalesef vücut daha çok yemeye ve daha çok yağ depolamaya başlar. Bu yüzden kendinizi sevdiğiniz gıdalardan mahrum etmeyin, ve diyet yapıyorum demek yerine doya doya sağlıklı beslenmenin tadını çıkarıyorum deyin.

UYKU: Uykumuzdan çaldıkça kendimizden çalıyoruz. Uykudan çaldığımız zaman insülin salınımı arttığından karbonhidrat tüketimi artıyor. Ve kilo almaya yatkın hale geliyoruz.

EGZERSİZ: Beslenmenize ne kadar dikkat ederseniz edin hayatınıza egzersizi adapte etmediğiniz sürece metabolizmanızdan tam anlamıyla istediğiniz verimi alamazsınız ve bir süre sonra kilonuz sabit kaldığını göreceksiniz. Ayrıca vücut kas oranı fazla olan bireylerin vücut kas oranı düşük olan bireylere oranla metabolizmaları daha hızlıdır.

BESLENME HATALARI: Çok düşük kalorili beslemek, karbonhidratı tamamen kesmek, sürekli kürler tarifler denemek, sürdürülebilir olmayan internetten bulunup size uygun olup olmadığını sorgulamadan yaptığınız diyetler maalesef metabolizmanızı hasara uğratır ve kendine gelmesi uzunca bir süre aldığı gibi vücudunuzun dengesini bozar belki de hastalıkları bile beraberinde getirirsiniz.

BAĞIRSAK SAĞLIĞI: Bazen her şeyi yapmanıza rağmen bir türlü hedefinize ulaşamıyorsunuz, moraliniz çok bozuk ve mutsuzsunuz. Denemediğiniz yol kalmadı. Unuttuğunuz bir organınız olabilir mi. Evet unutulan organımız, ikinci beyin de dediğimiz bağırsaklarımız ruh halimizden tutun, obezite, alerjiler, diyabet ve birçok hastalıkla ilişkisi olduğu anlaşılmakta. Bu yüzden sorun belki de bağırsaklarımız olabilir bunu da unutmamakta fayda var.

Diyetisyen Kübranur AKCENGİZ