Öznur Salkım
DEPREM GERÇEKLERİ
Tek kelimeyle sınıfta kaldık.
Depremlerle dolu bir ülkenin hala bu konuda bu kadar tecrübesiz olması çok düşündürücü.
Neredeyse her hafta olası bir deprem ihtimali basında yer almasına rağmen, tedbir adına yapılmış hiçbir şey olmaması çok acı.
Biz deprem çocuklarıyız.
20 yıl önce bunu yaşadık.
On binlerce kayıp verdik.
Harabeye dönen şehirler gördük.
Günler sonra yıkılmış evlerinin önünde umutla bekleyen insanlara şahit olduk.
Ama her şey yaşandı bitti gibi hayatlarımıza geri döndük.
Dün İstanbul' da bir deprem yaşadık.
Evet 17 Ağustos depremi gibi değildi, şükürler olsun; ama gördük ki hala bilinçsizce hareket ediyoruz.
Gece uykuda yakalandığımızda belki yapacak bişey olmaması doğal; ama günün Ortasında yaşadığımız bir depremde gerçekten başarısız olduk.
Depremi her daim konuşan bir milletiz; ama eğitimsiz bir toplumuz.
Bununla ilgili kamu spotları reklamları olmalıydı.
Biz, olası bir depremde nasıl davranacağımızı bilen toplum olmalıydık.
Aynı şiddette bir sarsıntı Japonya da yaşanmış olsaydı eminim hayat bir saat içinde normale dönerdi.
Hele ki bazı sanatçı adı altında ki bireylerin deprem sonrası olayı tiye alması yazık denecek kadar bile vahimdi doğrusu.
Gms şirketlerini hesaba bile koymuyorum. Sarsıntı olduğu andan itibaren kopan iletişim bu ülkenin hiçte ileriye gidemediğini gösteren cinstendi.
Kaldı ki her ay günü gününe ödemeleri alan her gün reklamlarda büyük kampanyalarla göz boyayan şirketler tam bir rezaleti sergiledi.
Ya yıl 1999 büyük Adapazarı depremi bilinçsiziz; çünkü depremi, sadece kitaplarda okuduk ya da büyüklerimizin anlattıkları hafızalarımızda.
Evet su yok, elektrik yok, iletişim aracı; görsel basın ya da yayın kuruluşları herkes yaşadığı şokun etkisinde; ama öğrenmeye çalıştık, ne yapmamız gerekir diye anlatılanlara kulak verdik,. Deprem hayatımıza girdi ve artık kabullendik.
Yıl 2019 20 yıl sonrası...
Deprem hep gündemde oldu, oluyor, olacak...
Gerisi hep aynı hikaye.
Ya tamam deprem olacak peki; ama insanlar ne yapmalı.
Okula gidenler, işe gidenler, sokakta yürüyenler...
Sonuçta vakti belli olmayan bir şey bekliyoruz; ama sadece konuşmak için konuşuyoruz.
Bir günde telefonlar çekmedi kimse kimseye ulaşamadı İnternete girenler kirli bilgi topluluğu oluşturdu herkes panikle olacakları beklemeye başladı.
Doğru olan bu değil ki!
Evet bu gerçek hayatımızda var ve eninde sonunda yaşanacak bari boş dedikodular peşinde koşmaktansa bilinçli insanlar olmaya çalışalım.
Depreme tam anlamıyla hazırlıklı olmak, neler yapmamız gerektiğini bilmek, öğrenmek olası bir deprem anında toplanma alanları oluşturmak, iletişimin devamlılığını koruması için çareler üretmek ve en önemlisi ne yaşadığımızın farkında olup buna göre davranmak için biraz çaba gösterelim.
Bize fay hattının hangi bölgeden geldiği dışında gelen fay hattında hangi pozisyonu almamız gerektiğini anlatan bilgili insanlar gerekli.
Biliyoruz biz bir deprem bölgesindeyiz ve yeni bir deprem bekliyoruz.
Ama bu şekilde büyük bir deprem yaşarsak üzülerek söylüyorum ki geriye sadece deprem öncesi fotoğraflar kalır.
Alt yapısı olmayan binalar, yüksekliği ölçülemeyen gökdelenler ve milyonlarca kalabalık...
Gerisini siz düşünün.
Allah’ım bu ülkeye 17 Ağustosları bir kez daha yaşatmasın...