HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları
Prof. Dr. Mustafa Koç

Prof. Dr. Mustafa Koç

Kendimizden kaçmanin bedeli

Yazar: Prof. Dr. Mustafa Koç
Tarih:
Okunma: 2090
Yorum: 0
Yazı Boyutu:
Paylaş:
Sosyal yaşam iş birliğine, güvene, paylaşmaya, sorumluluk almaya, iletişime ve yardımlaşmaya dayanan bir süreçtir. Bu dinamiklerden yoksun bir sosyal yaşamda huzurlu olmak mümkün değildir. Huzurlu olmak sevmek, çalışmak ve diğer insanlarla yapıcı iletişim kurabilmektir. Bu özelliklerden yoksun insan kendi gölgesinden bile korkar hale gelmiştir. İnsan bırakın bir başkasından kendi gölgesinden bile korkar hale gelme durumu ile nasıl baş etmektedir

Bu dinamiklerden yoksun insan ister istemez biraz daha içine kapanmak zorunda kalmaktadır ki ancak bu şekilde kendi bütünlüğünü koruyabilmektedir ya da günümüzinsanınabenlik bütünlüğünü koruyabilecek başka bir yol kalmamaktadır. Çünkü insan oğlunu en çok korkutan varlık yine insandır. Günümüz insanı bu bağlamda katlanılmasıçok zor birparadoks yaşamaktadır. Zorlandığında ya da yardıma muhtaç olduğunda kaynak olarak gördüğü ya da göreceği insan onun en çok korktuğu varlığında kendisidir. Bu paradoksun oluşturduğu psikolojik baskıdan kurtulmanın en işlevsel yolu hem kendinden hem de başkalarından kaçmaktır ki bunun en bilinen yolu içine kapanmaktır.Bunun sonucunda insan hem kendisinden hem de başkasından her geçen gün biraz daha uzaklaşır olmuştur.

İnsan oğlu korkmadan ayrılabileceği ve kaygı duymadan sığınabileceği bir kaynağa her geçen gün biraz daha muhtaç hale gelmiştir.Bu sığınak bir başka insandır. Çünkü insanın zehrini insan alır diye çok güzel bir söz vardır. Günümüz insanı bırakın zehri almayı aksine zehir enjekte eder hale gelmiştir. Bu durumda insan bir başka insanın sığınak olma görevini yerine getirecek suni diyebileceğimiz sığınaklar oluşturmuştur. Bunlar televizyon, internet, cep telefonu ve bilgisayar. Bu kaynakları kullanma tarzımız nedeniyle komşuluk, hasta ziyareti, paylaşma ve iletişim gibi ruhumuza nefes aldıran yaşantılarımızı unuttuk.Aile üyeleri bir odadan diğerine mesaj çekerek “ hd ymk hzr= hadi yemek hazır”şeklinde iletişim sağlarsa insan kışın soba ile ısınan evlerin ne kadar işlevsel olduğunu anlıyor. Belki üşüyorduk hatta donuyor olabilirdik fakat insan olmanın en temel özelliği olan iletişimi ısınmak için gelinen sobanın başında insan insana ve insanla birlikte yapardık. Fiziksel üşüme vardı fakat sohbet ruhumuzu ısıtırdı.

İnsanın kendisinden uzaklaşarak benlik bütünlüğünü korumaya çalıştı yollardan biri dei; diğer insanların hata ve eksiklikleridir. Etkileşimde olduğu insanların hata ve kusurlarıarasında kaybolacağını düşünen insan oğlu kötülüğü örtmede gece gibi iyiliği yaymada gündüz gibi olma anlayışından uzaklaşmıştır. Bu durum ister istemez gıybet ve iftira olgularının yaygınlaşmasına neden olmuştur.Kendi benlik bütünlüğünü koruma refleksi haline gelen dedikodu normal bir davranış gibi algılanmaktadır.Birisi hakkında konuşmak ki bu asla o kişinin hoşuna gidecek bir içerikte değildir, insanı rahatsız etmiyor aksine emin olmadığı, kötü bir şeyi ve söylediğinde de kimseye faydası olmayacak olan bir durumu söyleyememesinden rahatsız hale gelmiştir.

Sonuç olarak, günümüz insanının ruh sağlığını ve benlik bütünlüğünü korumak için baş vurduğu yöntemler ruh sağlığının bozulmasına neden olmaktadır.Kendisi ile baş başa kalmaya tahammülü olmayan insanlar yansıtılmış psikolojik nedensellik ile herkesi kendine karşı olarak görmektedir. Dış uyarıcıları bir tehdit olarak algılayan insanın yapacağı şey ya bunlarla savaşmaktır yada bunlardan olabildiğince uzaklaşmaktır.Umarım günümüz insanı savaştığı ya da uzaklaştığı kişi/lerinkendisi olduğunu çok geçmeden fark eder.

Yorumlar

Lütfen aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
  • Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
  • Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
  • Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
  • Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
  • Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
  • Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.