Nurullah Akçay
Sporda Doping
Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, bu sözü söylediğinde spor bu kadar gelişmemiş, teknoloji ise bu seviyede değildi. Spor, bilhassa futbol dünya ekonomisindeki bulunduğu yerden çok daha gerilerdeydi. Sonra ne oldu da dünya sporun çevresinde bu kadar birleşti, seyirci kitlesinin çok büyük bir alana yayılması devletlerin sıcak savaştan spor savaşlarının yaşandığı dev bir sektör oluşturmasına neden oldu. Olimpiyatlara katılan ülke sayısı her olimpiyatta artarak devam etti. Ülkeler birbirlerini daha yakından tanıma fırsatı buldu, sporcular gelişmelerini hızlandırdı hiç kimse ne olduğunu anlamadan sektör çok büyük bir ekonomik getirim halini aldı.
Bu oluşum merkezi başarı endeksli olunca sporculara daha büyük görevler düştü, milli mücadelelerde ülkelerinin bayraklarını taşıma ve onurlandırma fırsatı yakaladılar. Bu ego o kadar insanüstü bir hal aldı ki, rakiplerine gücü yetmeyen sporcular bu açıklarını, çeşitli güç veren uyarıcı ilaçlarla kapatmaya çalıştılar. Takdir buyurursunuz ki yalancının mumu yatsıya kadar yandı, sunulan bunca imkan, olanak ve popülarite sporcuları asıl amaçlarının dışına itti. Gittikleri yerlerde pop yıldızları gibi karşılandılar hatta heykelleri dikildi.
ALLAH vergisi yeteneklerini çalışmalarıyla geliştirerek üst düzey bir yaşam tarzına geçtiler. Bunu gerçekten beden gücü ve yetenekleriyle başaranlara elbette bir sözümüz yok lakin uyarıcı madde dediğimiz güce güç katan ilaçları alarak başarılı olmuş herkesi ve herkesimi kandırdığını düşünen sporcu müsveddelerini dün de bugün de yarın da esefle kınıyoruz. Tabeladaki ya da kürsüdeki başarılar sporun asıl amacı olan barış kardeşlik ilkesinin önüne geçmemeli, sporcular her hal ve hareketiyle örnek olmalı, onları izleyen genç nesillere örnek davranışlar sergilemelidir. Spor da bireysel değil toplumsal başarı olmalı, kazananı herkes olmalı. Eğer bir taraf kazanıyorsa tüm toplum kaybediyor demektir, temiz bir spor temiz bir toplum ilkeli yarınlar için.....