Açba, çekişmeyi illa ki tanımlamak gerekiyorsa, bunun “Ak Partinin birinci sıra adayı ile, MHP’nin ikinci sıra adayının çekişmesi” olarak ifade edilmesinin doğru olacağını savundu.
“UNCUOĞLU-ACARTÜRK ÇEKİŞMESİ DEĞİL”
Sakarya’da seçim sürecinde ortada bir “Uncuoğlu-Acartürk çekişmesi var mı? Ya da böyle bir algı yaratılmaya mı çalışılıyor?” sorusunu cevaplandıran Açba şunları söyledi:
“Bizim için böyle bir çekişme yok. Ak Parti veya herhangi bir parti ile, partimizin adayının çekişmesi sözkonusu değil.
“SEVİYENİN ALTINA DÜŞMEMEK GEREK”
Biz, MHP il ve ilçe teşkilatları, aynı zamanda adaylarımız, daha önceki seçim dönemlerinde olduğu gibi, bu seçim döneminde de seviyenin belirli bir düzeyin altına düşürülmemesi gerektiği fikrindeyiz. Bu mücadelenin siyasi etik ve terbiye açısından, belirli bir seviyenin altına düşürülmeden yürütülmesinin uygun olduğu kanaatindeyiz.
“YARIŞI EDEP ÖLÇÜSÜ İÇİNDE SÜRDÜRME ÇABASINDAYIZ”
Seçim yarışının, bir mücadele olduğunu kabul ederek, belli bir edep dâhilinde sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Gerek kendimizi ifade etme, gerekse rakiplerimizi değerlendirme noktasında, belli ölçünün üzerinde ifade kullanmaya gayret ediyoruz.
Siyasette üslup ve tarz çok önemli. Birbirimizle belki bir yerlerde karşılaşırız, belki birbirimizi görmezlikten ya da duymazlıktan da geliriz ama, bana göre önemli olan Sakarya’da sıkıntıların temelinde yatan şeyin, taraftarları birbirine düşman etme ya da germe noktasında, üslubun çok önemli olduğudur. Sempazitanlarımızın ve partililerimizin nezdinde kullanılacak her ifadenin önemli olduğunu düşünüyorum.
“ÇEKİŞME AK PARTİ’NİN 1, MHP’NİN 2. SIRA ADAYI ARASINDA”
2. sıra adayımız olan Sayın Ali Rıza Acartürk’ün, yaşanılır iller sıralamasında Sakarya’nın 56 ncı sırada yer almasına getirdiği eleştiriye, Ak Partinin birinci sıra milletvekili adayının cevap verdiğini görünce, bu çekişmenin bir “Uncuoğlu - Acartürk” değil, Ak Parti’nin birinci sıra adayı ile, MHP’nin 2. ci sıra adayının çekişmesi olduğunu ifade etmenin daha doğru olacağı kanaatindeyim.” Zira Sayın Acartürk’ün bu eleştirisi ülkenin son 13 yıldır yönetiminde söz sahibi olan AKP iktidarının Sakarya temsilcileri konumundaki milletvekillerine ve onların Sakarya ile ilgili olarak ne gibi hizmetler yaptıklarına yöneliktir. Sakarya’da yaşayan ve siyaset yapan bir fert olarak Sayın Acartürk’ün yaptığı bu haklı eleştiriye kendini muhatap görüp cevap veren Sayın Üstün’ün kullandığı “Sen kimlerin ayağını kaydırıp aday oldun? Sakarya’yı beğenmeyen gitsin beğendiği yerde yaşasın…” gibi anlamsız ve ifade etmeye çalıştığım ölçü ve seviyenin altına düşen tuhaf ifadeler olmuştur. Buradan hareketle ortaya bir Acartürk- Uncuoğlu çekişmesinden söz etmek sadece basit bir algı oluşturma gayretidir.
SEÇİM SONUCUNUN FATURASI KİME KESİLİR?
Canlı yayında, “Orhan Ünver’in il başkanlığı döneminde yaşanan seçim sürecinde, MHP’nin 2 milletvekili çıkaramamasının faturasını, hem mevcut milletvekili Sayın Münir Kutluata’ya, hem de o dönemin il başkanı Sayın Orhan Ünver’e kesenler olmuştu. Bu seçimlerde de MHP 2 vekil çıkaramazsa, bunun faturası bu kez vekil olarak size ve il başkanı olarak Muhammed Levend Bülbül’e kesilir mi?” sorusunu yanıtlayan Açba şunları söyledi:
“ÖNEMLİ OLAN VEKİL SAYISI DEĞİL”
“Faturaların nerede, hangi merkezlerde ve kimler tarafından kesildiğini, ya da kimlerin fatura kesmeye yetkili olduğunu, bu yetkiyi de nereden aldığını bilemiyorum ama, o dönemde ne Kutluata’ya, ne de Orhan Ünver’e bir seçim faturasının kesilmiş olduğu ifadesini doğru bulmuyorum. Kaç vekil çıkaracağımızdan ziyade, önemli olan MHP’nin birinci parti olup olmayacağıdır bize göre.
“KUTLUATA DA, ÜNVER DE PARTİNİN BAŞARISIZLIĞINI İSTEMEZ”
Ne Münir Kutluata’nın, ne de Orhan Ünver’in MHP’nin Sakarya’da başarısız olması için bilerek veya bilmeyerek, herhangi bir fiil içine gireceklerine de inanmıyorum.”
“KİMSEYLE UYUM SORUNUM YOK”
Zihni Açba, “Zaman zaman milletvekilleri, partilerinin il teşkilatları ile bir uyumsuzluk yaşar. Milletvekili olarak, İl Teşkilatınız ile sizin herhangi bir uyum sorununuz var mı?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“MHP’de ne il teşkilatı, ne de genel merkez ile herhangi bir uyumsuzluğum söz konusu olmadığı gibi, uyumsuzluğu olduğu söylenen ya da parti için muhalefet olarak nitelendirilen arkadaşlarımla da bir problem yaşamadım. Benim nazarımda her insan kıymetlidir. Onlarla uyumlu olmanın yollarını ararım ve nihayetinde de uyum sağlamanın bir yolunu bulurum.”
“ÇÖZÜM DEĞİL, İHANET VE BÖLÜNME SÜRECİ”
Canlı yayında Ankara’da meydana gelen patlama ve Sakarya’nın iki günde iki şehit vermesini yorumlayan ve terör konusuna değinen Zihni Açba, çözüm sürecinin aslında bir “ihanet, çözümsüzlük ve bölünme süreci” olduğunu öne sürdü.
“Esas itibariyle “Çözüm süreci” adı verilen bu sürecin, başlı başına ayrı bir süreç değil 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında başlatılan, “Anadolu Coğrafyasında etnik ayrıştırma ve çatışma” temeline dayalı Büyük Ortadoğu Projesinin bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Bugün gelinen nokta da bu düşüncemizin haklılığını ve doğruluğunu gösteriyor.”.
Açba, canlı yayında ayrıca, ulaşılması en kolay insan olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu:
“ULAŞILMASI EN KOLAY BİR VATANDAŞIM”
“Ankara’nın Sakarya’daki gözcüsü değil, Sakarya’nın Ankara’daki sözcüsü olacağımı taahhüt etmiştim. Öyle de oldu. Sakarya’nın her yerinde vatandaşlar bizi rahatlıkla görebilecekler. Her sokakta bizimle karşılaşacaklar. Ulaşılması en kolay milletvekili değil, ulaşılması en kolay Sakaryalı bir vatandaş ve hemşerileri olduğumu bilmelerini istiyorum.”
(Haber Hülya Sürücü)