Halil Hakan Oturak
Mehmetçiğe Açık Mektup
Ben bu mektubu yazarken
Siz muhtemelen birkaç saatlik uykuyla şafak sökmeden çıktığınız yolda,
Yüzünüz annenizin bile sizi fark etmeyeceği gibi kamuflaj boyalı fakat alnınız ak, yüreği cesur şekilde…
Sırtınızda otuz kilo yük,
Elinizde size ait olmakla şereflenen bir silah,
Namlunuzda orduları dağıtacak ata duası üflenmiş bir kurşun…
Dağların yamaca yakın sırtlarından…
Vadilerin en görünmez yerlerinden…
Ayaklarınızı ıslatan akarsuların diplerinden,
Yüzlerinizi yırtan çalıların içlerinden,
Botlarınızı parçalayan kayalıkların üstlerinden geçip en az 15-20 km yürüyerek vardığınız operasyon bölgesinin en hâkim yerinde bir bayrak gibi dalgalanıyorsunuz, eminim…
Eminim ki anneniz, babanın, eşiniz, evladınız, yolunuzu gözleyen nişanlınız burnunuzda tütüyor, öyle ki Halis tepenin zirvesini duman almış Kerem Ali’den gözüküyor…
Günlerdir yıkanmadınız belki, ama hepiniz abdestlisiniz eminim ki…
Fırsat bulup bir sakin yemek yiyemediniz belki, ama hiç acıkmıyorsunuz eminim ki…
Tırmanırken terliyor zirvede rüzgâra çarpılıyorsunuz ama hiç hasta olmuyorsunuz biliyorum ki…
Bölük komutanınız gece nöbet tutmuş dinlenmesi gerekirken o da sizinle gelmiş, nasıl bıraksın ki…
Taşlarla gözükse de yüreğinizle kurduğunuz mevziinin arkasından saatlerce aynı bölgeye bakıp, bir hain çıkarda alnı çatından indiririm diye içinizden geçirirken, gözleriniz kızarıyor, belki kaşınıyor, içten içe yanıyor ama asla kırpılmıyor görüyorum.
Beklemeyi sevmiyorsun, biliyorum..
Bıraksalar Gabar’dan Cudi’ye atlayacaksın hissediyorum…
Bekledikçe düşünceler sarıyor etrafını, okul arkadaşların, kahve arkadaşların, devre arkadaşların, dava arkadaşların şimdiye kadar bir yudum suyu bir lokma ekmeği paylaştığın tüm arkadaşların geçiyor aklından biliyorum.
15 Temmuz akşamı bir sıkıntı yaşadık ama şimdi herkes iyi ve bir arada merak etme.
Sen düşüncelere dalıp hain gözlerken kahpe bir kurşun geliyor ansızın…
Bir nur yükseliyor vurduğu yerden…
Vurulsa da ölmüyor bir Mehmetçik, şehit oluyor Allah kitabında böyle yazıyor, biliyorsun…
Öyle ya, görüyoruz aynı tarafa tereddüt etmeden sende atılıyorsun…
Ya leş oluyor ya kaçıyor kanı bozuklar,
Sen tertemiz alnından öpüp kardeşini omuzluyorsun…
Keşke o değil ben olsaydım diye içleniyorsun…
Kucağında al kanlar içinde bir vatan evladı, çıktığın kayanın üzerinden
Yüreğinden çıkan gür sesinle bizlere sesleniyorsun..
Bir seher vakti, güneş gibiydik
Korkusuz yürek, başlarsa dimdik
Ne dağ dayandı, ne çöl ne deniz
Hakkı yeşertti varan gölgemiz
Mazluma dosttur, zalime öçtür
İmandan gelen ölçülmez güçtür
Tarihi yazdık ödendi diyet
Uyuma irkil ey yüce millet
Uyumuyoruz aslanım, 40 yıllık uykudan bir acı ile uyandık.
Bundan sonra uyutmaya çalışan şerefsiz, uyuyan ise köpektir.
Sen orada silahınla biz burada bayrağımızla, vatan ve millet için ne gerekiyorsa yapacağız, gerekirse senin yanına gelip yüreğine yürek, silahına kurşun, mevziine taş olacağız, ama bu vatanı üç beş haine asla teslim etmeyeceğiz.
YA BU VATANDA YAŞAYACAĞIZ YA BU VATAN İÇİN CAN VERECEĞİZ.
Haydi gazamız mübarek olsun..