HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları
Yusuf Karabulut

Yusuf Karabulut

ANDIMIZ

Yazar: Yusuf Karabulut
Tarih:
Okunma: 1217
Yorum:
Yazı Boyutu: a - a - a - a
Paylaş:

Uzun zamandır yazı kaleme almıyorum. Mesleğim gereği eğitimle alakalı konularda kalem oynatmaya çalışan biriyim. Bu yazımda da bu tavrını sürdürmeye çalışacağım.

Prof. Dr. Sinan Canan’ın bir seminerinde şöyle bir ifadesini duymuştum: “Herkes kendi sorusunu sorsun?“

Amerika ile sorunlar, papaz alışverişi, doların artması ya da Türk parasının sürekli değer kaybetmesi, devalüasyon, zamlar ve fırsatçılar, erken emeklilik… konuları bitti, şimdi de andımız konusu ortaya çıktı. Sahi herkes kendi sorusunu sorsun demiştik.

Sevgili dostlar, andımız neden kaldırıldı sorusundan önce ne zaman niçin getirildiğini bilmemiz gerekmez mi?

1933 yılında Reşit Galip, bu metni neden yazdı ve tüm ilköğretim okullarında her sabah neden okutulmaya başlandı?

Reşit Galip, birilerinin bahsettiği gibi gerçekten tartışmalı bir isim miydi, şovenist birimiydi, öyle olsa bile şu anda bunun bize ne faydası/zararı var?

8 Ekim 2013’te ani bir kararla on yıllarca süregelen uygulama neden kaldırıldı?

Bu karar okullarda bir sivilleşme hareketi miydi, yoksa siyasi bir karar mıydı?

Siyasi bir karar değilse neden diğer sendikalar destek vermeden yalnız Türk Eğitim Sen konuyu Danıştay’a taşıdı?

Ve yine siyasi bir karar değilse; neden yalnızca Eğitim Bir Sen tüm Türkiye’de bu karara karşı çıktı?

Ayrıca Danıştay kararının tam metnini hangimiz okuduk?

Danıştay’ın kararında belirtilen; aidiyet duygusu, Türk Milli Eğitiminin temel ilkeleri ile bağdaşması, pedagojik formasyon ile ilgili bir tezatlık oluşturmaması gibi konulara hakim olarak mı sosyal medyada ahkam kesiyoruz?

Papaz/Ajan Brunson konusunda sıkça dile getirdiğimiz: “Türkiye bir hukuk devletidir.” söylemini bu konuda neden es geçiyoruz?

Bir başka açıdan bakılırsa; Örneğin 1933’ten beri okullarda bu konuyla ilgili uygulamada öğretmenlerimiz ve idarecilerimizin yaşadığı bir sorun tespit edilmiş mi?

“Sen Türküm, doğruyum dersen, başkası ben de …’ım ve ben de doğruyum der kardeşim.” şeklinde global ve hümanist(!) söylemlerde bulunan arkadaşlar; Konuyu nereye kadar götürecekler? Örneğin; Fransız ihtilaline ve ihtilalden sonra kurulan Ulus-Devlet anlayışıyla isimlendirilen devletlere kadar mı? Türkiye, Rusya, İngiltere gibi...

Aşırı Milliyetçiler ve Milliyetçilikle Irkçılığı karıştıranlar; Milli kültürümüzü, Milli Edebiyatı, Türk Dil Kurumunu, Türk Tarih Kurumunu nereye koyacağız/nasıl isimlendireceğiz?

“Türkleşmek, İslamlaşmak, Muassırlaşmak” eserinin sahibi Ziya Gökalp’i, Gaspıralı İsmail’i, Yusuf Akçura’yı, Halide Edip’i, Fuat Köprülü’yü,  “Kâfirle çatışmayı göze alan Müslümana Türk denir.” diyen İsmet Özel’i ne yapacağız?

Çırpınırdı Karadeniz’i söylerken “Selam Türkün Bayrağına” diyen Osmanlı Mehteranını, Müslüman oldukları halde Arap Milliyetçisi olan Emevileri… nasıl anlayacağız / nereye koyacağız? Yani tüm bunlara Milliyetçi mi bakmalıyız, Ümmetçi mi?

Evet, sevgili dostlar!

Uzun bir aradan sonra yazdığım ilk yazımda bir sürü soru sordum?

Ve yine dediğim gibi herkes kendi sorusunu sorsun. Maalesef iyi bir zamanda yaşadığımızı düşünmüyorum. Çünkü biz soru sormaktan ziyade sürekli cevaplar veriyoruz.

Ha bu arada “Danıştay kararı geçerlidir.” diyen hangi meslektaşım kendi okulunda “Andımız”ı okuttu öğrencilerine, duyan/bilen varsa gelsin.

Birbirimizi kandırmayalım, hepimiz klavye kahramanlığı yapıyoruz ve mevzu birinci derecede geleceğimiz olan evlatlarımızı ilgilendiriyor.

Selamlar, saygılar…

Yorumlar

Lütfen aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
  • Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
  • Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
  • Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
  • Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
  • Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
  • Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.