Orhan Topçu
Klavye erkekliği
Gelişen teknoloji insanlar arasında ki ilişkilerin zayıflamasına ,kopmasına ve hatta aile bağlarının yok olma tehlikesi yaşamasına neden olmuştur.
İnsanlar günlerinin büyük bir bölümünü bilgisayar başında geçirmektedir.Bu süre içerisinde siyasetten tutunda sanat’a kadar yorumlar yapılmakta hatta dersler verilmektedir.Alt yapıları olmadan eğitimsiz,donanımsız kibirli insanların sınırları aşarak sahte rumuzlarla ve facebook hesaplarıyla internet ortamında zehir saçtığını görüyoruz.
Özellikle seçimler yaklaştığı zaman bu zehrin dozu iyice artıyor.İnsanların kişiliklerine aile hayatlarına ve geçmişte yaşadığı hayata saldırılar oluyor.Üç kişi ,beş kişi bir araya gelerek gruplar kuruyor.Türk aile yapısına zarar verecek sosyal ve kültürel hayatımızı etkileyecek paylaşımlar yapılıyor.Daha da ileri giderek dini inançlarımıza , saldırılar yapılıp islamiyetin kuralları dışına çıkılarak inançsız bir toplum oluşturmak istiyorlar.Özellikle siyasetle, dini bir arada tutup iktidar gücünü yakalamak istiyorlar.
Bu gelişmeler olurken yapılan paylaşımlara ahlaksızca yorumlarda oluyor. Hatta insanların şeref ve namuslarına saldırılar oluyor.Bunlara verilen ad klavye erkekliği.Klavye erkekleri kendi düşüncelerinin doğruluğuna inanır, karşıdaki düşünceyi yok sayar,sıkıştığı zaman hakaret ve küfür eder.Daha da sıkışınca konuyla alakası olmayan ikinci ve üçüncü şahısları devreye sokarak onların isimlerini verip kavga ortamının içine atarlar.İnternet ortamında sahte rumuzlarla salladıkları insanları sokakta gördükleri zaman selam verip, selam alıp gülümserler.Lokantada karşılaştıkları zaman yemeklerini yer,kahvede karşılaştıklarında çaylarını içerler.Bunun adı iki yüzlülük değil de nedir ?
Aslında onlar bilmelidirler ki internet ortamında kullanılan kelimelerden,kurulan cümlelerden,savunulan fikirlerden kendilerini açığa verirler.Hatta sokakta karşılaştığı zaman yüzleri de hafifçe kızarır.İşte açığa çıkma budur.
İnternet ortamında klavye siyasetçileri de var.Bu arkadaşlar, partilerine maddi ve maneviyarar sağlayan yöneticilerini eleştirerek davalarına gönül vermiş üyelerini küçümseyerek , hatta
Daha da ileri giderek genel merkezlerini ve genel başkanlarını yerden yere vururlar.Bu arkadaşlar bilgisayar başında geçirdikleri sürenin 10’da birini teşkilatını ayırmaz.Bunlar teşkilatlara çıkmaz,teşkilatlarına bir kuruş maddi destek sağlamaz ,ancak klavye başına geçtiklerinde en büyük dava adamı,en büyük ideolog olurlar.Herkesi yerden yere vururlar.Kimseyi beğenmezler.İnsanları eski ve yeni diye gruplandırırlar.Bizde bunların gruplandırmalarından ilham alarak onları sosyal paylaşım klavye dava adamları olarak nitelendirdik.
İnternet ortamında paylaşımlar olmalı,yorumlar yapılmalı,eleştiriler ve fikirler söylenmeli,bunu yaparken insanların özeline girmeden ,aşağılamadan , saygı ve sevgi kurallarınıçiğnememeliyiz.İnternet ortamında yaptığımız eleştirileri sokakta ,sosyal hayatta ve mensubu olduğumuz parti teşkilatlarında yapmalıyız.Dava adamlarının yapacağı şey davasının sorunlarının internet ortamında tartışmadan ,dava arkadaşlarını karalamadan partisinde yapmaktır.Böyle olursa parti yönetimleri arkasında güç olduğunu görerek daha iyi çalışır.Teşkilatlardan tefrika ,nifak ,yalan dolan kalkar.Eski yeni ayrımı olmadan ,eskimeyen üyelerle teşkilatlar güçlenir.
Güçlü bir teşkilat her zaman için zafere yürür.Bu yürüyüşü klavye erkekleri bile engelleyemez.
Son olarak “İnandığı davayı yaşamayan insanlar,yaşadığı hayata inanmaya başlarlar…
İnsanlar günlerinin büyük bir bölümünü bilgisayar başında geçirmektedir.Bu süre içerisinde siyasetten tutunda sanat’a kadar yorumlar yapılmakta hatta dersler verilmektedir.Alt yapıları olmadan eğitimsiz,donanımsız kibirli insanların sınırları aşarak sahte rumuzlarla ve facebook hesaplarıyla internet ortamında zehir saçtığını görüyoruz.
Özellikle seçimler yaklaştığı zaman bu zehrin dozu iyice artıyor.İnsanların kişiliklerine aile hayatlarına ve geçmişte yaşadığı hayata saldırılar oluyor.Üç kişi ,beş kişi bir araya gelerek gruplar kuruyor.Türk aile yapısına zarar verecek sosyal ve kültürel hayatımızı etkileyecek paylaşımlar yapılıyor.Daha da ileri giderek dini inançlarımıza , saldırılar yapılıp islamiyetin kuralları dışına çıkılarak inançsız bir toplum oluşturmak istiyorlar.Özellikle siyasetle, dini bir arada tutup iktidar gücünü yakalamak istiyorlar.
Bu gelişmeler olurken yapılan paylaşımlara ahlaksızca yorumlarda oluyor. Hatta insanların şeref ve namuslarına saldırılar oluyor.Bunlara verilen ad klavye erkekliği.Klavye erkekleri kendi düşüncelerinin doğruluğuna inanır, karşıdaki düşünceyi yok sayar,sıkıştığı zaman hakaret ve küfür eder.Daha da sıkışınca konuyla alakası olmayan ikinci ve üçüncü şahısları devreye sokarak onların isimlerini verip kavga ortamının içine atarlar.İnternet ortamında sahte rumuzlarla salladıkları insanları sokakta gördükleri zaman selam verip, selam alıp gülümserler.Lokantada karşılaştıkları zaman yemeklerini yer,kahvede karşılaştıklarında çaylarını içerler.Bunun adı iki yüzlülük değil de nedir ?
Aslında onlar bilmelidirler ki internet ortamında kullanılan kelimelerden,kurulan cümlelerden,savunulan fikirlerden kendilerini açığa verirler.Hatta sokakta karşılaştığı zaman yüzleri de hafifçe kızarır.İşte açığa çıkma budur.
İnternet ortamında klavye siyasetçileri de var.Bu arkadaşlar, partilerine maddi ve maneviyarar sağlayan yöneticilerini eleştirerek davalarına gönül vermiş üyelerini küçümseyerek , hatta
Daha da ileri giderek genel merkezlerini ve genel başkanlarını yerden yere vururlar.Bu arkadaşlar bilgisayar başında geçirdikleri sürenin 10’da birini teşkilatını ayırmaz.Bunlar teşkilatlara çıkmaz,teşkilatlarına bir kuruş maddi destek sağlamaz ,ancak klavye başına geçtiklerinde en büyük dava adamı,en büyük ideolog olurlar.Herkesi yerden yere vururlar.Kimseyi beğenmezler.İnsanları eski ve yeni diye gruplandırırlar.Bizde bunların gruplandırmalarından ilham alarak onları sosyal paylaşım klavye dava adamları olarak nitelendirdik.
İnternet ortamında paylaşımlar olmalı,yorumlar yapılmalı,eleştiriler ve fikirler söylenmeli,bunu yaparken insanların özeline girmeden ,aşağılamadan , saygı ve sevgi kurallarınıçiğnememeliyiz.İnternet ortamında yaptığımız eleştirileri sokakta ,sosyal hayatta ve mensubu olduğumuz parti teşkilatlarında yapmalıyız.Dava adamlarının yapacağı şey davasının sorunlarının internet ortamında tartışmadan ,dava arkadaşlarını karalamadan partisinde yapmaktır.Böyle olursa parti yönetimleri arkasında güç olduğunu görerek daha iyi çalışır.Teşkilatlardan tefrika ,nifak ,yalan dolan kalkar.Eski yeni ayrımı olmadan ,eskimeyen üyelerle teşkilatlar güçlenir.
Güçlü bir teşkilat her zaman için zafere yürür.Bu yürüyüşü klavye erkekleri bile engelleyemez.
Son olarak “İnandığı davayı yaşamayan insanlar,yaşadığı hayata inanmaya başlarlar…