Öznur Salkım
SUÇ KİMİN
Şiddete maruz kalan bir kadının dramı!
Ne yazık ki hayat; herkese eşit değerde yaşama hakkı vermiyor.
Bazen dayak, bazen psikolojik şiddet bazende malesef cinayet!
Ne kadar gelişmiş bir toplumda olursak olalım, bu ülkenin ücra köşelerinde; yaşadığı tüm acılara sessiz kalan kadınlar var.
Evlendikten sonra baba evine dönülmez düşüncesiyle yetiştirilmiş gelinler var.
Kocadır; bugün döver söver, yarın sever diyerek baskı altında bırakılmış, yaşamından vazgeçirilmiş ve hiçbirimizin bilmediği yüzlerce hatta binlerce hikayelere sahiplik eden köyler, kasabalar, şehirler var.
Bu hikayelerin sonu da zaten hep aynı.
Ya ölüyorlar ya da öldüren taraf olup hayat boyu ceza çekiyorlar.
Bazen, bazı hikayelerde insan suçluya suç bulamıyor; yazık olmuş diye söylenip iç geçiriyor.
Bu hikayeyi izlediğimde, tam da bu duyguları yaşadım bende...
Araştırmacı Gazeteci Müge Anlı'nın sunduğu programdaki, bir hikayeden bahsetmek istiyorum.
Günlerdir; eşinin katilini arayan ve çelişkili ifadelerle tüm dikkatleri üzerine çeken bir kadının itirafı...
Yıllardır gördüğü şiddeti kimseye anlatamamış.
Kumar oynayan kocasının, her oyun kaybettiğinde evdeki çocuklarına yaptığı şiddete şahit olmuş.
Hiçbir bayramda ailesinin yanına ziyarete gidememiş.
Sürekli öldürülmekle gözü korkutulmuş.
Hırpalanmış, ezilmiş ve yayında anlatamadığı; ama tüm izleyenlerin aynı kanıya vardığını düşündüğüm bir duruma sürüklenmek istenmiş...
Kocası tarafından öldürülecekken o kocasının katili olmuş.
Hikaye tam da burda başlıyor işte.
Ölse de ölmesede geride kalan iki çocuk.
Yitip giden dört hayat.
Baba toprak, anne hapis, çocuklar yetim öksüz...
Cinayetin savunulacak hiçbir yanı olamaz; ama böyle hikayelerde insan bunu söyleyemiyor işte.
Bazen kurtuluşu hiç olmaması gereken yöntemlerde arıyoruz.
İçimize ekilen o korku tohumlarının sonucunda, koca bir çaresizlik yaşıyoruz.
Kurtuluşun başka yolu var belki; ama en olmazı seçmek, o an için en doğru karar oluyor.
Ben kendi adıma bu tarz hikayelere çok daha fazla üzülüyorum.
Keşke herkesin adilce yaşayacağı bir düzene sahip olabilseydik.
Hakkını arayabilen kadınlar, zorlamayla yürütülmeyen evlilikler ve her koşulda anlayış içinde olan bireyler, eşler görebilseydik.
İyi ya da kötü ortada ölen bir koca, haklı veya haksız onu öldüren bir kadın var.
Her suçun bir cezası ve her cezanın bir bedeli var.
Karar adli mercilerin olsada, vicdanlarımızın sorduğu ortak soru şu ki bu hikayenin gerçek suçlusu kim?