Halil Hakan Oturak
ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ VE ÖĞRETMENLER GÜNÜ
Meslekleri ikiye ayırmak durumunda kalsaydık eğer; öğretmenlik ve diğerleri şeklinde bir tasnif en doğrusu olurdu.
Böyle önemli bir mesleğin sosyal şartları aynı seviyede iyi değil maalesef. Özellikle özel sektörde çalışan öğretmenlerimizin aldığı maaşlar asgari ücret seviyelerinde.
Kamuda çalışanların şartları biraz daha iyi olsa da bir öğretmen maaşının bir haneyi geçindirmesi, günümüz şartlarında çok zor.
Ücretli öğretmenlere verilen maaş ve kıymet ise gerçekten içler acısı!
Zaman zaman çocuklarımızla ilgili bütün sorumluluğu üstlerine yıkmaya çalıştığımız öğretmenlerin bu şartlar altında olmaları, kabul edilebilir değil.
Yaşadıkları bütün zorluklara rağmen, gelecek nesiller onların eseri olacak ve onların büyük çoğunluğu bu vicdani sorumluluğun farkında olarak, ellerinden geleni yapıyorlar.
Hepsinin kıymetli ellerinden öpüyorum!
Hazır konu öğretmenlerden açılmışken bir noktaya daha değinmek istiyorum. Her yıl öğretmenler gününde çok anlamlı etkinlikler yapılıyor. Herkes üzerinde emeği olan öğretmenlerine saygı ve sevgilerini ifade ediyor.
Bunların yanı sıra bazı paylaşımlarda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ile Atatürk’ü kıyaslamaya yönelik dokundurmalar görüyorum. Ve bu durum beni çok rahatsız ediyor.
Zamanın içerisinde ve ötesinde insanlığı düşmüş olduğu hüsrandan kurtarıp, mevcut zihinlerimizle kavramakta zorlandığımız sonsuz bir saadete kavuşturmak üzere; Allah tarafından görevlendirilmiş bir din kurucusu ile milletin bağımsızlığı, vatan topraklarının bölünmez bütünlüğü için mücadele eden bir devlet kurucusunun mukayese edilmesi, akla ziyan bir durumdur!
Bu yanlışın dinen karşılığı şirktir!
Zira bu kıyası yapmaya teşebbüs dahi, içinde bulunduğumuz hüsranı kabul etmemek, kavuşmayı arzuladığımız saadetten şüphe etmek demektir!
Tam tersini yaparak dünyayı kendinden, kendi milletinden ve kendi memleketinden ibaret sanarak; olmasaydın olmazdık gibi ifadeler kullanmak, kastedilen kişiyle birlikte, yaratılmış bütün zerreyi mahlukatı incitmekle eş değerdir!
Bunları çok doğru kusursuz bir insan olduğumdan değil, neyi ne zaman nasıl yazacağını bilmeyip, maksadı aşan birtakım arkadaşlarımızı görüp, üzüldüğümden yazıyorum.
Bütün öğretmenlerimizin ellerinden öpüyorum!