Yaşar Aygüneş
Yağmur yağınca HENDEK
Yağmur berekettir, yağmur temizliktir der büyüklerimiz. Önce kara bulutlar sarar masmavi gökyüzünü. Sonra özlemle kucaklaşır bulutlar. Şimşekler çakar sevinç çığlıkları atarcasına. Sevinç gözyaşları misali boşalır yeryüzüne. Toprağa bereket olur. Bitkiye can olur yağar, yağar…
Yaklaşık yirmi yıldır aynı zihniyet yönetir güzel ilçemizi. Hizmete değil yandaşa candaşa yönelik bir zihniyet. Yukarıda bahsettiğim bereket felaket olur bizde. Her yer su birikintisine her yer gölete döner. Hendek’in çehresini değiştirdim diyenlerin masalları ile avunmuşuz kos-koca yirmiyıl. Çocuklar okula giderken arabaların sıçrattığı su ile ıslanır. Yaşlı teyzeler pazara giderken çile çeker. Kapalı pazaryeri ile hava atılır. Amma o Pazar yeri yolları yürünmez olur yağmur yağınca. Okuldan sırım-sıklam ıslak döner yavrularımız. Sonra hastane kuyrukları oluşur. Ama bizim şaşalı Bayrak tepemiz vardır. Teyzeler bacılar ıslak döner evine ama bizim kapalı pazaryerimiz vardır.
Arabayla dahi gitmek zordur sokaklarda. Arabası olmayana Allah kolaylık versin. Hendek’in en kalabalık nüfusuna sahip olan mahallesi Yeni mahallenin her sokağı çiledir yağmur yağınca. En işlek caddesi olan Servetiye caddesinde kayık yüzdürülür tabiri caizse. Amma halinden memnun idarecilerimiz işgal eder koltukları. Sen ıslanmışsın, hasta olmuşsun kimin umurunda. Zatı muhteremler son model makam arabaları ile arşınlar senin ıslandığın yolları.
Şehir merkezi farklımıdır, Asla… Hele Atatürk heykelinin civarında kayık bile çare olamaz bazen. Gemilere ihtiyaç duyarız bacasından kara dumanlar çıkan gemilere.
Çok mu abarttım? Belki… sizin yaptığınız hizmetleri abarttığınızın yanında masum kalır benim abartılarım. Çünkü ben ıslanırım o yollarda. Evladım ıslanır okul dönüşü. Eşim ıslanır, teyzelerim ıslanır, bacılarım ıslanır Pazar dönüşü. Amcalarım ıslanır, abilerim ıslanır, kardeşlerim ıslanır servis yolunda. Hele hele engelli biriysen zaten çıkma sokağa. Bırakında biraz abartayım öyleyse….
Yağmurun keyfini yaşayamayız anlayacağınız doya yoya…
Basiretsiz yöneticilerin, iş bilmezlerin yüzünden. Göz boyamaya yönelik hizmetler zehir eder hayatımızı. Kuzu kuzu oy vermemizi beklerler hizmet(!) karşılığında.
Bence bu sefer bu millet o yağmur sularıyla sizi temizleyecek. Oy yerine yol verecek 31 Mart’ta.
31 Mart’ın akşamını görürsünüz de, 1 Nisan sabahında yolcusunuz evvel Allah…
O zaman yağmurun keyfini yaşayacağız doya doya…
Bereket olacak susamış topraklara…
Hele sizden bi kurtulalım şen olacak yarınlar…
Mutlu günlerde ÜÇHİLALİN gölgesinde buluşmak dileğiyle…
Sağ kalın, sağlıcakla kalın…