Uzun yıllar Türkiye 1. Futbol Liginde başarıyla mücadele etmek, 10 Yıl sadece aynı takımda kalabilmek futbol gibi çok sık değişen şartlarda kalıcı olabilmek hiçte kolay bir iş değildir. İşte Melih GÜRBÜZTÜRK tam da bunu başarabilen belki de nadir sporculardan.
Hendekte yetişmiş ve uzun yıllar Türkiye 1. Futbol liginde mücadele etmiş değerli sporcumuz Sayın Melih GÜRBÜZTÜRK haftanın konuğu köşesindeki misafirimiz. Bazen duygusal, bazen gülücüklerle geçen sohbet havasındaki röportajımızla sizlerleyiz.
İlk sorum Melih GÜRBÜZTÜRK kimdir oluyor, bunu sormamdaki amaç yeni nesil bir çok genç insanımız maalesef böylesi kıymetli bir spor insanından haberdar değil…
1966 Yılında Hendekte doğdum, ilk ve ortaokulu Hendekte okuduktan sonra lise eğitimimi Adapazarı Sanat Okulundan mezun oldum.
Öğrencilik yıllarınızda başarılı bir öğrenci miydiniz?
Aslında her zaman çalışkan ve başarılı bir öğrencilik hayatım oldu, mesela okuldan kaçmazdım, derslerimi her zaman zamanında yapardım.
Futbolla tanışmanız bu yıllara mı denk geliyor?
Hendek Gençlikspor'da başladım. Lise son sınıftayken Kocaeli spordan bir teklif almıştım ama yaşım genç olduğu için bu konuda çok cesur davranamadım. Bundan bir yıl sonra Karagümrük’te bir yıl oynadım. Evden ayrılık zor geldiği için geri döndüm fakat hemen akabinde Kocaeli sporun alt yapısından aldığım teklifle Kocaeli sporun alt yapısında futbol oynamaya başladım.
Alt yapıda ne kadar oynadınız?
Bizim futbolu alt yapıda oynadığımız yıllarda paf ligi vardı ve bu genç ve yetenekli sporcular için fevkalade güzel bir pazarlama alanıydı. Maçlarımızı A takımlardan önce aynı sahada oynardık ve bu maçlar oldukça yoğun seyirci önünde olurdu. Bir yıl Kocaeli sporun alt yapısında oynadıktan sonra ilk profesyonel sözleşmemi yine Kocaeli sporla imzaladım.
Profesyonel sporculuğunuz kaç yıl sürdü ve nasıl bir sporcu yaşantınız vardı?
14 yıl sürdü çok disiplinli bir sporcuydum ve bu hala aynı şekilde devam etmekte. Birçok sporcu antrenman yapmayı sevmez ama ben çok severdim. Yaptığımız iş ne olursa olsun gerekliliklerini yerine getirmek gerek diye düşünüyorum. 10 yıl boyunca Kocaeli sporda oynadım neredeyse bütün antrenmanlara katıldım diyebilirim bundan dolayıdır ki sporculuk hayatımda yaşadığım ciddi bir sakatlığım yoktu.
Sporculuk hayatında sizi kızdıran ne olurdu?
İdmanlarda çalışmayan arkadaşlarımı gördüm mü kızardım ya da kızardım demeyelim de üzülürdüm. ALLAH vergisi yeteneklerinizi disiplinle çalışmakla ve yeteneklerinizin biraz daha üzerine giderek azda olsa geliştirebilirsiniz, sizi diğerlerinden ayıran özelliklerinizi iyi bilmeli ve o kaynağınızı kurutmadan her an geliştirmeye devam etmelisiniz o yüzden idmanda yapılan kaytarmaları gördüğümde üzülürdüm.
A milli futbol takımına çağrıldınız, bu süreç nasıl gerçekleşti?
O dönem çok çalışıyordum 1994 te A milli takım kadrosuna çağrıldım tabiki her futbolcunun hayali budur çok zevkli ve heyecanlı bir süreçti ama yine söylüyorum hepsinin altında disiplin, çalışma ve sporcunun kendine iyi bakması geçiyor. Sporculuk hayatımda sorunlu bir sporcu değildim ve kendi adıma şunu söyleyebilirim ki ben iyi bir sporcuydum.
Özel bir uğurunuz var mıydı?
Özel bir uğurum yoktu, ben idman yapar kendime iyi bakar ve her daim güçlü olmaya gayret gösterirdim ama çeşitli şeylerle totem yapan takım arkadaşlarım olmuştu.
Futbol haricinde gizli kalmış ortaya çıkaramadığınız bir yeteneğiniz var mı?
Spor anlamında var iyi bir atletizimciydim. Voleybolu da oldukça iyi oynardım ama benim sporcu adayı kardeşlerime tavsiyem her şeyden önce okuldaki derslerini çalışsınlar. Özel yetenekleri bu yönleri olsun. Çok yetenekli insanlar genç yaşlarda akılları farklı yönlere kaydığı için olmaları gereken yerlerde olamadılar.
Unutamadığınız aklınızda kalan bir anı var mı?
Elbette anı çok fazla sende bilirsin ki futbolculuk iyi şeyler yaşamaya her an hazır bir yaşam biçimidir. O kadar çok duygu yaşadım ki her biri başlı başına unutulmaz bir anıdır diyebilirim. Bunların içinde en çok hatırımda kalan Ali Samiyende oynanan ve 5-4 biten Galatasaray maçı diyebilirim.
Aktif futbol hayatını ne zaman sonlandırdın?
1999 depreminde sonra aktif sporculuğumu sonlandırmak zorunda kaldım, depremde enkaz altından çıkarıldım. Niyetim 3 ya da 4 yıl kadar daha oynamaktı fakat vücut sağlığım o an nedenini anlayamadığım bir şekilde bozulmaya başladı sonra MS(emes) hastalığı teşhisi koyuldu fakat hastalığımın ilk yıllarında doktorlar durumu nedense pek anlayamadı bu nedenle geç teşhis edilerek tedaviye de geç başlandı. Bu dönem sporculuk hayatımı noktalamama neden oldu.
Eski sporcu arkadaşlarınızla görüşmeye devam ediyor musunuz?
Elbette görüştüğüm arkadaşlarım var hala eski anıları yâd edip konuşuyoruz.
Futbol nankör bir meslek mi?
Hayır nankör değil, her işin belli bir süresi vardır bilhassa futbolda bu durum çok hızlı işler. Sanırım gözden uzak olan gönülden de ırak oluyor, her daim o hayatı yaşayamazsınız bu fizikende imkansızdır o yüzden ben futbola nankör diyemeyeceğim.
Kocaeli spor bir maçta sahaya çıkarken GEÇMİŞ OLSUN MELİH ABİ pankartı ile çıktı bu durum siz de nasıl bir his yarattı?
Onu benim çok kıymetli dostum Faruk SARMAN hazırlamış bende sonradan gördüm tabiki çok duygulandım çok hoşuma gitti hatırlanmak elbette güzel…
Biraz daha özele girmek istiyorum neden evlenmediniz?
Ben işime aşıktım, her dönem hayatım futboldu sanırım bu yüzden başka aşka ihtiyaç duymadım.
Peki hastalığın sürecinde özel işlerini yapmanda yardımcı olan birisi var mı?
Genel işlerimi kendim yapabiliyorum, çok fazla yardıma ihtiyacım yok aslında yapı olarakta çok fazla yardım kabul etmeyi seven bir insan değilim. Ev işlerimizde yardımcı bir bayan var haricinde çok fazla yardımlık bir durum söz konusu değil. Belki uzun yıllar spor yapmaktan kaynaklı fiziksel yetilerimi hala iyi kullanabiliyorum.
Benim hatırlayamadığım sizin söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Öncelikle yaşanan her şey bir kaderdir yazılmışsa yaşayacaksınız. Bize sunulan hayatın tüm varyasyonları kurulu bir düzen içinde devam ediyor, insan gücünü öncelikle iç dünyasına verdiği aydınlıktan alıyor. Birçok iyi sporcu çok kötü hayat şartlarında yaşamını sürdürürken benim gibi hasta olarak yaşamak zorunda olanları da var bizde bununla imtihan ediliyoruz.
Benim son tavsiyem genç sporcu kardeşlerime olacak. Öncelikle çok çalışsınlar meslek olarak fevkalade güzel bir meslek ben her zaman övünerek söz ediyorum. Saygı, sevgi ve disiplin çerçevesinde ahlaklı bir sporcu olmak için mücadele verin branşınız ne olursa olsun ilk amacınız iyi bir insan olmak olsun.
Hastalığına rağmen hiç tereddüt etmeden bizleri evinde ağırlayan çok kıymetli sporcu büyüğüm Melih GÜRBÜZTÜR’e Haber Hendek ailesi olarak teşekkür ederiz. Her şeyden önce çok güzel bir sohbet oldu. Melih anlatırken bende o yılların izleyicisi olarak yeniden o yıllara geri döndüm. Teşekkürler Melih inşallah en yakın zamanda sağlığına kavuşmuş bir şekilde senide yeniden sahalarda, olman gereken yerlerde görürüz.
Sevgilerle…