Kartal Türk

OCAKLI BİR NESİL

Yazar: Kartal Türk
Tarih:
Okunma: 1910
Yorum:
Yazı Boyutu: a - a - a - a
Paylaş:

Daha çocuk yaşlarımızdı her hangi bir resmi kurumun önünden geçerken oradaki bayrak direğindeki gelin edası ile dalgalanan şanlı bayrağımızı görünce hazır ola geçip gurur ile selam veriyorduk. Nerede bir Atatürk resmi, nerede bir Mehmetçik resmi görsek tüylerimiz diken diken oluyordu.

Aileden aldığımız milli ruh ile orta okullu yıllara geldik. İlk ocakla tanışmamız belki de hayatımızdaki dönüm noktasıydı. Ülkücü bir ailede yetişmiş milli manevi değerleri biliyorduk. Ancak ocak nedir? Teşkilat nedir ? Reis kimdir? Bilmiyorduk.

Hendekte  Bizim ocak (ÜLKÜ OCAĞI )açılmış ,bir çok insan emek vermiş ve gençlerin ocağa çıkması bekleniyordu.

Biz işte o ilk gençlerdendik. Ocağa çıkarken bir heyecan kaplamıştı. Daracık merdivenlerden yukarı çıktığımızda iki oda küçük bir mutfaktan oluşuyordu. Duvarlarda tablolar ve yazılar.

Başbuğun resmini görmüş heyecanlanmıştım. Sonra Kürşat tablosu ,Ergenekon’dan çıkış tablosu ve bozkurt tablosu vb.

Kütüphanede yeni yeni toplanan kitaplar 9 ışık ,Atsız serisi ve bir çok kitap ,dergi rafları dolduruyordu.

Bizleri misafir gibi karşılayan ve bir öğretmen, bir abi edası ile ocağı ve faaliyetleri anlatan üç beş samimi dava adamı…

Yıllar akıp geçti. Bizler TÜRK İSALAM sevdasını, TURAN sevdasını Ocakta kazandık. Ocakta birliği, dostluğu, arkadaşlığı, vefayı, paylaşmayı, iman ve aşk ile vatana bağlılığı, esir Türkleri ve dünyanın neresinde zulüm var ise ona karşı haykırmayı öğrendik.

Şahsiyetçi ligi, lider, teşkilat ve doktrine bağlılığı, elbette ocakta öğrendik.

Ceplerimizdeki harçlıkları ortaya koyup demlediğimiz çay eşliğinde ekmek, peynir zeytin ile dünyanın en güzel kahvaltı sofrasını kurmayı öğrendik. O kadar masum ve temiz insanlar vardı ki çıkar ,menfaat ,ben duygusu yoktu.

Karşılıksız sevmeyi, gerekirse uğrunda ölmeyi öğrendik.

Seminerlerde ve okuduğumuz kitaplarda bir Çin settin de bir Viyana kapılarında geziyorduk yağız atlar üzerinde, Turan coğrafyasının sevgi militanı, Alp hatta Alp Erenleri oluyorduk.

Fonda Ozan Arif ölmez bu hareket ölmez bu dava diyordu biz ise Mamaklarda ve tabutluklarda ki ülkücülerin hissiyat ve sadakatini anlamaya çalışıyorduk.

Bu dava alınıp satılamaz, yenilemez asla mağlup edilemezdi.

Çünkü biz bir ölüp, bin diriliyorduk eylüllere rağmen…

Kimimiz Molla Gürani, kimimiz AkŞemsettin ,kimimiz Kürşat ,kimimiz Alparslan ama hepimiz ülkü sevdalısıydık,Türkeşin askeriydik.

Bir güzel nesil yetişti ocaktan…

Devamı bir sonraki yazıya

SELAM SAYGI DUA İLE

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Yorumlar

Lütfen aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
  • Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
  • Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
  • Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
  • Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
  • Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
  • Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.