



Kemal Aslan
ÇARŞI...
Bu yazımızda geçmişden iz bırakan bir sohbet ile başlamak istedim.
Gençlik yıllarımda geniş bir sohbet ediyoruz o zaman yenide evliyim kıymetli bir abimiz hayattaki tecrübelerini anlatıyor sohbet evliliğe geldi..
"bakın gençler flört ettiğim eşim başka nişanladığım eşim başka evlendiğim eşim başka"diye uzun bir sohbet yaptı ve sonunda bu hayatınızdaki her aşamada hayatınıza giren arkadaşlarınız içinde geçerli diye sohbeti bağladı..
Tabi o zaman gençlik var sadece dinledik.
Aslında o güzel insan aile üzerinden bize çok anlamlı bir mesaj vermiş bunu yaş aldıkça anladım..
Şimdi gelelim bunu neden yazdığıma..
Şehrimizde her seçim çok hareketli ve heyecanlı geçiyor.
Hepmiz taraf oluyoruz sonunda kazanan her kimse tebrik edip hayatımıza devam ediyoruz..
Amaaaa sorun işte kazanınca başlıyor
Aday olmak isteyen arkadaş başka ..
Aday olan arkadaş başka..
Kazanan arkadaş başka..
Tabi bu başkalaşma bir süre sonra samimiyetin sorgulanmasına sebep oluyor ve sonrası makama gelenin siyasi bahaneleri ve "sizin bilmediğiniz dengeler var"kelimesi ile boyutu farklı yere çekiyor.
Ama bilmiyor ki onu oraya taşıyanlar o dengeleri ondan daha iyi biliyor hatta bir tık ilerisi oralardaki ticari siyasi ilişkileri ortaklıkları en az o makamdaki arkadaşı kadar biliyor ve hatta fazlasını biliyor..
Ne yazik ki kazanan kerameti onu taşıyan şehrin insanında aramak yerine perde arkası diye adlandırılan şehri bilmeyen fatura danışmanları sayesinde olduğunu zannederek ilk yanlışı yapıyor.
Çarşı etkisiz merkez önemli değil gibi klişe sözlerle o fatura danışmanını onure ederek seçmeni ve onu destekleyenleri başlıyor yok saymaya..
Bakın beyler sizleri o makama Hendek taşır.
Ve Hendeği bilenler iyi bilir. Şehrimizin, köyü, mahallesi nerde olursanız olun evinden çıkan herkes çarşıya gidiyorum diye evinden çıkar.. Çarşı her zaman önemlidir.
Hangi köyden yada mahalleden çarşıya inilir, herkes kendi kahvesine yada çay ocağına yada esnafın yanına gider ve orada buluşur sohbetini yapar..Bilinsin ki kazananda kaybedende çarşının ortak kararıyla olur. Bunu Hendek'te yaşayan herkes bilir..
Gelelim kaybedene ...
Kaybeden de makamdayken kontrol bende ben biliyorum haberim var diye süreci çarşıya kulaklarını tıkayarak devamı sonucunda makamı bırakınca eyvah aaa öylemi haberim yoktu gibi sözler ile yeni yol bulma çabası ile yoluna devam eder....
Demem o ki..
Başkalaşmak kaybettirir.
Fakat ne yazık ki kazanan ile kaybeden arasında hiç fark yok.
Bence hepsi aynı..
Birde her devrin kazananları varki bu arkadaşlar kim kazansada kaybetsede onlar hep düşeş atarlar.
Ve kazananın yanında hatta en yakınında olur ne isterlerse yaptırır. Hatta bide o makama taşıyan gönül verenleri hain ilan edip okuyup üfleyip durumu kazan kazan yaparlar..
Ama sorun onlarda deil bence başkalaşan o kıymetli arkadaşlarımızda...
Şunu belirteyim burası Hendek burada herkes herşeyi bilir ama söylemez. Çünkü bu şehrin bir özelliği var herkes herkesle hısımdır ve büyüklerimizin bize verdiği terbiye gereği söylemez..Yani demem o ki sakın hiç kimse çarşıyı hafife almasın...
Bu şehrin anatomisini bilmeyen perde arkası denilen dışarıdan gelen fatura danışmanı kaderini tayin edemez sadece parasını alır gider...
Bunu hem şimdiki makam sahibine hemde şuanda makamda olmayan tüm siyasilere sesleniyorum...
Bizde bir laf var "eve lazım olan başka yere haramdır"derler
İşçi.alacaksanız hendekten alın ki niyetiniz ve samimiyetinizin nişanesi olsun...
Ve tüm siyasi adaylara sesleniyorum çarşıya kulak verin dinleyin sonra istişare edin.
Uzun yıllar siyaset yapanlara bakın konuşun feyz alın tecrübelerden faydalanın.
Nacizhane tavsiyemdir.
Ve kimse kimsenin ekmeği ile oynamasın
Paylaşın el uzatın kulak verin..
Belediye Meclisindeki kıymetli siyasiler izliyorum lütfen artık hendek için sosyal kültürel projeleri dillendirin ve meclis gündeminde sıcak tutun..
Ve şehrin göbeğine adrese teslim kaç yapı yapılacak halka söyleyin en azından süpriz olmasın..
Bu şehrin muktedirlerinin bu yabancı ilgiside enteresan.
Memuriyet kadrosu geliyor yabancıya
İşçi alınacak yabancı iş.ihalesi olacak yabancı.
Nedir bu yabancıya talep yüz bin nufuslu ilçede esnaf yok tüccar yok işçi yok memur yok ama seçimde oy var..
Enteresan!!!!!?????
Yazımı bir fıkra ile tamamliyim..
...Bir papağan varmış sahibine durmadan konuşup onu rahatsız ediyormuş..adam papağanı odaya kapamış aradan iki gün geçmiş papağanda ses yok. Merak etmiş kapıyı açmış papağan bakıyor
Ne o sesin çıkmıyor diye söylenmiş sahibi
Papağan da konuşsa hapis devam edecek.
"anlarsınya"demiş..
Eh bu halkı çarşıyı dinlemezsen hapis edersen bir gün halk "anlarsınya"" der ve
İşte o zaman herşey için geç olur..
Anlamayana anlatırız dinlemeyene dinletiriz ama hafife alana kaale almayana cevabımız iz bırakır....
Bedeli dostluk olan yol.arkadaşlığı belliki "vefa"kelimesini boza markası olarak algılanmasına sebep oluyor..
Birde sözümüz olsun.
"Pazarlık sünnettendir"