Hendek'te okulda yaşanan darp vakasından sonra Türk Eğitimsen, Eğitim iş, Eğitim Sen ve Eğitim Birsen Hendek İmam Hatip Ortaokulu önünde toplanarak konuyla ilgili ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamada, "Hendek'te kendisini veli zanneden kişi ve çete üyesinin, bir eğitim yuvasında iletişimi ve çözümü şiddette bularak, okul müdürümüzü ve sosyal bilgiler öğretmenimizi okul içinde darp etmeleri tam anlamı ile eşkiyalıktır, vandalizmdir." denildi.
Hendek İmam Hatip Ortaokulu'nda meydana gelen olayda, okulda öğrenim gören bir öğrencinin velileri, okula gelerek okul müdürünü ve müdür yardımcısını darp etmişti.
Olay sonrası polis ekiplerince gözaltına alınan ve işlemleri sonrasında adliyeye şüpheliler, "Kamu Görevlisine Karşı Silahla Kasten Basit Yaralama" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Hendek'te yaşanan ve okul müdürü ile yardımcısının maruz kaldığı olaya Sakarya'daki eğitim sendikaları sessiz kalmadı.
Eğitim Bir-Sen Genel Disiplin Kurulu Başkanı ve Memur-Sen Sakarya Şube Başkanı Murat Mengen, Türk Eğitim-Sen Hendek İlçe Başkanı Fatih Paslı, Eğitim-İş Sendikası Hendek İlçe Başkanı İlker Ünsal, Eğitim-Sen Hendek İlçe Başkanı Mete Kaya, Eğitim-Bir-Sen Hendek İlçe Başkanı Özgür Baylan ve sendika üyeleri okul önünde toplanarak yaşanan şiddet olayına yaptıkları ortak basın açıklamasıyla tepki gösterdi.
Basın açıklamasını okuyan Eğitim Bir-Sen Genel Disiplin Kurulu Başkanı ve Memur-Sen Sakarya Şube Başkanı Murat Mengen, şu ifadeleri kullandı:
"Hendek'te kendisini veli zanneden kişi ve çete üyesinin, bir eğitim yuvasında iletişimi ve çözümü şiddette bularak, okul müdürümüzü ve sosyal bilgiler öğretmenimizi okul içinde darp etmeleri tam anlamı ile eşkiyalıktır, vandalizmdir.
Biz eğitim çalışanları olarak yetkililerden sesimize kulak vermelerini, toplumumuzda giderek artan şiddeti ortadan kaldıracak önlemlerin bir an önce alınmasını, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetle ilgili bir kanun maddesinin Öğretmenlik Meslek Kanununda mutlaka olmasını istiyoruz.
Bu şiddet asla kabul edilemez, çünkü aslında kaybettiğimiz toplum içindeki sevgimiz, saygımız, vicdanımızdır. Aslında kaybettiğimiz geleceğimiz, milli değerlerimizdir. Hani bu meslek kutsal bir meslekti. Hani bir harf öğretenin 40 yıl kölesi oluyorduk. Hani muasır medeniyetler seviyesine öğretmenlerimizle ulaşacaktık?
Geleceğimizi emanet ettiğimzi eğitim çalışanlarımıza, öğretmenlerimize şiddet, ülkemize, milletimize, geleceğimize, umutlarımıza ihanet değil de nedir?"