Kartal Türk
YENİ BİR BAŞLANGIÇ MI ?
Siyasi partilerin varlık nedeni sahip oldukları ideoloji veya parti programlarını halka aktararak onların oylarını almak ve bu programlar çerçevesinde ülkeyi yönetmektir.
Parti mensupları şayet bir ideal ya da ülküye sahipseler onlar için önemli olan şahsi çıkar ya da menfaat değil; bu fikir ve ilkelerin yaşam bulmasıdır.
Sosyal demokrat fikirlere sahip bir insan şayet CHP’de siyaset yapıyorsa onun için sosyal adalet , hukuka dayalı bir yönetim sistemi oluşmalıdır. Ülkedeki özgürlükler ve demokrasinin hakim olması temel önceliktir. Cumhuriyetin temel değerleri ve Atatürkçü anlayış yaşatılmalıdır. Şayet partisi bu çizgiyi kaybederse mutsuz olur ve partisini sorgulamaya başlar. Lakin her partide olduğu gibi CHP’de de şahsi çıkar menfaat ve koltuk için mücadele edenler mevcuttur.
AKP’de siyaset yapanlar içinde manevi değerlerine bağlı birçok insan vardır ve bunlar da ülkenin daha İslami temellere göre yönetilmesini isterler ve dindar bir parti ve dindar bir lider tercihi nedeniyle partisi içinde siyasete devam ederler. Lakin parti içinde tamamen iktidar olmanın ve iktidar rantından faydalanmak için yer tutmuş on binlerce insan vardır. Onlar ihale ihale dolaşıp birlerini bin yapmış ve bu saf temiz İslam’ı hassasiyetleri olan tabanın sırtından zevki sefa içinde lüks arabalara binip villalarda yaşamını sürdürmüşlerdir. Bu kişiler aynı zamanda milletin çocuklarını İmam Hatip liselerine göndermek için teşvik edip kendi çocuklarını özel okullarda okutmaktadırlar.
MHP’ de siyaset yapanlar ise milli manevi değerlerine bağlı lider ALPARSLAN TÜRKEŞ’İN ortaya koyduğu dokuz ışık ve milli ülkü hedefine inanırlar ve bir gün TURAN ülküsünün gerçekleşmesi için gece gündüz koştururlar. MHP içindeki bu birlik beraberlik ve gençlik hareketinden yararlanmak isteyen mafya bozuntuları bu camiadan görünüp kişisel güç ve rant elde etmişlerdir.
MHP’nin” önce ülkem, sonra partim ve sonra ben” anlayışı parti içindeki kişisel hırs heves ve ikbal derdine düşenleri rahatsız etmiş ve bu kitle zaten başka partilere özellikle de AKP’ye gitmiştir.
Dönem dönem iki parti arasındaki oy geçişlerinin nedeni bu kitledir.
İktidarın yanlışlarını sürekli eleştirip tabanının hassasiyetlerini dikkate alan MHP yönetimi 15 Temmuz hain, alçak, satılmışların darbe girişimi sonrasında politika değişimine gitmiş ve terör, dış politika ve neredeyse her alanda hükümete destek vermektedir.
MHP içinde yıllarca iktidar olunamaması ve Genel Merkez’deki samimiyetsiz tabandan kopuk yöneticiler dolayısıyla oluşmuş parti içi muhalif hareket hükümete verilen bu destekleri eleştirmiştir.
Partiden ihraç edilenler, partideki hükümete verilen destekten rahatsız olanlar, partide iktidar olmak için bir istek ve iradesinin olmadığını düşünenler iktidar olmak fikri ile yeni bir yola çıkmışlardır.
Elbette kişisel heves, koltuk sevdası ile bu yeni harekete, İYİ Parti’ye gidenler olacaktır. Lakin burada ülkücülüğünü asla tartışmayacağımız isimler de mevcuttur.
Ömrünü MHP ye Ülkü Ocakları’na adayanlar ne olmuşta bir anda kırk yıllık teşkilatlarından ayrılmıştır?
Bu soruyu MHP kendine sormalıdır.
Aynı zamanda gidenlerde kendine sormalıdır. Bunun sonucunda kırmadan dökmeden ve hakaretler içermeden bir muhasebe yapılmalıdır.
MHP’den ayrılanların gerekçeleri “şahsi çıkar” olsaydı gidecekleri adres AKP olurdu. Ancak onlar AKP dışında yeni bir oluşumu tercih etmişlerdir. Bu sebeple MHP’den ayrılarak İYİ Parti’ye katılanları “şahsi çıkar peşinde koşan kişiler” olarak göremeyiz.
Gelelim İYİ Parti’ye…
Parti ismini çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim, basit buldum. Belki de parti ismini bu şekilde düşünenler de basitliğin bir avantaj sağlayacağını düşünmüş olabilir. Parti isminin kitleler üzerinde nasıl etki göstereceğini zamanla tecrübe edeceğiz.
Açıklanan 200 kişilik kurucular kurulunu ise çok iddialı bulmadım. Kitlelerde şaşkınlık yaratacak, ilgi uyandıracak pek fazla isim bulunmuyor. Ancak açıklanan başkanlık divanı için tam aksi yönde bir kanaate sahibim. Başkanlık divanının siyaseti bilen, tecrübeli isimlerden oluşuyor olması İYİ Parti için önemli bir avantaj. Ayrıca divana güçlü isimlerin yanı sıra siyasete ilk kez katılan isimlerin dahil edilmesi de gençlere umut veren bir hamle.
Tüzükler siyasi partilerin anayasası anlamına gelmektedir. Buradan hareketle bir siyasal partinin nasıl bir yönetim anlayışına sahip olacağını tüzüklerine bakarak anlayabilirsiniz. Ben de öyle yaptım ve İYİ Parti’nin tüzüğünü inceledim. Bana göre mevcut partiler arasında en demokratik tüzüğün üretildiğini söyleyebilirim. Lider sultasını kırmaya dönük önemli maddeler yer almakta. Ön seçim, kadın kotası, 3 dönem yasağı gibi…
Hendek özelinde İYİ Parti’yi değerlendirecek olursak; kişiliği, karakteri, dürüstlüğü ve ülkücülüğü tartışılmayacak bir isim Ümit DİKBAYIR kurucular kurulunda yer aldı. Ümit kardeşimizin memlekete fayda sunmak adına bu harekette yer aldığına inancımız tam. Yolu bahtı açık olsun….
Cevabı aranacak temel soru ise şu: İYİ Parti Türk siyasetinde dengeleri değiştirebilir mi?
Bunu zaman gösterecek.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Cumhurbaşkanlığı makamı güçlendirilirken Meclis’in bir takım yetkilerinin daraltıldığını biliyoruz. Bu sebeple yeni sistemde partilerin çok da bir önemi kalmadı.
Önemli olan cumhurbaşkanlığı seçiminde hangi iki isim öne çıkacak, İYİ Parti’nin adayı Erdoğan’ı zorlayabilecek mi? Seçime giderken nasıl ittifaklar gerçekleşecek? 2019’a giderken en çok merak edeceğimiz konular bunlar olacak.
Son söz: Anayasamız siyasi partileri “demokrasinin vazgeçilmez unsurları” olarak tanımlar. Bu sebeple siyasete yeni katılan İYİ Parti’nin de Türk demokrasisine katkı sunmasını umut ediyorum.
SELAM SAYGI DUA İLE