Engin Akboğa
Gâm hanesi...
Dert yerimi burası, gâm hanesi mi,
gönül gizli bir aşkın divânesi mi...?
Sırrı mı anlatsam gülerler bana,
o sır ki her gece sızar ruhuma...
Karanlık yollardan yürürüm yalnız,
bir nur doğdu birden, parladı yıldız...
Ahhh ben bunca zaman boşu boşuna,
koşmuşum yalan dünyanın telaşına...
Bir gece rüyamda ak sakallı pir,
olup biten herşeyi anlattı bir bir...
Meğer ben vehimle ömrümü ziyan,
otuzsekiz yılımı günahla yuyan...
Elimde olsa en başa dönerdim elbet,
şimdi tövbe dilimde, YARABBİ affet...
Kilitli kapılar, açılmaz mısın,
nur dolu buluttan saçılmaz mısın...
Bir tokat inse, yüzüme birden,
ALLAH ALLAH deyip doğrulsam yerden...
Âleme kirli gözlerle mi baktım,
ben ki baştan aşağı günaha battım...
Dilimde şimdi, bismi hu kelâm,
bilirim bin asır kabuk bağlamaz yaram...
Ararım HAKK diyen dillere bakıp,
karanlığın içine bin kandil yakıp...
Bu kapı, sonsuzluğun en son mihmânı,
arayıp bulayım diye RAHMÂNı...
Şimdi alnımı secdeler sarsın,
sus köpek nefsim, sen ne anlarsın...
Dua dua ellerim sanki bir kabir,
tevhid yolu vuslatım, Haktır ALLAH bir...