Çok ilginç bir zamanda yaşıyoruz vesselam.

Doğru ne? Doğru kim? Bi haberiz. Sadece bize gösterilmeye çalışılanlarla hareket edip kalp kırıyoruz gönül yıkıyoruz. Hatta eminim bu yazıdan yola çıkarak benim hakkımda da hak etmediğim söylemlerde bulunacaksınız. Amma velakin hakkımda ne düşünürseniz düşünün ben aldığım terbiye ve “dava” adamlığı gereği doğruları söylemeye devam edeceğim.

“Sen” 1967 yılında ülkü ocakları kurucu üyelerinden biri ol, o günden bu güne davanda ve çizginde milim sapma yapma. Amma gel gör ki el değirmenlerine su taşımaktan kolları yorulan bunca dönmenin hedef tahtası ol. Hatta doğum tarihleri dahi senin bu davaya hizmet yıllarının yarısı kadar olan gençleri üzerine salsınlar hakaretin küfürün bini bi para.

Adlarına “ülkücü” yakıştırması yapan bir sürü ülküsüz edepsiz insanlar. Milliyetçiliği ayakları altına alana hırlamadıkları kadar bu hareketin genel başkanına sallamalar, sövmeler… Sırf bu davanın ezeli ve ebedi lideri cennet mekan Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ gel dedi diye bıraktığın akademik kariyerin ve fedakarlığının milyonda birini yapmayan yapamayan ucuz donkişotlar. Kalp gözleri kör diyeceğim amma velakin kalbi dahi olmayanlar. Siyasi hayatında hakkında yolsuzluk, arsızlık gibi yüz kızartıcı sebeplerle hiçbir şekilde yan yana anılmamış bir değere edilen hakaretler. Bunları hak edecek ne yaptın acaba diyorum kendime. Sahi ne yaptın söyle, Allah aşkına…

Seni hiç insan olarak göremedik. Her insan gibi hataların olabileceğini düşünemedik. Sanki bizler hatasısız, günahsızız…

Bir çoğumuz evlerinde mışıl-mışıl uyurken sen bu davanın başarısı için gece demedin, gündüz demedin kilometrelerce yol kat ettin bilemedik. Sahi arabanızın kilometresi kaç acaba?

Bu Allah davasında nöbet değişimi elbette olacaktır- olmalıdır. Fakat bu değişim ülkücü edep ve terbiye sınırlarını aşmadan, hareketin merkezini bu denli karalamadan olmalıdır. Tıpkı ocaklarda “reis” değişimlerindeki gibi helalleşerek ve tek yumruk olma sözü verilerek olmalıdır.

Sonra 15 Temmuz süreci yaşandı bu ülkede. Bir çoğunun korkudan tir-tir titrediği saatlerde sen genel merkezin tüm ışıklarını yakıp meydan okudun FETÖ itlerine. Liderlik adamlık dersi verdin tüm Türkiye’ye. Pabucun pahalı olduğunu görenler gölgene sığındı. Yenikapı’da ALAYINI kucakladın , tarih dersi verdin, vatanseverlik öğrettin milyonlara. Aleyhine binlerce yazı yazan kalemşörler dahi zoru görünce sığındı limanına. Sende biliyorsun ki bu tehlike atlatılınca gene saldırıya geçecekler. Hiçbir zaman Türk’e hizmet etmeyen bu yazar müsvetteleri ağa babalarının talimatı ile seni karalamaya devam edecekler. Bilmedikleri tek şey ise bir ülkücü hesabını sadece Allah’a verir. Ve mükafatı sadece ondan bekler. Ve yine bilmiyorlar ki bizler bu Allah davasında dünyevi bir beklentisi olamayan neferleriz. Tek gayemiz Allah davasına ve Türklük davasına hizmettir.

Sayın genel başkanım, bilge liderim; ben şahsım adına kıymetinizi ölmeden anlayanlardanım.

İnşallah başta ülkücü kardeşlerim ve yüce Türk milleti de sağlığınızda kıymetinizi anlar...

Ve DEVLETİN BAŞINA DEVLET GELİR.

Milliyetçi Türkiye’de buluşmak dileği ile,

Kalın sağlıcakla…