Öznur Salkım
ZOR ŞARTLARIN KAHRAMAN YİĞİTLERİ
İtfaiyeci, polis, asker, jandarma, gönüllü arama kurtarma ekipleri...
Onlar canlarını hiçe sayarak milletlerinin zor anlarında canla başla savaşan kahramanlar ordusu!!...
Her biri görevleri gereği zaman zaman hayatını hiçe sayarak evlerinden çıkar ve aksamın hesabını bile yapamazlar. Gün içinde ani gelişecek her durum onların gidişatını belirleyen birer bilinmezliktir. Ne zor şartlarda ne büyük fedakarlıklarda bulundukları bir çoğumuz tarafından önemsenmez belki de...
Bir polis, bir asker, bir jandarma , her an gelecek bir tehlikenin ardında dikilen en güçlü dağlardan değil midir?
Bazen hesapsızca gelen kurşunlar bu yiğitlerimizin sönmüş ocaklarının temsili olmuyor mu?
Peki itfaiyeciler; kor kor ateslerin üzerine cesurca yürüyen bir kahraman ordusu değiller mi?
Cayır cayır yanmış bir yetişkin veya bir çocuk cesedini elleriye poşetleyip izin gününde kendi çocuğuna ve dostuna sımsıkı sarılan kişilerdir onlar.
İtfaiyeci, trafik kazasında kolu bacağı kopmuş bir kişinin kolunu sağlık ekiplerine teslim edip, kendi sağlam oluşuna sevinen kişidir.
İtfaiyeci, soluduğu isin ve dumanın ardından siyah tükürüp siyah sümküren, bunun sonunda içtiği çayın aldığı nefesin kıymetini bilen kişidir.
İtfaiyeci, Alevin hararetin içinde belki de saatlerce kalıp kabir ve ahiret ateşini en iyi tahayyül edebilecek kişidir.
Kısacası onlar ; Her kişi değil, 'ER KİŞİLERDİR!...
Yanandır; alevin ne demek olduğunu bilir.
Küllenmiş bir enkazdan geriye nelerin kaldığını ya da kalmadığını bilir.
Küllenmiş bir enkazdan geriye kalanlar...
Bir yanginda hayatını kaybeden gencecik bir itfaiye erinin annesinin yürek yakan feryatları...
Gencecik bir adamın yangın söndürme sırasında yaşadığı elim kazada hayatını kaybetmesi...
Geriye kalanlar büyük bir acı ve unutulmayacak bir kahramanın son vedası.
İtfaiye eri Yusuf Turgut...
Ruhun şad mekanın cennet olsun.
Tüm sevenlerinin başı sağ olsun...