Yaşar Aygüneş
ALOOO SESİMİ DUYAN VAR MI
Bu sesi ilk 99 depreminde duymuştuk.
Depremle ilk tanışmamızda.
Binaların patır patır yıkıldığı, canlarımızın sevdiklerimizin enkaz yığınlarının altında kaldığı 99 yılında.
Sesimi Duyan var mı?
Arama kurtarma ekiplerinin feryat figan çığlıklarıydı bu ses.
Enkazın dışındakilerininde yürekleri enkaz altındaydı.
Günlerce o kabus dolu geceyi unutamadık. Aylarca çadırlarda, barakalarda yaşadık. Süslü binalarımıza giremedik.
Ülkemizin dört bir yanından hatta dünyanın dört bir yanından yardımlar yağıyordu Marmara’ya.
Devlet hızla yaraları sarıyordu çok şükür.
Derken kısa bir süre sonra; Düzce depremiyle kabus geri gelmişti. Oysa daha bir-kaç ay önce sevdiklerimizi enkaz altında bırakmıştık.
Düzce’de de canlarımız enkaz altında kalmıştı. Bir kez daha yıkılmıştık.
Deprem ülkesindeyiz, depremle yaşamaya alışmalıydık.
Deprem değil binalar alıyordu canımızı. Dönemin hükümeti “deprem yasası” diye bir yasa çıkardı. Yapılacak tüm binalar zemininden betonuna kadar kontrol ediliyordu.
Tamam dedik.
Bir musibet bin nasihatten hayırlıdır. Belki bu sıkıntıları bir daha yaşamayız. Zaman geçtikçe denetleme firmalarında gevşeklikler başladı.
Sürekli imar afları ile devlet kolaylıklar tanıdı. Oysa kanunlarda boşluk arayan bizlere devlet bu kadar iyi niyetli olmamalıydı.
12 yıl sonra kabus Van’da ortaya çıktı. Bine yakın can verdik çürük binalara.
Akıllandık mı?
Asla…
Ve kabus bu sefer çok daha büyük gösterdi yüzünü.
Adının önüne “KAHRAMAN” ekleten, kurtuluş mücadelemizin direniş kalesi olan MARAŞ’ımız direnemedi depreme. Kâğıt gibi yıkıldı binalar canlarımızın üzerine.
Bu sefer yaklaşık nüfusun 5/1 etkilendi. 10 il yıkıldı.
Devlet millet el ele koştu yardıma. Hatta otuz küsür ülke el uzattı acımıza. Hele Türk devletleri koşar adım geldiler sesimize. Kardeş çağrılınca değil ihtiyaç duyulunca gelir misali.
O kahreden ses yankılandı on ilde “alooo sesimi duyan var mı?”
Her gün kayıp sayımız artıyor. Milyonlar mağdur milyonlar perişan.
Akıllanacak mıyız Bu sefer?
Hiç umudum yok.
Her şeyi devletten bekleyen bizler; gene malzemeden çalarak, kuralları delerek yapacağız yeni binalarımızı. Binlerce can bir kuruşumuzdan değersiz olacak.
Bir metre kare fazla, bir demiri eksik yapsak ne olur düşüncesiyle karartacağız yarınlarımızı.
Ahlakla yükseleceğimize, binalarla yükseleceğiz.
Millet can derdindeyken sallayacağız siyasi rakiplerimize.
Talan edeceğiz gelen yardımları, sırf beleş diye. Çökeceğiz marketlere, tv çalacağız hayati önemi var diye. Kullanmadığımız çöpümüzü yollayacağız depremzedeye, çevremizde yardımsever bilinelim diye.
Hulâsa akıllanmayacağız.
Yarınlarda daha çok duyacağız o sesi: “ alooo sesimi duyan var mı?”diye.
Her şeye rağmen dua edelim alemlerin rabbine: “Allah’ım eksiğiz eksiğimizi görme, kusurluyuz ayıbımızı ört, hatalıyız sen affet. Müslüman Türk milletini her türlü doğal afetlerden, görünür görünmez tüm kötülüklerden kolla.”diye. Belki O’ acır halimize kollar bizi.
Sağ kalın sağlıcakla kalın.
Not: ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından yardım için yarışan güzel insanlar iyi ki varsınız.