Biz 1960 ile 1980 yılları arasında doğan ve dünyanın siyah beyazdan, renkli dünyaya geçişine şahitlik etmiş sınırlı sayıda olan bir neslin temsilcileriyiz.

Biz Andımızı okumak için her şartta okulun bahçesine koşarak çıkan ve andımızı gönlümüzde ki o bitmeyen heyecanla okumuş tüm yaşantımıza andımızın her satırını rehber edinmiş bir neslin temsilcileriyiz.

Bizler son hazineyiz.

Bu yüzden bizden keyif alın, bizden öğrenin ve bizleri sevin. Hayatımız neden bizi sevmeniz gerektiğinin gerçek kanıtıdır.

Biz okuldan sonra akşama kadar sokaklarda oynardık. İnternet arkadaşlığı değil bizim gerçek arkadaşlarımız ve arkadaşlığımız vardı. Susadığımız zaman çeşmeden su çerdik. Aynı bardağı dört arkadaşımız kullandığı halde hastalanmazdık. Her gün pilav yediğimiz halde hiç kilo almadık.

Çıplak ayakla dolaşırdık. Ama ayaklarımıza hiçbir şey olmazdı. Annemiz bizi sağlıklı tutmak için hiçbir zaman ek gıda takviyeleri vermezlerdi. Ama sağlıklı çocuklardık. Kendi oyuncaklarımızı kendimiz yapar, onlarla oynar onlarla mutlu olurduk.

Ailemiz bize Tablet, telefon değil. İlgi ve sevgi verdiler. Büyüklerimize saygıyı, küçüklerimize sevgiyi öğrettiler. Cep telefonlarımız DVD’lerimiz, oyun salonlarımız kişisel bilgisayarımız, internet sohbetlerimiz olmadı bizim. Ama bizim gerçek arkadaşlarımız, gerçek dostlarımız ve gerçek sohbetlerimiz vardı.

Bu vatan için istediğimiz her şeyi belki tam yapamadık ama, çok bedeller ödedik. Bizler kendine has anlayışı olan bir nesiliz. Çünkü bizler büyüklerimizin söylediğini dinleyen, onların hatıraları ile büyümüş son nesiliz.

Ayrıca bizler çocuklarını dinleyen ve dikkate alan ilk nesiliz.

30 Ağustos zafer gecesi bizleri yıllar sonra bizleri yıllar öncesine götüren, çocukluğumuzun 30 Ağustos zafer coşkusunu yaşatan Sayın Belediye Başkanımız Turgut Babaoğlu’na şahsım ve dostlarım adına teşekkür ediyorum.