Prof. Dr. Mustafa Koç
Olağan üstü çocuklarin olağan üstü öğretmen adayi olabilmek
Bu hafta sizlere Özel Eğitim Bölümü 1.sınıf öğrencilerinden Damla ÇAYAN’ın Eğitim Psikolojisi dersi kapsamında yazdığı bir ders kritiğini paylaşmak istiyorum.
Bu hafta dersten çıkardığım sonuç şudur: Biz her duruma bilgimiz olmadan çok ön yargılı bir şekilde yaklaşıyoruz. Bu ön yargımızı ortadan kaldırıp, bilgi sahibi olmadan konuşmamamız gerektiğinin farkına vardım. Fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi olmayı öğrendim. Bilmediğim bir konu hakkında konuşmaktansa cesurca “bilmiyorum” demenin önemini anladım. Karşımdaki olağanüstü kişiye öncelikle nasıl yaklaşmam gerektiğinin farkına vardım. Karşımdaki insanın bir probleminin olduğu gündeme getiriliyorsa öncelikle; yaşını, sonra davranışının sürekliliğini, en son olarak da davranışının tutarlılığı konusunda bilgi sahibi olmam gerektiğini anladım. Ben bir öğretmen adayıyım ve bir davranışı en ince ayrıntısına kadar incelemem, gözlem yapmam gerektiğini biliyorum artık.
Bu dersin mesleğime olumlu yönde katkısı olduğunu düşünüyorum. Karşımdaki zihinsel anlamda yetersizliği olan bir bireye nasıl, hangi gözle bakabileceğimi, psikolojik açıdan onu nasıl anlayabileceğimi, ona nasıl yaklaşabileceğimi az-çok kavradım. Bu tür olağanüstü bireylerin öğretmeni olacağım için her şeyi öğrenme isteği var içimde. Bu bireylere yardımcı olacak bilgileri edinmeye başladığımı düşünüyorum.
Eğitim psikolojisi dersi sosyal yaşamda, yetersizliği olan bireylere nasıl yaklaşmam gerektiğini öğretti. Önceden zihin engelli bireylere daha farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyordum. Küçükken onlardan kaçıyordum bile. Ama şimdi bu yaklaşımım tamamen değişti. Böyle bireylerden önceden uzak duruyorken şimdi onların içinde olmaya, öğretmenleri olmaya hazır hale gelmeye başladım. Sonuçta bu bireylerin de yaşamaya hakları var. Onları toplumdan soyutlamamalıyız. Bu durumun farkına vardığım için mutluluk duyuyorum.
Psikolojik yaşamda merhamet duygumu arttırdığına inanıyorum. Zihinsel yetersizliği olan bireylere bu duygusallıkla yaklaşılmaz, evet biliyorum ama onlara bakış açımın değiştiğini görebiliyorum. Bu acıma duygusu değil. Onlara yardım edebilecek olmamın mutluluğunu yaşıyorum bir nevi. Zaten bu bölümü tercih etmemin nedenlerinden birisi de bu. Normal bireylere herkes bir şeyler öğretebilir. Önemli olan bu anlamda yetersizliği olan fakat bu yetersizliği onları olağan üstü yapan çocuklara bir şeyler öğretebilmek. Sonuç olarak onların bizim yardımımıza daha çok ihtiyaçları var. Bu doğrultuda emin adımlarla ilerlemekteyim.
İnsan doğasında ise; normal insanların varlığının yanı sıra bu tür bireylerin var olduğunun da farkındayım. Bu bireylere birilerinin yardım etmesi gerektiğini, yaşam seviyelerini, sosyal etkinliklerini arttırmak ve onları hayata hazırlamak gerektiğini düşünüyorum. Yukarıda da belirttiğim gibi onların yardıma gerçekten ihtiyaçları var. Onları küçümsemeyecek, hor görmeyecek birilerinin yardımına… Zihinsel yetersizliği olan bir bireye insan değilmiş gözüyle bakmanın hem toplum için, hem birey için utanç duyulacak bir davranış olduğunu düşünüyorum. Bu dar kafalılıktan kurtulmam gerektiğinin, herkesin baktığı şekilde bu bireylere bakmamam gerektiğinin farkındayım. Hepimiz bir engelli adayıyız her ne kadar şu anda sağlam bireyler olsak ta. Onlar olağanüstü bir birey ve olağanüstü bir eğitime ihtiyaçları var. Ben de artık buna hazırım. Sonuçta artık ben de olağanüstü bir insanım.
Damla ÇAYAN
Bu hafta dersten çıkardığım sonuç şudur: Biz her duruma bilgimiz olmadan çok ön yargılı bir şekilde yaklaşıyoruz. Bu ön yargımızı ortadan kaldırıp, bilgi sahibi olmadan konuşmamamız gerektiğinin farkına vardım. Fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi olmayı öğrendim. Bilmediğim bir konu hakkında konuşmaktansa cesurca “bilmiyorum” demenin önemini anladım. Karşımdaki olağanüstü kişiye öncelikle nasıl yaklaşmam gerektiğinin farkına vardım. Karşımdaki insanın bir probleminin olduğu gündeme getiriliyorsa öncelikle; yaşını, sonra davranışının sürekliliğini, en son olarak da davranışının tutarlılığı konusunda bilgi sahibi olmam gerektiğini anladım. Ben bir öğretmen adayıyım ve bir davranışı en ince ayrıntısına kadar incelemem, gözlem yapmam gerektiğini biliyorum artık.
Bu dersin mesleğime olumlu yönde katkısı olduğunu düşünüyorum. Karşımdaki zihinsel anlamda yetersizliği olan bir bireye nasıl, hangi gözle bakabileceğimi, psikolojik açıdan onu nasıl anlayabileceğimi, ona nasıl yaklaşabileceğimi az-çok kavradım. Bu tür olağanüstü bireylerin öğretmeni olacağım için her şeyi öğrenme isteği var içimde. Bu bireylere yardımcı olacak bilgileri edinmeye başladığımı düşünüyorum.
Eğitim psikolojisi dersi sosyal yaşamda, yetersizliği olan bireylere nasıl yaklaşmam gerektiğini öğretti. Önceden zihin engelli bireylere daha farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyordum. Küçükken onlardan kaçıyordum bile. Ama şimdi bu yaklaşımım tamamen değişti. Böyle bireylerden önceden uzak duruyorken şimdi onların içinde olmaya, öğretmenleri olmaya hazır hale gelmeye başladım. Sonuçta bu bireylerin de yaşamaya hakları var. Onları toplumdan soyutlamamalıyız. Bu durumun farkına vardığım için mutluluk duyuyorum.
Psikolojik yaşamda merhamet duygumu arttırdığına inanıyorum. Zihinsel yetersizliği olan bireylere bu duygusallıkla yaklaşılmaz, evet biliyorum ama onlara bakış açımın değiştiğini görebiliyorum. Bu acıma duygusu değil. Onlara yardım edebilecek olmamın mutluluğunu yaşıyorum bir nevi. Zaten bu bölümü tercih etmemin nedenlerinden birisi de bu. Normal bireylere herkes bir şeyler öğretebilir. Önemli olan bu anlamda yetersizliği olan fakat bu yetersizliği onları olağan üstü yapan çocuklara bir şeyler öğretebilmek. Sonuç olarak onların bizim yardımımıza daha çok ihtiyaçları var. Bu doğrultuda emin adımlarla ilerlemekteyim.
İnsan doğasında ise; normal insanların varlığının yanı sıra bu tür bireylerin var olduğunun da farkındayım. Bu bireylere birilerinin yardım etmesi gerektiğini, yaşam seviyelerini, sosyal etkinliklerini arttırmak ve onları hayata hazırlamak gerektiğini düşünüyorum. Yukarıda da belirttiğim gibi onların yardıma gerçekten ihtiyaçları var. Onları küçümsemeyecek, hor görmeyecek birilerinin yardımına… Zihinsel yetersizliği olan bir bireye insan değilmiş gözüyle bakmanın hem toplum için, hem birey için utanç duyulacak bir davranış olduğunu düşünüyorum. Bu dar kafalılıktan kurtulmam gerektiğinin, herkesin baktığı şekilde bu bireylere bakmamam gerektiğinin farkındayım. Hepimiz bir engelli adayıyız her ne kadar şu anda sağlam bireyler olsak ta. Onlar olağanüstü bir birey ve olağanüstü bir eğitime ihtiyaçları var. Ben de artık buna hazırım. Sonuçta artık ben de olağanüstü bir insanım.
Damla ÇAYAN