HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları
Prof. Dr. Mustafa Koç

Prof. Dr. Mustafa Koç

Insana kendini sevdirme sanati: öğretmenlik

Yazar: Prof. Dr. Mustafa Koç
Tarih:
Okunma: 3889
Yorum: 0
Yazı Boyutu:
Paylaş:
Öğretmenin sınıfındaki ilk günüydü, sınıfın önüne geldi ve çocuklara onları çok sevdiğini söyledi. Önde oturan Emir ise buna hiç inanamadı, çünkü o kendisini buna layık olarak görmüyordu. Emir okula genellikle saçarlı yıkanmamış, taranmamış ve elbiseleri temiz olmayan bir şekilde geliyordu. Akademik olarak neredeyse sınıfın en gerisinden geliyordu ve hiç kimse onunla oynamak istemiyordu. Günler ve haftalar böyle geçmekteydi ve Emir giderek daha da içine kapanıyor ve öğretmen onun varlığından haberdar bile değildi. Emir’e öğretmenine ulaşacağı ve ona varlığını hissettirebileceği üç kapıda (Matematik, Türkçe, Fen) kapalıydı.

Öğretmenler günü oldu, herkes gibi Emir’de öğretmenine bir hediye hazırladı. Fakat bu hediyeyi süslü paketler yerine daha önce bir şey için kullanılmış ve buruşmuş bir kağıt torba içinde koymuş ve vermiş. Emir’in hediyeyi bu şekilde öğretmenine vermesi diğer öğrencilerin gülmesine ve alay konusu olmasına neden olunca öğretmen ilk olarak Emir’in hediyesini açar. Buruşuk kağıt torbadan birkaç taşı düşmüş bir kolye ile yarısı bitmiş bir parfüm çıkar. Öğretmen biraz daha ileri gider kolyeyi takar ve parfümden den sıkar. Günün son dersi de bitmiş, bütün öğrenciler çıktıktan sonra Emir öğretmenin masasına yaklaşarak utanarak ve sıkılarak “ öğretmenim bu gün hep annem gibi koktunuz ve ayrıca kolye de siz çok yakıştı” der.Öğretmen bunun üzerine saatlerce ağlar. Sonraki gün Emir’in kişisel dosyasını okur. Kişisel dosyasında; Emir’in birinci ve ikinci sınıfının çok parlak geçtiği, sınıfın en iyilerinden olduğu ve herkesin onunla birlikte oynamak istediğini yazıyordu. Üçüncü sınıfta tutulan raporda buna benzerdi fakat bir uyarı vardı. Uyarı, Emir’in annesininölümcül bir hastalığa sahip olduğu ve eğer buna ilişkinönlem alınmaz ise bunun Emir’i olumsuz yönde etkileyeceği şeklindeydi. Önlem alınmadı ve Emir bu sürece ilişkin hissettiklerinin hepsini içinde yaşadı.

Ertesi gün sınıf her zamankinden farklıydı. Sınıf çocukların oyunlar oynayabileceği etkinliklerin yapılabileceği bir hal almıştı. Öğretmen Emir’i bu sürece aşamalı bir şekilde kattı ve Emir kısa bir süre sonra yine sınıfın en iyi öğrencilerinden biri haline geldi.

Yıllar sonra öğretmen Emir’den bir mektup aldı. Mektupta emir orta okulu derece ile bitirdiğini ve bir çok öğretmen tanıdığını fakat en iyi öğretmenin hale öğretmenin olduğunu yazıyordu. Uzun yıllar sonra öğretmen Emir’den bir mektup daha alır ve mektupta Lise’nin bittiği üniversite sınavına girdiği ve tıp fakültesini kazandığını yazıyordu. Aynı zamanda bir not daha vardı yine en iyi öğretmenin kendisi olduğunu söylüyordu.Emir’den gelen son mektup altı yıl sonra geldi tıp fakültesinin bitiğini, doktor olduğunu ve evleneceğini, nikah töreninde annesinin oturması gerektiği yerde öğretmenin oturup oturmayacağını sorar ve son olarak hala en ondan daha iyi bir öğretmenle karşılaşmadığını yazarak mektubu bitirir.

Öğretmen düğün günüöğretmenler günü dolayısıyla Emir’in kendisine hediye ettiği kolyeyi takar, parfümü de sıkar ve düğüne gider. Emir öğretmenini görünce ona doğru koşar ve ona bir evladın anneye sarıldığı gibi sarılır ve onun kulağına “ teşekkür ederim öğretmenim bana inandınız, güvendiniz ve benim kendimi değiştirmeme neden oldunuz ve benim kendimi sevmeme yardım etiniz”. Bunun üzerine öğretmen Emir’e “ asıl ben sana teşekkür ederim ben seni tanıyıncaya kadar öğretmen değildim senin sayende öğretmen olmayı ve gerçekten insan olmayı başardım” der ve onu yanaklarında öper.

Bir insanın bir insana yapabileceği en büyük ve asla bitmeyecek bir iyilik varsa o’da bireyin kendini sevmesine yardım etmektir.Dünyada hiçbir meslek öğretmenlik mesleği kadar bu şansa sahip değildir. Bütün öğretmenlerimizin ve beni bana sevdiren ilkokul öğretmenimin öğretmenler gününü kutluyorum.Vefat edenlere rabbimden rahmet, hayatta olanlara sağlık güzel ömürler diliyorum.

Yorumlar

Lütfen aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
  • Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
  • Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
  • Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
  • Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
  • Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
  • Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.