Sevgili okurlarım uzun zamandır ENGELLİLER ile ilgili yazı yazmamıştım.

Sanırsınız ki engellinin tüme yakın sorunları halledildi.

Engelliler zevk-u sefa içinde. Gününü gün ediyor. Gel keyfim gel hayat yaşıyor.

Engelli parklarına park eden engelsiz sayısı sıfır, kaldırımlar ve engelli yürüyüş yolları kaymak gibi, ulaşım araçlarında her türlü konfor sağlandı, devlet kurum ve dairelerinde olağanüstü ilgi alaka var, işsizlik oranı engellilerde yok denecek kadar az, emekli olmak isteyenlere rapor v.s her türlü kolaylık sağlanıyor, kısaca dünya hayatında CENNETİ yaşıyoruz.

Şimdi nerden bahsediyorum diye meraklandınız dimi…

Atma Yaşar din kardeşiyiz diyorsunuz…

Ah ahhh diye iç çektiğinizi görür gibiyim…

Tüm bu saydıklarım  FETÖ ile yatıp FETÖ ile kalkan ama ne hikmetse siyasi ayağına dokunulmayan güzel Türkiye’mde oluyor.

Devlet bu kadar çaycıyı çorbacıyı tutuklamaya çalışırken bu kadar yoğun bir gündem arasında birde bizim sorunlarımızla mı uğraşacak. Bir rahat vermedim dimi. Memleket her türlü tehdit altında bende kalkmışım engelli sorunlarını abarta abarta yazıyorum. Koyun can derdinde bende et misali…

Neylersin rahat battı diyelim. Haddimizi aştık diyelim. Devlet erkanından af dileyelim. El pençe olalım. Kendini taşımakta bin bir zorluk çeken bana sağlam raporu verdiler, ben hala sakatım diye diretiyorum. Sanırsın DEVLETTEN çok biliyorum.

Madem sağlamsın sana ne sakatların sorunundan diyeceksiniz…

Vallahide billahide haklısınız. Hadsizlik kabul buyurun.

Şunun şurasında 3 Aralık Dünya Engelliler gününe ne kaldı ki. Ağalar bir ince mesaj yayınlar gönlümüzü  alırlar. Kalan 364 günde elde baston dilde türkü “ Çile bülbülüm çile”…

  ÇÖLYAKTAN ÖZÜR DİLİYORUM

Çölyak hastalarının sorunları için amansız bir mücadele veren kıymetli başkanımız Sevda hanımefendiye bir köşe yazısı yazarak destek sözü vermiştim. Uzun zaman olmasına rağmen bu sözümü yerine getiremedim. Sayın başkanımdan sözümü yerine getiremediğim için özür diliyorum. Tok açın halinden anlamaz misali benim gibi Sapasağlam biride sizin çektiğiniz sıkıntılardan ne anlasın, ne yazsın.

Şaka bir yana çeşidi ne olursa olsun bir yanı eksik olan kıymetli kardeşlerim tüm sorunlarımızın çözüme kavuşacağından umudunu kesmiş bir kardeşiniz olarak hepinizin manevi huzurunda saygı ile eğiliyorum. Yaradılanı yaradandan dolayı hoş gören bir toplulukta huzur içinde yaşamanızı diliyorum. Bu dünyada imkansız gibi görünen bu temennimle yazıma son vermek istiyorum. Çektiğiniz tüm çilelerin günahlarınıza kefaret olması dileği ile, hepinizi yüce ALLAH’a emanet ediyorum…

Kalın sağlıcakla….