




Sevginur Yavuz
Tablet, Telefon, Televizyon ve Çocuklarımız
Sevgili okurlarım. Hepinize sıcacık selamlarımı yolluyorum. Koskoca eylül ayını da geride bıraktık. Nerdeyse 2020’nin de sonuna geldik. Sizi bilmem ama benim için, 2020 bi saniye sürdü diyebilirim. Ne ara ekim ayına kavuştuk hala inanamıyorum. Ama buna da şükür diyoruz ve asıl meramımıza geçiyoruz.
Geçenlerde internette gezinirken karşıma, çocuklar için indirilmesi gereken oyunlardan birkaçının önerileri çıktı. Biraz inceleyince, kesinlikle hiçte çocuklara uygun olmayan bir oyun olduğunu düşündüm. Ancak oyunun milyonlarca indirmesi vardı. Daha sonra youtube’da, güya, çocuklar için açılmış olan kanalları inceledim biraz. Aslında hepsi çocuklarımız için o kadar zehirli içeriklerle doluymuş ki, görünce hayret ettim.
Hepimiz çocuklarımıza telefon tablet gibi teknolojik araçları veriyoruz. Artık bu, 21. yy’ın kanunu oldu çıktı. Şimdi ben burada yapılan bu davranışın ne kadar yanlış olduğundan falan bahsetmeyeceğim. Bunu zaten bütün ebeveynler biliyorlar. Bugün size interneti biraz süzgeçten geçirmeniz gerektiğinden bahsedeceğim. Çocuklarımız için en azından bunu yapalım:
Son yıllarda, sosyal medyada ve diğer sanal mecralarda bize sunulan görseller, reklamlarla hareket eder hale geldik. Biz belirli yaşın üzerine ulaşmış yetişkin insanlarız, bu gördüğümüz mesajlar, yönlendirmeler bizim kişiliğimize yön veremezler, sadece düşüncelerimiz üzerinde etkili olurlar. Bu da korkunç bir durum. Ancak biz bunun önüne geçmezsek, bu korkunç senaryonun daha beterlerini çocuklarımıza yaşatacaklar. Bazıları sosyal medyayı ve interneti sadece keyifli zaman geçirme aracı olarak görebilir, ancak emin olun, orda gördüğünüz her şey planlı olarak kurgulanıp reklamlaşıyor.
Çocuklar için yapıldığı söylenen birçok uygulamanın, çocukların kişiliğine olumsuz etkileri oluyor. 2-3 yaşında, daha beyni bembeyaz bir sayfa gibi olan küçücük zihinler, sosyal medyanın o korkunç planlarından habersiz olarak internet dünyasına adım atıyorlar. Önlerine gelen her videoyu her oyunu izleyip oynuyorlar. Sonuç olarak, o küçük ekranlarda gördüğü her şey bizim çocuklarımızın zihinlerini bir çöplüğe dönüştürüyor. Orda gördükleri gibi davranıp, orda olan her kelimeyi doğru ve kutsal kabul ediyor. Diğer yandan, ahlaki ve milli değerlerimizden de uzaklaştırıyor.
Anne ve babasının rehberliği ile öğrenmesi gereken hayatı, daha 3 yaşında telefondan öğreniyor. Peki 3 yaşında bunu yapan bir çocuk 20 yaşında nasıl davranır. Ailesinin bilgilerine, tecrübelerine güvenmez. Hatta ailesine saygı duymaz. Çünkü öğreneceği her şeyi ona teknoloji öğretmiştir. Başka kimseye ihtiyaç duymaz. Aileden uzak, bireysel hayatlar başlar.
Bunların önüne geçmek için çocuğumuz eline telefonu aldığında neleri izliyor, vaktini neye harcıyor, o minik deha beynini ne ile dolduruyor takip edin. Ama sıradan bir takip değil, detaylıca araştırın. Define arar gibi, çocuğunuzun karşısına gelen her şeyin içeriğini iyice araştırın. Böylece geleceğimizin defineleri solmasın.
Evet gelişen teknolojiye ayak uydurmak zorundayız ancak kendi evlatlarımızın ruhuna, kişiliğine dokunması gereken tek kişiler bizleriz. Teknolojiye köle olmayalım, o bize köle olsun.
Buraya kadar okuduğunuz için sonsuz teşekkürler. Umarım hayatınızda bir şeyleri değiştiririm. Çünkü elimizden geleceğimiz kayıp gitmek üzere.