Sakarya Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik ABD öğretim üyesi Doç. Dr. Ahmet Akın TRT Haber'in "Yarından Önce" programına konuk oldu.
Programda "Çocuk ve Teknoloji" konusunda açıklamalarda bulunan Akın, Sakarya Üniversitesi ve IHH Akademik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi işbirliğiyle yürüttükleri teknoloji bağımlılığı araştırması sonuçlarını paylaştı. Araştırmanın henüz tamamlandığını ifade eden Doç. Dr. Ahmet Akın, proje sonucunun daha detaylı bir şekilde yakın zamanda IHH tarafından rapor olarak basılıp kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi. Araştırmadan elde edilen sonuçlar ve önerilerini ise şu şekilde açıkladı:
“TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI ARAŞTIRMASI”
Araştırma, 7 Bölgede; “SAKARYA, İSTANBUL, BOLU, ÇORUM, KONYA, MUĞLA, AĞRI, DİYARBAKIR, MERSİN, ELAZIĞ, KOCAELİ illerinde” 2000 Lise, 1600 Üniversite öğrencisi üzerinde gerçekleştirildi.
Araştırmadan elde edilen sonuçlar;
LİSEDE öğrencilerin % 20’si ÜNİVERSİTEDE ise %30’u 3 saatten fazla internet kullanıyor.
LİSEDE öğrencilerin % 30’u ÜNİVERSİTEDE ise %35’i 3 saatten fazla akıllı telefon kullanıyor.
LİSEDE öğrencilerin % 20’si ÜNİVERSİTEDE ise %25’i 3 saatten fazla sosyal medya kullanıyor.
LİSEDE öğrencilerin % 10’u ÜNİVERSİTEDE ise %15’i 3 saatten fazla online oyunları kullanıyor.
Sosyal medya, akıllı telefon, online oyun kullanım SÜRESİ ARTTIKÇA öğrencilerin okul başarısı düşüyor. Yani velilerin başarılı olan çocuklarına karne hediyesi olarak aldıkları teknolojik cihazlar onların sonraki başarılarını olumsuz etkiliyor.
SAĞLIKLI AİLE ortamı sanal bağımlılığı ve kullanımı azaltıyor.
Lise ve üniversite son sınıflarda internet kullanımı düşüyor (yani KPSS veya LYS gibi hedefler ve meşguliyetler bağımlılığı ve kullanımı azaltıyor.)
GELİR DURUMU iyi olan da kötü olan da teknoloji bağımlısı olabiliyor.
Teknoloji bağımlılığı sonucunda YAŞAM DOYUMU VE MUTLULUK AZALIYOR
KIZ öğrenciler SOSYAL MEDYA ve AKILLI TELEFON, ERKEK öğrenciler ONLINE OYUN daha fazla kullanıyor.
TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞININ SİNSİ TEHLİKELERİ
Sosyal medya ve akıllı telefon kullanımında dünyada ilk beş ülke içerisinde yer alıyoruz. Bu ilk beş ülke içerisinde dünyaya teknoloji satan ülkeler yok.
Ülkemizin çok büyük bir çocuk ve genç potansiyeli var. Bu bireyleri bağımlılıktan uzak ve hür iradeli yetiştirmeliyiz.
1. SANAL KİMLİKLER. Sanal dünyadaki ikinci yaşam sunan oyunlar, gerçek yaşamında mutsuz olan gençler ve yetişkinler için birer tuzak. Bireyler bu ortamlarda gerçek yaşamdaki sıkıntı ve gerginliklerin olmadığı yapay bir yaşam içerisinde oldukları için bu ortamlar onlara
daha haz fazla haz veriyor. Ancak belli bir süre sonra sanal-gerçek çizgisini kaybedip çeşitli bilinç ve algı sorunları yaşayabiliyorlar. Örneğin başarısız bir öğrenci sanal ikinci yaşamında çok başarılı birisi olarak hayatını sürdürebiliyor. Böylece aslında mücadele edip çözmesi gereken sorunlarından kaçarak kırılgan ve işlevsel olmayan bir ruhsal yapıya sahip olabiliyor.
2. UYUŞTURUCU KOLAYLIKLA TEMİN EDİLEBİLİR. Şu anda devletimiz tarafından uyuşturucu ve sigara ile çok verimli bir mücadele çalışması yapılıyor. Ancak sanal bağımlılıklar asla göz ardı edilmemeli. Çünkü bu ortamlarda çok kolaylıkla uyuşturucu madde temin etmek mümkün.
3. MEŞRU GÖRÜLEN BİR BAĞIMLILIK TÜRÜ. Aile ortamında uyuşturucu madde veya sigaraya müsaade edilmezken tüm gençler rahatlıkla ve uzun süre sosyal medya, akıllı telefon veya internet kullanabiliyor.
4. BEDENSEL SORUNLAR. Uzun süre akıllı telefon veya bilgisayar kullanımı duruş ve oturuş bozuklukları ile parmak ve kol kaslarında sorunları ortaya çıkarabiliyor.
5. CİNSEL AÇIDAN UYGUN OLMAYAN DAVRANIŞLAR VE YASA DIŞI
ÖRGÜTLERLE TANIŞMA OLASILIĞI. İnternet ortamında pornografik ve illegal siteler son derece yaygın ve ulaşılması kolay bir durumda. Bu nedenle aile içinde ve sosyal çevresinde kendini değerli hissetmeyen genç ve ergenler için önemli tehlikeler içeriyor.
6. UZUN SÜRE SANAL ORTAMLARDA GEZİNEN BİREYLER İÇİN YÜZYÜZE
İLETİŞİM ÇEKİLMEZ OLARAK GÖRÜLMEYE BAŞLANIYOR.
7. ZİHİNSEL PROBLEMLER VE BİLİŞSEL PROBLEMLER. Tüm bağımlılık türlerinde olduğu gibi teknoloji bağımlılığında bireylerin zihinsel aktiviteleri ciddi oranda zarar görüyor. Yaşamı daha sığ ve iletişim daha az kelimelerle sürdürmeye başlıyor. Algılama güçlükleri
yaşanabiliyor.
8. AHLAKİ VE MANEVİ PROBLEMLER. Aile yapısına uygun olmayan ve dini ve manevi değerlerle çelişen yapıya sahip çok sayıda site mevcut.
ÖNERİLER
1. Yaratılış itibariyle insanın YÜZYÜZE İLETİŞİME DAHA EĞİLİMLİ
olduğunu unutmamak lazım. Asla çocuk ve gençlerimizin günlük sanal
ortamlarda kalma süreleri gerçek yaşamlarında insanlarla geçirdiği
süreden fazla olmamalı.
2. SPORTİF VE SANATSAL FAALİYETLER. Birçok spor dalı ve
geleneksel ve modern sanat türleri var. Öğrencilerimizin her birinin
bir spor bir de sanatsal faaliyeti olmalı.
3. AİLECE BİRLİKTE AKTİVİTELER. Öğrenciler anne-baba ve diğer
aile fertleriyle beraber kitap okuma, birlikte ibadet etme ve gezi
gibi çeşitli aktiviteleri gerçekleştirerek bir arada olma duygusunu
geliştirmeli.
4. KAMU SPOTLARI HAZIRLANMALI. Gerek yazılı gerek görsel medyada
teknoloji bağımlılığını tüm yönleriyle ele alan bilgilendirici ilanlar
hazırlanmalı.
5. Öğrencilerin SOMUT VE MADDİ ÖDÜLLER yerine SOYUT VE MANEVİ
ÖDÜLLER ile ödüllendirmek lazım. Ödül ve ceza kullanımında aileler
para, teknolojik hediyeler yerine kitap, gezi gibi ödüller ve duygusal
ödüller kullanmalı.
6. EN ÖNEMLİSİ MODEL OLMAK. Önce ebeveyn ve önemli diğerlerinin teknoloji bağımlısı olmaması gerekir. ÖNCE ANNE BABA TABLETİ veya AKILLI TELEFONU ELİNDEN BIRAKMALI SONRA BUNU ÇOCUĞUNDAN İSTEMELİ.
7. Son olarak BİYOLOJİK ANNE BABALIK ÖNEMLİ DEĞİL, ÖNEMLİ OLAN SOSYAL VE PSİKOLOJİK ANNE BABALIK. Yani çocuğumuzun bizim hanemize kayıtlı olması değil onunla ne kadar ilgilendiğimiz ve ona fiziksel değil duygusal olarak ne kadar sahip çıktığımız anne babalığın göstergesi.