Zahide Nurdan AT ve Kübranur AKCENGİZ
KIZIL ÇALI OLARAK DA BİLİNEN ROOİBOS ÇAYI
Güney Afrika’da yetişen Aspalathus Linearis ağacının iğne yapraklarından üretilen Rooibos çayı ülkemizde Kızıl çay olarak da bilinmektedir. Endemik bir bitkiden elde edildiği için üretimi yeteri kadar fazla değil bu yüzden daha çok diğer çaylarla karışım halinde piyasaya sunulmakta.
Kırmızı ve yeşil renkte olmak üzere iki farklı formu olan çaydaki bu farklılığın sebebi bitkinin fermente edilip kurutulması veya direkt kurutulmasından kaynaklanmaktadır.
Rooibos aslında bir çok sağlık yararı gösteren zengin antioksidan içeriği, tanen içeriğinin diğer çaylara göre az olması ve kafein içermemesi ile dikkatleri üzerine toplamakta.
Gelin rooibosu diğer çaylardan ve kahveden ayıran özelliklerine biraz yakından bakıp sağlık yararlarını konuşalım.
Antioksidan içeriği; Rooibosun içeriğinde yer alan antioksidanlar karaciğer dokusunu korumaya yardımcı olmakta. Bu etkiyi oksidatif stresi azaltarak yaptığı söylenebilir. Karaciğer yağlanması ve sirozun gerilemesinde etkili olabildiğini gösteren çalışmalar mevcut.
Yine kan lipit profilini iyileştirdiğini saptayan çalışmalar ve beraberinde kalp sağlığı için de olumlu etkilerinden söz eden çalışmalara rastlanmakta.
Aslında rooibos geleneksel olarak spazm , uykusuzluk ve baş ağrısı gibi problemlerde kullanılmış. Muhtemelen eski zamanlarda da rooibosun rahatlatıcı ve sakinleştirici etkisi bilinmekteydi.
Kafein içeriği; diğer çaylardan ve kahveden kafein içermemesi ile ayrılan rooibos kaliteli bir gece uykusu için akşam içeceği olarak düşünülebilir. Yine kafeinin fazla alımına bağlı yan etkilerden kurtulmak için de alternatif içecek olarak düşünülebilir. Kafein içermediği için merkezi sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı bir etkiye sahip olduğu söyleniyor.
Tanen içeriği; Yine tanen içeriğinin diğer çaylardan az olması sayesinde demir emiliminin olumsuz yönde etkilenmesini engellemektedir.
Doğal olarak tatlı bir tadı olduğundan kullanımında herhangi bir tatlandırıcıya ihtiyaç duyulmuyor oluşu ve bazı çalışmalarda yağ dokudan salınan tokluk hormonu olarak bilinen leptin hormonun salınımını desteklediği dile getirilerek kilo verme sürecinde etkili olabileceği düşünülebilir. Ancak her zaman söylediğimiz gibi tek başına mucize besin yoktur. Beslenmede altın kural çeşitlilik ve dengedir. Okuduğum çalışmalarda pek olumsuz bir özelliğine rastlamasam da unutulmamalıdır ki bir şeyin ilaç mı zehir mi olduğunu belirleyen şey dozdur. Bilinçsizce kullanılan popüler diyet ürünleri , çaylar vb. uzun vadede karaciğer ve böbrek hasarlarına sebep olabilmekte . O sebepten ben yine günlük 1-2 fincanı geçmeyin derim. Sağlıkla kalın ,huzurlu günler.
Diyetisyen Zahide Nurdan AT