HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları
Halil Hakan Oturak

Halil Hakan Oturak

BEN CUMHURİYET ÇOCUĞUYUM

Yazar: Halil Hakan Oturak
Tarih:
Okunma: 1058
Yorum: 0
Yazı Boyutu:
Paylaş:

Bir çoğumuzun olduğu gibi ben de Cumhuriyetle bir 29 Ekim sabahı kent meydanında yapılan törenlerde tanışmıştım.


Günlerce yaptığımız yürüyüş çalışmalarından sonra baştan sona süslenmiş caddelerden geçerken, bando eşliğinde “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” diyerek başlayan marşı söylemiştik arkadaşlarımızla. 


O yaşlarda Cumhuriyet çiçekti, böcekti, balondu, bayraktı ve elbette Atatürk’tü bizim küçük gözlerimizde. 


Birçok kelimenin manasını bilmiyorduk o yıllarda. Mesela “İzmir’in dağlarında oturdum kaldım, şehit olanları deftere yazdım” diye tekrar ettiğimiz cümlede geçen şehit ne demekti henüz oturmamıştı zihnimizde.


Başka bilmediklerim de vardı. İlkokulda öğretmenlerimizden biri insanların maymunların soyundan geldiğini söylemişti. Bu açıklama kafama takılmış, akşam babama sormuştum doğru mu diye. Babam “İnsanlar iki çeşittir oğlum biri Adem Aleyhisselam’ın soyundan gelenler diğeri ise maymunların soyundan gelenler” demişti. 


Cumhuriyet’in imam hatip okullarında okumuş bir Cumhuriyet sevdalısıydı babam. Küçük boyumla çok büyük bir laf ettiğini anlamıştım onun. 


İnsanların maymun soyundan gelmesi mümkün değildi ancak isteyen kendisini bu şekilde ifade edebilirdi. Hatta başkalarına zarar vermeden inandığı gibi yaşayabilirdi. Cumhuriyet buna müsaade ediyordu. Açıklaması buydu babamın sözlerinin. 


90’lı yıllardı, öğrenmemiz gereken onca şey varken terör belası ile tanışmıştık gazete sayfalarında. TRT’de yayınlanan Anadolu’dan Görünüm programında görmüştük ülkemizin nasıl bir bela içerisinde olduğunu. Programın jenerik müziği hala aklımdadır. Ulvi Cemal Erkin’in dinleyenlerini adeta Anadolu turuna çıkardığı Köçekçe isimli eserinden bir kısımdır. 


Şehitlik ne demek ailece bu programı seyrederken anlamıştım. Ülkemize birileri saldırıyor askerlerimiz ise topraklarımızı savunurken şehit düşüyorlardı. Annem askerlerimizin tabutlarını gördükçe ağlıyordu. 


Sevinç içinde söylediğimiz İzmir Marşı’nda deftere yazılanların artık kimler olduğunu anlamıştım. Demek ülkemize eskiden de saldıranlar olmuş, birileri buna dur demiş ve canlarını ortaya koymuşlardı. Her 29 Ekim’de yaşadığımız coşku ve mutluluğun ardında hiç unutulmaması gereken fedakarlıklar ve hüzünler vardı. Cumhuriyet demek gerekirse şehit olmak demekti.


Yine aynı yıllarda her sabah ders zili çalmadan önce “Türküm, Doğruyum, Çalışkanım” ifadeleri ile başlayıp, “Ne mutlu Türk’üm diyene!” ifadeleri ile biten andımızı okurduk. 


Bütün öğrenciler andımızı okutmak için birbirleri ile yarışır, şehir merkezinde bulunan okulumuzun etrafı bu ifadelerle yankılanırdı. Cumhuriyet sisteminde yetişen çocuklar için bu çok normal bir davranıştı. 


Ancak zaman geçtikçe yine öğrendim ki bu ifadelerden rahatsız olanlar vardı. 


Yaşım ilerledikçe vatan nedir, devlet nedir, millet nedir anladım ki andımızda geçen ifadeler bizi bir diğerimize üstün tutmak için değil, hepimizi bir arada tutmak için söylenmiş her türlü ayrıştırmaya karşı adeta bir panzehirdi. Üstelik bu ifadeler yasalarda açık şekilde belirtilmiş ve ülkemiz üzerinde yaşayan herkesi dil, din veya herhangi bir ayrım gözetmeden eşit hale getirilmişti.  


Elbette uygulamada bazı sıkıntılar yok değildi. Doğduğu şehir ya da etnik kökeni sebebiyle yasalar önünde eşit olsa da zaman zaman ayrımcılığa maruz kalan vatandaşlarımız oluyordu. Bu sistemin değil bazı uygulayıcıların hatasıydı. Ancak kendi köyüm dahil ülkemizin çok yerinde şahit oldum ki memleketine bağlı, toplumun genel kurallarıyla uyumlu herkesi halkımız bağrına basıyor ve ne olursa olsun bir daha geri bırakmıyordu. Cumhuriyet zaten buydu, halkın kendi kendisini yönetmesiydi. 


Yönetmek deyince aslında akla hep iktidar, muhalefet, siyasi partiler, tüzükler, programlar, politikalar falan gelir. 


Aslında halkın kendi kendisini yönetmesi bunların hiçbiri değil, halkın zamanla eğriyi doğruyu ayırt etmesi ve sistemi gün ve gün güncellemesi demektir.


Ben Cumhuriyetin okullarında okudum. Fenle, matematikle, felsefe ile bu okullarda tanıştım. Kuran okumayı bu ülkenin camilerinde öğrendim. İlk okuldan, üniversiteye kadar devletin ücretsiz okullarında okuyarak meslek sahibi oldum, dünyanın birçok ülkesine gidip iş yapabilme fırsatını Cumhuriyetin imkanları ile yakaladım. 


Cumhuriyet bana kendi kişiliğimi oluşturmamda serbest alan tanıdı. Böylelikle doğru bildiğimi yanlış, yanlış bildiğimi doğru olarak değiştirebilme fırsatım oldu. 


Maymun meselesine tekrar gelecek olursak, Cumhuriyet kendisinden başka kimseyi düşünmeyen, kendi menfaati için herkesin hakkına girebilecek, en kutsal değerleri dahi istismar edebilecek,  kendi inançları uğruna başkalarının evlatlarına kıyabilecek belki maymunları bile hayrete düşüren canlılar yetişmesine müsait ortam hazırlayabilirken; kendini kimseden üstün görmeyen, yasalara ve ahlak kurallarına saygılı, toplum gelenek ve görenekleri ile uyumlu, hırsızlık veya yolsuzlukla işi olmayan, hata yaptığında özür dileyebilen, görünüş ve düşünceleri yüzünden kimseyi ötekileştirmeyen ve yeri geldiğinde ülkesi ve milletinin varlığı için kendisini çekinmeden feda edebilecek vatandaşlar yetiştiren bir sistemdir. 


Ümit ediyorum ki Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında halkımız önce bir deniz gibi kendi kendisini arındırarak Cumhuriyet’in ülkemize kazandırdığı değerlere yenilerini ekleyecek ve hep birlikte nice cumhuriyet bayramları kutlamaya devam edeceğiz.


29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun! 



Yorumlar

Lütfen aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
  • Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
  • Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
  • Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
  • Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
  • Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
  • Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.