Öznur Salkım
Öfkeler, Kinler, Tartışmalar
Artık hayatımızın her günü bunlara tanıklık etmekle geçiyor. Bırakın günlük hayatımızı, aile ve etrafımızı tv programlarının bile işlediği tek konular bunlar artık. Öyle ki hangi kanalı açsak, cinayetler, kaybolan çocuklar, ihanet uğruna yok edilmiş hayatlar...
Gün geçmiyor ki her birine bir yenisi eklenmeyi versin. Okurken, izlerken kendi başımıza gelmez gibi birçoğunu da eleştiri yağmuruna tutuyoruz üstelik. Hatta öyle zamanlar oluyor ki duyarsız kalmayı tercih ediyoruz. Bir düşünsenize!! Evladınız nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla hayatını kaybetsin. Evladınız, kardeşiniz, babanız ya da eşiniz de olabilir bu kişi. Ne yapardınız? Ne yapardık? Ölen öldü deyip devam edebilir miydik hayatımıza. Kim bilir belki de bizimde son çaremiz o programlar olacaktı. Bugün umursuzca duyarsızca bakmayı tercih etmediğimiz o hayatların içinde bulacağız kendimizi. Kabul ediyorum izlerken beyni yoran bu olaylar hepimizin hayatının içinde olabilecek gerçeklerle karşımızda olduğundan kızıyoruz. Bu kadar da değil deyip öfkeleniyoruz ve artık bu yüzdendir ki toplum olarak eğlenemiyoruz.
Eğlenceler, hayat dolu bakışlar, o umutlar hep geçmişte kalmış birer anı gibi. Anlayış göstermek, insanları alttan almak zor geliyor hepimize. Aşılması zor egolar, hep bir üstünlük kurma savaşı ve hırslar.
Kayıplarımız kazançlarımızdan hep bir adım önde bu yüzden. Nereye gidiyoruz bir. Daha düzelir miyiz bilinmez ama hayatımızın rolleri başkalarının oyununda. Acılarına tanıklık ettiğimiz bu yılın geride kalması ve umutların ve yeni heyecanların yeni yılla hayatımıza girmesi umuduyla.