HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları
Prof. Dr. Mustafa Koç

Prof. Dr. Mustafa Koç

Sorumluluk: haddini aşmanin el freni

Yazar: Prof. Dr. Mustafa Koç
Tarih:
Okunma: 2169
Yorum: 0
Yazı Boyutu:
Paylaş:
İlgili olsun ya da olmasın herkes insanı anlamaya çalışıyor. Bu bağlamda bir çok “sokak psikoloğu”yetişmiştir vebu dünyanın her yerinde böyledir. İnsanı anlamak kişiye ne kazandırır? Kazandıracağı şey kontroldür. İnsanın kendini en güçlü hissettiği anlardan biri dediğer insanları kontrol edebildiği andır.Burada kast edilen kontrol aslında başkayı yönetmek ya da yönlendirmek şeklinde olmaktan daha çok bireyin kendisini kontrol edebilmesidir. İşte o zaman insanı anlamanın esas işlevselliği ortaya çıkıyor denebilir. Birey, etkileşimde olduğu insanı tanıdığında kendini ayarlama, beklentilerini belirleme, iletişim sürecinin nerede başlayacağı ve nerede sona ereceğini anlayabilmektedir. Bu bağlamda bir insanın karşısındaki insanla olan ya da olabilecek etkileşimlerini uygun düzeyde, hem kendisi için hem de karşısındaki kişi için yapıcı bir hal almasına katkı sağlayacak önemli bir faktör olan “sorumluluk” duygusundan bahsetmek istiyorum. Bir insanın bu duyguya sahip olup olmadığını bilirseniz o insana ilişkin beklentilerinizi, mesafenizi, ilişkilerinizi ve seçimlerinizi ayarlayabilirsiniz.
Öncelikle sorumluluk duygusuna sahip olmanın ne anlama geldiğinden bahsetmek istiyorum. Sorumluluk duygusu, kişinin geçmişini olduğu gibi kabullenmesi bu kabullenmeye göre bu gününü yaşaması ve geleceğini buna göre planlamasıdır. Sorumluluk duygusu, bireyin geçmişte yaşadıklarından etkilenmesini engellemez fakat şimdi ve bura yapacağı seçimlere etki etmesine izin vermez. Sorumluluk duygusu, bireyi geçmişin kölesi olmaktan geleceğin de mahkûmu olmaktan kurtarır. Sorumluluk duygusu insanı özgürleştirir. Özgür olmak amacıyla sorumluluklarından kaçan insanların aslında hayatı bir köle gibi yaşadıklarının farkında değillerdir. Birey eş, çocuk, aile, mesleki vb. sorumluluklarından kaçmayı seçebilir. Fakat bu insanın asla kaçamayacağı kendi sorumluluğudur. Yukarıda bahsedilen sosyal ve mesleki sorumluluklar insanı insan yapma özelliği sahiptir.Birey bunlara sahip olduğunda ve bunları kabullendiğinde gerçek insan olmayı da başarabilir denilebilir. Şükretmek bireyin işlevsel bir baş etme yeteneğine sahip olduğunun net bir dışavurumudur. Şükredebilmek içinde bireyin sorumluluklarının farkında ve bunların kabullenmesi gerekmektedir.Karşılaştığınız engelleri aşma sürecine şikâyet, eleştiri ve suçlama yaparak başlama yerine “bu benim sorumluluğum” diye düşünerek başlarsanız sonuç ne olursa olsun asla pişmanlık, çaresizlik, tükenmişlik, yalnızlık ve vazgeçme yaşamadan hayatı yaşamaya devam edersiniz. İşte esas huzur, mutluluk ve özgürlük budur denilebilir.
İkinci olarak sorumluluk duygusu olmayan insanların neler yaşayabileceğini değinmek istiyorum. İnsan önce kendinin, sonra yaşamla ilgili kendisine ilişkin beklentilerin sorumluluğunu almalıdır. Örneğin bir insan evlendiğinde artık eş olmanın sorumluluğunu da almalıdır. Çocuk olduğunda baba olmanın sorumluluğunu da lamalıdır. Eğer evlilikten sonraki süreçte ortaya çıkan sorumluluklar alınmaz ise, aile içinde çatışmalar, huzursuzluk, şiddet ve kaçınılmaz sonuç olan boşanmalar gerçekleşebilmektedir. Bir insan bir işe başladığında başladığı işle ilgili sorumluluklarının farkında olmaz ve bu sorumluluklara uygun davranışlar sergilemez ise sonucu tahmin etmek çok zor olmasa gerek. Sorumluklarında kaçan insanların ilişkileri yalın ve yüzeyseldir, hiç kimseye güven vermez. Hayatı sürekli kaçarak yaşamayı özgürlük olarak tanımlayanya da algılayan insanlar aslında kendi seçimlerinin kölesi olduklarını anladıkları anda iş işten çoktan geçmiş olacaktır.
Son olarak, sorumluluk duygusunu çocuklarımıza kazandırabilmek için neler yapabiliriz sorusunun cevabı olabilecek bir şey söylemek istiyorum. İlk olarak çocuklarınızı kendi seçimlerini yapmaları için cesaretlendirin. Yaptıklarıya da yapacakları seçimlerin muhtemel sonuçlarını düşünmelerini ve seçilerinin sonuçlarına mutlaka katlanmalarını sağlayın. Şu an yaşadıkları daha önce yaptığı seçimlerini bir sonucu olduğunu fark etsin ve bu seçimin sorumluluğunu alsın. Kendi seçimlerin sonuçlarına ilişkin sorumluğun kendisinde olduğunu bilme anlayışı, inanın canavarlaşmasını engelleyen bir fren sistemi gibi işlev görür. Bir düşünün insan yaptığı hiçbir davranışın sorumluluğunu almıyor ve sürekli başkayı suçluyor, eleştiriyor ve şikâyet ediyor, böyle bir insan için söylenebilecek bir çok şey olmasına rağmen biz burada “vicdansız” kelimesini tercih edelim.
Çocuklara başarabilecekleri sorumluklar verin ve başardıklarında pekiştirin, başaramadıklarında suçlamayın, eleştirmeyin, cezalandırmayın. Sonucun bu şekilde olmasına neden olan durumları tartışın. Alternatifler oluşturun ve natifleri tartışın. Pekiştirmelerinizi sonuç odaklı değil süreç odaklı olarak ve çocuğun yaptığı her olumlu davranışın farkında olmasını sağlaya k şekilde yapınız. Onu asla başkası ile kıyaslamayın, kendi gelişim sürecine uygun beklentiler oluşturarak bu süreçte kendisindeki gelişimin farkında olmasını sağlayın. “Geçen yıl bunları taşıyamıyordun şimdi ise taşıyabiliyorsun” gibi söylemler çocuğun kendisindeki gelişimin farkında olmasını sağlayabilir. Çocuğunuzun ileride, özgür, bireyselleşmeyi ve sosyalleşmeyi başarabilmesi için sorumluluk duygusu kazanması gerekir. Eğer bir çocuk, yerinde ve zamanında erteleyebilmeyi, vaz geçebilmeyi ve savaşabilmeyi öğrenerek hayata başlarsa sorumluklarının da farkında olur ve onları üstlenir. Çocuğunuza başarma duygusunu yaşatın, bunun için ben başardım demesi gerekir. İşte bu yaşantı onun yeni seçimler yapmasına ve yaptığı seçimlerin sonuçlarına cesaretli bir şekilde katlanmasını sağlayabilir. İnsanı tanımak ve kendiniz ayarlamak için elinizde var olan anahtarlara bir yenisini daha ekleyin ”SORUMLULUK”

Yorumlar

Lütfen aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
  • Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
  • Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
  • Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
  • Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
  • Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
  • Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.