Türk Eğitim Sen Hendek Temsilciliği yaptığı yazılı açıklama ile müdür atamalarına tepki gösterdi.
Türk Eğitim Sen Hendek Temsilcisi Kutluay Benli yaptığı yazılı açıklama da “Milli Eğitim, müdür atamalarında 2.perdeyi de oynadı. Önce haksız yere birçok kişiyi görevden aldı. Şimdi ise kurduğu çadır tiyatrosunda, verdiği yüksek puanlarla kendi adamlarını müdür olarak atadı. İlçemizde de durum farklı değil. Ama İl Milli Eğitimin az da olsa hakkını vermek lazım. Adamlar Hendek’te ki haksızlıkların boyutlarını görünce, acaba nasıl bu işi düzeltiriz diye, mevcut ilçe milli eğitim müdürünün 75 puan vermeyerek görevden aldığı 16 okul müdüründen 4 üne geçer not vererek durumu az da olsa kurtarmaya çalıştılar. Ama bunun sadece göz boyamaktan ileri gitmediğini atanan müdürlere ve üye oldukları sendikalara bakınca açıkça görmekteyiz.
SİYASALLAŞMIŞ BİR EĞİTİMDEN NE GİBİ BİR BAŞARI BEKLENEBİLİR ?
Artık şunu söylemek her halde yanlış olmaz. Sendikal ve siyasal taassup içerisinde, Hendekteki okullara atanan 20 okul müdürünün bir kaçı dışında tamamı bu şekilde atanmıştır. Şimdi sizlere soruyorum. Siyasallaştırılan bir eğitim sisteminden ve okullardan ne gibi bir başarı beklenebilir? Nasıl hoşgörülü bir insan, hak ve özgürlükleri içine sindirmiş, demokrasiye inanan gençler yetişebilir? Şayet bu sorulara birisi cevap verirse, bizlerde aydınlanmış oluruz. .
DARBECİLERDE BU YÖNTEMİ KULLANMIŞLARDI !
12 Eylüller de 28 Şubatlarda da bu yöntemler denenmedi mi? Bu darbeci zihniyetler, gerçekten liyakat sahibi olanları değil de sırf kendileri gibi düşünen veya öyle davrananları, yandaşlarını bir yerlere getirmediler mi? Zannettiler ki kendileri gibi düşünen tek tip bir nesil yetiştirip, hegemonyalarını sürdürüp gideceklerdi. Yani menfaatlerine zeval gelmeyecekti. Ama durum tam tersi oldu. Rövanş alma hırsıyla yetişmiş, kendilerine haksızlık yapıldığını düşünen bir nesil yetişti. .
DİNDAR DEĞİL KİNDAR NESİL YETİŞTİ.
Peki, bu kişiler ne yaptı? ”Madem bizlere haksızlık yapıldı, bizde yanımızda olmayan, bizim gibi düşünmeyen, bize muhalif olan herkese aynısını yapalım. Güç bizde ise bizim borumuz ötsün, bizim adamlarımız okullarda müdür, bürokrat olsun” dediler .
Bu darbeci zihniyetin yaptığı hatalar yüzünden, bir zamanlar kendileri gibi zalimlik haksızlık yapanların ortaya çıkmasına neden oldular. Maalesef dindar oldukları şüpheli ama kindar oldukları artık kesin olan bir nesil yetişti. Şayet bu zulmü yapanlar dindar olsalardı, hiç kimsenin hakkını göz göre göre yemezlerdi.
MESELE ADİL DÜZEN DEĞİL, MESELE MENFAAT MESELESİDİR
Şimdi vatandaşlarımıza sesleniyorum. Eğer bunların derdi sadece rövanş almak olsaydı, o dönemin yasamada, yargıda, yürütmede, basında, ordu da, iş dünyasındaki temsilcileri ile hesaplaşırlardı. Bunlar olduğu gibi yerlerini koruyorlar. Gitsinler onlarla hesaplaşsınlar.
Ama meselenin artık rövanş meselesi olmadığı açıkça ortaya çıkmıştır. Eğer öyle olsa idi, bu devlete bağlı, bu milletin bekası için canını vermeye hazır olan ve fakirlik içerisinde okuyarak alnının teriyle bir yerlere gelmiş Anadolu insanlarının, haklarını gasp etmezler, bu kıyımları yapmazlardı. Tüyü bitmedik yetimin hakkını yemezlerdi.
Açıkça meselenin, hesap sorma, adil düzen kurma meselesi değil, koltuk kavgası yani menfaat meselesi olduğu ortaya çıkmıştır. Buyurun o zaman hak etmediğiniz bu makamlarda ve koltuklarda oturun. Ne zamana kadar oturursunuz bilemeyiz. Ama biz nasıl ki önceki mağrurları, önceki zalimleri eleştirdiysek sizlerin yaptığı bu haksız ve usulsüzlükleri de eleştirmeye devam edeceğiz.
İMAMA KIZIP TA ABDEST BOZMAYIZ
Tabi tüm bu olumsuzluklara rağmen, hiç bir Türk Eğitim-Sen üyesi öğretmen, imama kızıp ta abdest bozmaz. Onlar tüm bu haksızlıkları yapsalar da bizler, vatanını seven bu aziz milletin bekasını düşünen evlatlarımızı, yetiştirmek için bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.
Çünkü bizler firavunun yanında değil, Hz. İbrahim’in ateşini söndürmek için ağzında su taşıyan karıncanın safında yer almaya ant içmiş insanlarız .
Evet, siz tiyatronun 2. Perdesini de büyük bir zevkle oynadınız. Görünen o ki mutluluktan ağzınız kulaklarınıza varıyor. Ama unutmayın ki, finali hiçbir zaman zalimler değil haksızlığa uğramış mazlumlar yapar. Bizim buna imanımız da inancımızda tamdır.