Haberhendek ailesi olarak yeni başlattığımız "İçinizdeki Ses" çalışmasında her hafta bir vatandaşımızın yayınlayacağımız yazıların ilkinde Hendek Anadolu Kalkınma Vakfı Lisesi 11.sınıf öğrencilerinden Ahmet Sağır’ın yazısını paylaşıyoruz.
Ahmet Sağır “Öncelikle bir öğrenci olarak öğrencinin toplumda ki davranışları hakkında açıklama yapmak istiyorum.
Öğrencilik bir nevi hızlı zamanlarımız olduğu için bir çok yanlış hadiselerde öğrenci kelimesinin adı geçiyor ve olgun topluluğumuz bunu ayıplıyor haklı da aslında velakin olgun bireyler öğrencileri ‘Aile terbiyesi almamış ahlaksız şeyler vb.’ kelimeler kullanmak yerine öğrenciye sevecenlikle uyarmalı olgun bireyler yol gösterici olmalı, ışık tutmalı, aydınlatıcı olmalılar. Atatürk’ün sözünde dediği gibi ‘Eğitim çocuğu sevmekle başlar.’ve eğitim sadece okulda olmaz. Bir öğrenci olarak bunları söylemem öğrenci her zaman haklıdır cinsinden algılamalara sebep olmasın bunlar toplumda görüp cebime koyduğum objektif görüşler. Tabi ki öğrencilerin de toplum içinde hataları hele de toplum kuralları ve kültür yönünde haddinden fazla diyebilirim. Ama bir öğrenciye bu güne kadar hiç kimse zorla bir şey öğretememiştir.
Bazen istemsizce içerisinde bulunduğumuz bazı acı, kötü gerçekleri açıklamalıyım bu vaziyeti içinde olduğum için yakından izliyorum. Toplum içerisinde sigara içerek gezmek ahlak kurallarını ayağımızla ezmek anlamına tam anlamıyla geliyor. ‘Ben 18 yaşındayım bana kimse karışamaz özgür bir bireyim’ demek sadece Avrupa’dan bedavaya aldığımız bir bahane ve bizim ne kitabımızda, ne kültürümüzde, nede insanlığımızda böyle bir kural yok. Ayrıca kendi kültürümüzü bilmeden Avrupa’nın kültürünü benimsemek gereksiz. Çağdaş bir insan olmak Avrupa’nın izini takip etmek değil inancına, kültürüne, milletine, vatanına sahip çıkmaktır en başında.
Bir öğrenci olarak ailelere bazı tavsiyede bulunmak istiyorum.
*Çocuklarınıza yapılası gereken şeyleri iyilikle ve rica kipi ile söylemeli
*Onların bir yanlışını gördüğünde oturup bir arkadaş gibi tavsiyelerde bulunulmalı
*Ebeveynlerin vakitlerini onlara da ayırması yaşı 8 yada 18 fark etmez ve muhabbet edilmeli.
*Okulu ve arkadaş ortamı ile yakından ilgilenilmeli
*Çocukları toplum içerisinde bulunmalı
*Spor, sosyal vb. aktivitelere meraklı ise durumunuz olduğunca isteğini yapmaya çalışılmalı
*Hiç bir zaman sınav baskısı yapılmamalı
*Yaptığı hatalardan ders alması gerektiğini söyleyip uyarıcı konuşmalar yapılmalı
Aslında öğrenciliğin daha açıkçası gençliğin millet üzerindeki etkisi de çok. Yaş iken eğilmemiz gereken dallarız, şekillenen kil ve her vatandaş gençlere karşı duyarlı olmalı bu bit insanlık görevidir bence. Çünkü gün geldiğinde bu ülkeyi yönetecekte gençliktir, öğretici olup gençliği eğiten de gençlik. Atatürk bu ülkeyi gençlere emanet etmedi mi ‘Ey Türk gençliği birinci vazifen bu ülkeye sahip çıkmak’ demedi mi.
Bunun önemini öğrenememek bir kusur olabilir lakin bir büyüğün öğretmemesi daha ayıptır.
Öğrencinin psikolojisinden bahsedersek arkadaş ortamına aileden aldığı terbiye ile girer lakin çetinde olsa çürük cevizlerin yanında çürümeye başlayabilir yavaştan ama o bunu pek anlayamaz.
Örneğin sigara ya bir deneyeyim diyerek başlar ben bağımlı olmam diyerek devam eder ve öyle de gider. Ailenin bu durumu yakından takip etmesi gerekir ama bunu bildiğinde şiddet veya azarlayıcı tavırlar sergilerse emin olun çözüm olmayacak ve çocuk bunu inat haline getirip daha çok bağlanacak bu tür ortamlara ve daha ileri şeyleri de merak edecek belki de alkol vb. gibi. Bu tür olaylarla karşı karşıya kalan aile sigara içme sonucu yatalak hasta olanların nasıl bir eziyetli hayatı olduğunu anlatıp bu insanları ibretlik gösterebilir mesela. Baskının sonucu hiçbir zaman pozitif değildir. Kişilik bozukluğu olan çoğu insan zamanında aile ilgisi görmeyen insanlardır.
Öğretmenlerin de rolü büyük öğrenci üzerinde büyüktür. Öğretmenlik zor bir meslek. Öğrencilerle uğraşmak ama sabırlı olup hakaret etmemeleri lazım. Yakın çevremden gözetlediğim kadarıyla sürekli öğretmenden hakaret duyan bir öğrenci o laflara alıştığı için bir çok kişisel sorunlar yaşıyor ‘özgüvensizlik’ gibi kendini gerçekten aptal hissettiği de oluyor bu laflar karşısında düşünce bozukluğuna ve kişisel sorunlara açıyor. Esprileri, hareketleri değiştiğine tanık oldum çoğu kez. Bütün ebeveynlere bir öneri de bulunacağım çocuklarınızın üzerine düşün sonuna kadar, onlar sizin EN BÜYÜK ESERİNİZ, EMANETİNİZ ve MİRASINIZ’ dır.