17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden yaklaşık 14yıl geçmesine rağmen deprem konusunda yeterli gelişim gösterilemedi . 14 yılda vardığımız nokta bizim hak etmediğimiz,gelmek için çabaladığımız yer değil.Deprem doğal bir olay ve dünya var oldukça depremlerin meydana geleceğini bilirsek ona göre önlemlerimizi alırız.Deprem anında insanların korkması doğaldır.Ancak en önemlisi deprem anında paniklememek gerekir kısaca korkmak serbest panik yok. 17 Ağustos depreminden sonra hazırlıklı olacağımız söylenmişti .Ancak aradan geçen bunca zamana karşı ilçemizde ciddi bir iş yapılmadığını görüyoruz .Olası depreme karşı hendekte çalışmalara başlamanın zamanı geldi ilçemizde bazı önlemler alındı alınmadı dersek haksızlık etmiş oluruz (TRAC ve HAKUT un çalışmaları hendek için çok önemlidir.Gönüllü olarak görev alanların çalışmaları taktire şayandır)ancak alınan önlemler yeterlimi? Kobe depremi gibi yıkıcı bir deprem olursa yangınlar patlamalar biz böyle bir şeye hazırmıyız. Beklenen Marmara depremi tam olarak hangi yerde olacağı belli değil.Ama kırılacak nokta belli.Ancak tehlike çok büyük onun için aldığımız önlemleri arttırmalıyız.Hendek halkı olarak depremin tehlikeli olduğunu 17 Ağustos da öğrendik.Ancak bu durumun bıkmadan usanmadan her ortamda Hendek halkına anlatılması gerekir.
İlçe genelinde tüm öğrencilere bu konu daha kapsamlı işlenmeli öğrenciler sadece28 şubat’da yönetmelik gereği zorunlu olarak deprem tatbikatlarını okullarda yapıyoruz. Depreme karşı tedbirleri hayatın her aşamasında almak yaşam biçimimiz olmalıdır deprem konusunun bizler için ekmek kadar su kadar önemli olduğu fikri aşılanmalıdır.Kaymakamlık, Belediye ve sivil toplum kuruluşları,Hendek genelinde kampanya başlatarak DASK’ın gerekliliğine ve önemine vurgu yapılarak tüm konutların deprem sigortası yaptırması için çalışma başlatması , deprem sigortası primini ödeyemeyen dar gelirli aileler için fon oluşturulması ,olası depremin zararlarını karşılamada çok büyük katkı sağlayacaktır.
Tapu dairelerinde zorunlu olarak yapılan deprem sigortası dışında oturduğu konuta sigorta yaptıranların sayısı çok az oturduğu konuta DASK sigortası yaptırmayanlar bunu bir marifetmiş sanıyor .bu anlayışı düzeltmek için eğitimden başka çözüm yolu yok çocuklarımıza hayatı ahlakı insan haklarını öğreten eğitim verilmesi gerekir depremde esas olan depremden sonraki hizmetlerdir depremde insanlar hayatta kalmalı ki hayatı normale döndürelim mevcut yasalar işlerliğe kovuşturularak kamu ve özel sektör kurumları bir araya gelerek olası depremden sonra yapılacak işleri önem sırasına göre belirlemeli ve çalışmalar yapılmalıdır deprem sonrası elektrik ve su bir an önce verilmeli haberleşme sağlanmalı ve en önemlisi güvenliği sağlamak için planlama hazır olmalı .
Beklenen İstanbul depremi belki 80senede gerçekleşmeye bilir eğer bir depremin gerçekleşme durumu %1 varsa bu deprem er yada geç olacak demektir Hendek olarak depreme karşı önlemlerimizi arttırarak almamız olası depremin yıkıcı etkilerinden az hasar alarak depremi atlatmamıza acılar yaşamamıza neden olacaktır.
KOBE DEPREMİNDEN BİR ANI ;
Bilindiği gibi Japonya’nın Kobe şehrinde 1995 yılında 7.2 şiddetinde deprem yaşandı.Depremden 72 saat geçmesine rağmen şehre su verilemeyince Kobe Belediyesi , su işletmesi müdürü bu durumu kendi onuruna yediremeyerek büyük bir binadan kendini atarak intihar etti.
Tarihten bir anekdot : Padişah Abdulhamit, Mithatpaşa’yı sadrazamlıktan azlettikten sonra Taif’e sürgüne gönderme kararı almış…Yanındakiler “Hünkarım millet ayaklanmasın” diye endişelerini belirtmişler.Padişah Abdulhamit bir gün bir gece Sarayburnu açıklarında Mithat Paşa’nın konulduğu gemiyi bekletmiş.Ertesi gün halktan herhangi bir tepki gelmeyince Padişah Abdulhamit emir vermiş “Gemiyi koyverin gitsin”