Orhan Topçu
ÇİLECİDEN İNCİLER…
Milliyetçilik, lafla olmaz başlıklı köşe yazım ulaşacağı adreslere ulaşmış… Bu yazıdan en çok Çileci etkilenmiş, adam öyle bir etkilenmiş ki, yazının konusu dışına çıkarak, konuları saptırarak, konuyla ilgisi olmayan Mehmet Demirel’i de yanına güç olarak katmaya çalışmış, baştan sona hayal ürünü olan yalanlarla bizi kamuoyunda yıpratmaya çalışarak, iktidarın gücüyle korkutmaya çalışmış. Ben bu zamana kadar, araştırmadan, elimde belge olmadan yazmadım, insanların özel hayatlarına girmedim, bu ilçede siyasetçilere kutsal adam muamelesi yapanların aksine, onların hatalarını söyledim, yazdım. Hiçbir zamanda siyasetten nemalanmadım. İktidara Çileci gibi secde etseydim, bugün esnaf odası başkanı da olurdum, çok zenginde olurdum. O koltuklarda oturan başkanların, seçimden sonra ne diyetler ödediğini Hendek Halkı iyi biliyor. Senin iftiraların, beni yıldıramaz, aksine güç verir.
Hendek Halkının hakkını kim yiyorsa, karşısında duracağım ve yazmaya devam edeceğim… Çilecinin yazısını okuyan bir arkadaşımız beni arayarak şunları söyledi;” Ahmet Çileciyi benden iyi kimse tanıyamaz, gazeteciliğe başlarken, benim gazetem Ali İnciye muhalefet olacak, ben Ali İncinin yaptığı bütün haksızlıkları yazacağım, bu adam Belediye Başkanlığını hak etmiyor, hile ile seçim aldı, köylerde oturanları Hendek’te yazdırdı, seçim MHP’nin hakkıydı diye konuşan Ahmet Çileci, birden U Dönüşü yaptı.
Tabii ki Çilecinin dükkanı da kurşunlandı, failleri o zaman ortaya çıkartılmadı. Kısa bir süre sonra, Ali İnci’yle Moldovya ya giden Çileci, dönüşte kafasında evliya Ali İnci yarattı. O tarihten sonra Ali İnci hakkında bir tane kötü söz yazmadı? Önceki yazılarında, Ali İncinin aleyhinde yazıyor diye, Halk Meclisinden kovulan Çileci, bugün ise Hendek Belediyesinden ve Himpaş’tan dışarıya çıkmıyor. Bu arkadaşımız, Çilecinin Hendek Belediyesiyle ticaret yaptığını MHP Meclis üyesi Cengiz Şişmandan duyduğunu söyleyerek, bunu da Hendek Kamuoyunun bildiğini söyledi. Bana en son şu sözü söyledi ve telefonu kapattı; ”En iyi ayna eski bir dosttur. Sen yoluna devam et, Çileciyi Hendek’te herkes tanır, Çilecinin Hendek’te nasıl ÇALIP, nasıl oynadığını herkes bilir, fakat en iyi Ali İnci bilir. Ali İnci onu iyi oynatır.” Boğaz Spor Başkanlığı dönemimde, Kulübüme tesis kazandırdım. Kulüp Başkanlığım süresince Sakarya da Tertip Komitelerin de defalarca görev aldım. ASKF Ankara Delegesi oldum.
Futbolun alt yapısında marka olduk, ödül alan oyuncularımın sayısı çoktur. Her yıl alt yapı takımlarımla, Sakarya da play oflar oynadık. Sakarya’da rakiplerimiz bizden her zaman saygı ile bahsederken, hakem camiası da bizi çok severdi. Dernekler Masasına hiçbir zaman,eksik evrak getirmeden zamanında beyanname verdim. Aldığım bütün yardımları Gelir defterine işledim, yardım yapanlara da makbuzları keserek verdim. Kim bu kulübe destek verdiyse Allah razı olsun. Boğaz Spor Kulübünde başkanlık ve yöneticilik yapanlardan da Allah razı olsun. Fakat, benim başkanlığım döneminde Mehmet Demirel’den 10 bin tl gelmedi, ondan gelen paranın makbuzu kesilmiştir, o kayıt kulüp defterindedir.
Bana Mehmet Demirel üzerinden vurmaya çalışan Çileci, beni vefasızlıkla suçluyor. Benim vefamı sen git Demirel’e sor. Ben başı dara düşen dostlarıma her zaman elimden geldiği kadar yardım etmişimdir, bunu Demirel de iyi bilir. Ben dost bildiğim insanlardan da hançer yemişimdir, bunu da sen iyi bilirsin… Yalan Makinası Ey Çileci! Benim Genç Parti üyesi olduğumu söylüyorsun, ben Genç Partinin yolunu dahi bilmem, ama senin gazetende köşe yazarken sana Genç Partiden hediye kamera geldiğini iyi bilirim. Yalan Makinası Ey Çileci! Benim CHP ile ilgili olan iddiana gelince, CHP İlçe Başkanı Ramazan Öge’den İl Genel Meclis Üyeliği için bir teklif aldık, Arkadaşlarımızla, akrabalarımızla durum değerlendirmesi yaparak, teklife teşekkür ederek, birbirimizi kırmadan kibarca geri çevirdik. Kabul etseydik ne sıkıntı olabilirdi? Nihayetin de, bölücü olmayan, bu ülkenin kuruluşundan beri var olan bir parti…
Ak Parti olayına gelince, ben hiçbir döneminde, kuruluştan bu zamana kadar Ak Parti içinde yer almadım, hep karşısında oldum. Bunu da en iyi Ali İnci bilir…Sadece bir dönem DYP’de siyaset yaptım o da kısa süreli oldu.Arkadaşlarımla ekip olarak siyaset yaptım.Hiç bir zaman tek başıma karar vermedim…Benim MHP’de olmam Yalan Makinası Çileciyi çok rahatsız etmiş, sana ne kardeşim MHP çalışmalarına katılmamdan.Sen Ali İncinin ve Ak Partinin kalemşörlüğünü yapıyorsun,iddian 6-1 olur şeklinde.Senin ve Ali İncinin %80 iddiasını bu millet unutmadı.Büyükşehir yasasıyla belediye başkanı oldu… Mayıs ayı Meclis toplantısında Püsküllü Başkan Belediyenin maaş ödeyemez halde olduğunu söyledi.Ben bunu kulaklarımla duydum,meclis üyeleri de duydular.Senin yere göğe sığdıramadığın Ali İnci,arkasında nasıl sorunlar bırakıyor,beraber inceleyelim; Şu zamana kadar 8 milyon tlnin enkazında kaldığı söylenen Kemaliye Kentsel Dönüşüm Projesi, ve bu projeyle ilgili Danıştay Kararı, mahalle sakinlerinin açtığı davalar, Hendek Belediyesinin kaybettiği davalar. Murat Ülker’den parasının alınmasına rağmen, bitmeyen Sabri Ülker Meslek Yüksek okulu… Uludere Çayı Çalışmalarının, hiç başlanmayan Köprübaşı ayağı ve Çakallık istikametine giden bölümünde ki arazilerin imar durumları, arazilerin yeni sahipleri… 18 uygulamasında ki haksızlıkların yargıdan dönmesi, bugün ise vatandaşın yol için bıraktığı arsaların müteahhitlere satılması…
Hastanenin yanında bulunan Belediye hizmet alanlarının, imar değişikliğiyle, satışa sunulması,bir iddiaya göre satılmış olması… Osmanlı Çadırının olduğu alandaki arsanın satış olayı… Bir türlü bitmeyen Rasim Paşa Camii… Kurulan Bayraktepe Derneği ve Derneğe devri düşünülen Bayraktepe tesisleri… Hendek Belediyesinin Çamaşır Makinesi olan HİMPAŞ VE VARLIKLARI… Aylar öncesi biten, hala açılmayan Hendek Terminali… Hendek’te yapılan imar değişiklikleri, yeşil alanlar, yollar… Arkasında bıraktığı, Belediyede ki rüşvet ve haraç iddiaları… Şimdi ben bunları bir Hendekli olarak yazınca, yazdığım doğrular birilerinin canını acıtıyor. Geçmiş iktidarların yapmış olduğu hizmetleri de, yazınca birileri kızıyor.Yazdıklarımda ne yalan var,nede iftira.Sadece son zamanlarda balık hafızalı olan insanımıza, Ali İnci gelmeden önce de Hendeğe hizmetler yapıldığını hatırlatıyorum, ben bu hizmeti yaparken, iktidardan güç alan Yalan Makinası arkadaş, sokak ağzıyla saldırıyor.
Lütfen! Benim yazdığım yazıyla, onun yazdığı yazıyı yan yana koyup, karar verin. Bu tipler son zamanlarda moda olan “Siyaset tanrıları yaratma peşindeler.” Benim siyaset hayatımda hiçbir şey yolunda gitmedi, ama hiçbir güçte beni yolumdan etmedi. Basit insanlar, iftira atarlar, Dürüst insanlar sabrederler. Yanlışın yanında iktidarda olacağıma, doğrunun yanında muhalefette kalırım. Haksızlık karşısında eğilmem, eğilenler zamanla şereflerini de kaybederler. Bu gün Hendek Milliyetçiliği adıyla, MHP ve CHP ‘den oy isteyenlere, Bayraktepe Tesislerini Bayraklarla donatıp, alt yola Şehitlik yapıp, Osman Baydemire heyetle beraber gidip kırmızı gül verene, yaptığının doğru bir davranış olmadığını söylememizin neresi yalan, neresi iftiradır? Sıkıştığında Ülkücü olduğunu söyleyip, Ak Partinin iktidar sofrasının kırıntılarından beslenen, kendini gazeteci sanan, yalan makinesi bir şahsın, bana ve etrafımdaki dostlarıma söz söyleme hakkı yoktur. Mevlana’nın dediği gibi, “Ayna ile Terazi yalan söyler mi?