Ülkemiz anayasa değişikliği için apar topar referandum seçimlerine gidiyor. Bu işte nereden çıktı şimdi demeyin. Zaten başkanlık sistemini getireceğini 2015 Haziran seçimlerinden önce mevcut iktidar ve cumhurbaşkanı belirtip vatandaştan oy istemedi mi? İstedi.

Buna karşılık muhalefet ise Parlementer sistemin devamından yana olduklarını, hatta bu sistemin güçlendirilmesi gerektiğini Başkanlık sisteminin ülkeyi böleceğini, en yüksek ses tonuyla millete anlatmadı mı? Anlattı.

Seçime bu şekilde gidildi. Sonuçlara göre Partilerin tamamının aldığı toplam oy da 45 milyonu buldu. Bu gün refarandumda hayır diyeceğini acıklayan Saadet Partisini de muhalefetin toplam aldığı oya eklersek, sayı 26 milyonu geçti. Buna karşılık başkanlığı isteyen AKP ise 19 milyonda kaldı. Milletin iradesi böylece gerçekleşmiş oldu.

Tabi 7 Haziran seçimlerinden sonra gelişen olaylar, hükümetin kurulamamasına ve tekrar seçime gitmemize sebep oldu. Yenilenen 1 Kasım seçimlerinde de partiler programlarında neredeyse hiç bir değişiklik yapmayarak sandığa gittiler.

İstikrar adına mevcut hükümet, anayasayı referanduma götürebilecek 330 sayısına ulaşamasa da sonuçta tek başına iktidar oldu. Milli irade sandığa yansıyarak, Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan seçimler gerçekleşmiş ve herkes de buna saygı göstermiştir. Şimdi buraya kadar her şey normal.

Daha sonra ise, seçimlerde en yüksek oy alan ve seçimleri tek başına kazanan başbakan durduk yerde istifa etti ya da ettirildi. Milli İradenin, “sen başbakan ol, hükümeti tek başına kurup ülkeyi benim adıma yönet” diyerek seçtiği başbakan gitti. Yani milli iradenin tersine, seçtiği başbakan değiştirildi. İşin bu kısmı aklınızın bir köşesinde dursun…

Başka bir gelişmede MHP de yaşandı. Her iki seçimde ya da bu güne kadar ki tüm seçimlerde başkanlığa karşı en sert sözleri söyleyen, muhalefet eden ve seçim beyannamesinde parlementer hem de güçlendirilmiş bir parlementer sistemden yana olduğunu söyleyerek vatandaştan oy alan MHP, bir anda farklı bir yola girdi.

Yıllardır söylediklerinin tam tersini yaparak kendince öne sürdüğü gerekçelerle, başkanlık sistemine geçilebileceğini vurgulayıp gündemi değiştirdi.Milletten oy alırken verdiği sözlerin, söylediği lafların tam zıttını yaptı. Yani milli iradenin tam tersine hareket etti.

Eee o zaman size sormazlar mı kardeşim.” Biz başkanlığı isteseydik 7 Haziranda 1 Kasımda  bu yetkiyi AKP ye verirdik. Ya da MHP ye 7-5 milyon oy vermez gider AKP yi destekler bu işi orada bitirirdik” demezler mi?

Diyorsanız ki "durum değişti, ülkemizde yeni gelişmeler oldu, şartlar değişti. Yeni parti genel başkanı seçtik. Sizin seçtiğiniz başbakanı beğenmedik. Önce ki söz verdiğimiz seçim beyannamelerinden artık vazgeçtik. Ey milletim, Biz anlaştık, anayasayı değiştirecek çoğunluğu verirseniz Başkanlığı getireceğiz ” diyerek halka sorup seçimleri yenileyin. Bakalım Millet ne diyecek bir görelim.

Belki dediğiniz gibi anayasayı değiştirecek çoğunluğu size verip başkanlığı getirecek. Ya da parlementer sistemden yana tavır koyup, başkanlığı tarihin tozlu sayfalarına gönderecek.

O zaman anlayabiliriz, sizin gerçekten demokrasiyi mi yoksa tek adamlığı mı isteyip istemediğinizi. İşte Milli irade asıl o zaman tecelli eder. Bu şekliyle ortada Milli iradeden falan söz edemeyiz. Sadece Liderlerin iradesinden bahsedebiliriz.

Kimse öyle yörüğün  üzerinden bedavadan kurban kesmeye kalkışmasın.Vatandaşın desteğini alırken başka şimdi başka konuşup irademize ipotek koymayın. Yoksa yapılacak olan anayasa değişikliği bu haliyle milletin içine sinmez. Tartışmalarda öyle kolay kolay da bitmez.

Derseniz ki kardeşim istesen de istemesen de mecbursun referanduma gideceksiniz derseniz. O zaman bende size derim ki “7 Haziran da 1 Kasım da neredeysem şimdide orada duruyorum. Milim sapmadım. İrademe de sahip çıkıyorum” der gidip oyumu kullanırım.

Bu oyu kullanırkende kimse beni kutuplaştırmaya kalkmasın. Milli birlikten, beraberlikten, seferberlikten bahsettiğimiz bu günlerde “evet ya da hayır” demeye zorlanan milyonlarca vatan evladını, birilerinin yanında ya da karşısında göstererek hain ilan etmeye çalışmak hiç kimsenin hakkı değildir.

Biz bin yıllık hukuku,kardeşliği olan bir milletiz. Birileri bizim vatanseverliğimizi sorgulayarak siyasi emellerine falan da alet etmeye kalkışmasın. Herkes haddini bilsin. Kimse Türk’ün ayranını kabartmasın. 

Varın sağlıcakla kalın…