HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları HaberHendek.Com Reklamları
Prof. Dr. Mustafa Koç

Prof. Dr. Mustafa Koç

Başarisizlik korkusuna kurban edilmiş yetenek ve bilgi denizleri……

Yazar: Prof. Dr. Mustafa Koç
Tarih:
Okunma: 2018
Yorum: 0
Yazı Boyutu:
Paylaş:
“Başarısızlık Korkusu” temelde insanı motive eden kaynaklardan biridir denilebilir. Bu nedenledir ki bizler çocuklarımızı çoğu zaman başarısızlık ile korkutarak motive etmeye çalışıyoruz. Başaramama durumunda karşılaşabileceği muhtemel sorunları ya da engelleri ona şimdiden göstermeye çalışıyoruz. Bir anlamda kendi tarzımıza göre onu geleceğe hazırlıyoruz. Fakat aslında yaptığımız şey kendi korkularımızı onun korkuları haline getirmekten başka bir şey değildir. Yani bir anlamda biz kendi başarısızlığımızdan korkuyoruz. Çocuğumuz istenilen “başarıyı” elde edemediğinde bu bizim başarısızlığımız anlamına gelmektedir. Bu tarzı sürdürmeye devam ettirdiğimiz sürece çocuğu olabileceği ve başarıyı yakalayabileceği kendi tarzının dışında bir alana itmekteyiz. Çünkü biz çocuğu tanımadan, esas korkularının ne olduğunu bilmeden, yetenek ve ilgilerinden habersiz, ne yapmak istediğini sormadan ne yapmak zorunda olduğunu söyleyerek kendi yaşam stilimize göre şekillendirmeye çalışıyoruz. O bizim çocuğumuz olabilir fakat bizim gibi olmak zorunda değildir hatta istese de olamaz. Ancak sizin istediğiniz gibi davranmaya çalışan, kendi olmayan, rol yapan, doğal olmaktan uzak yüzeysel ilişkiler sürdüren bir kişi olabilir ancak. Çünkü o, kendine has ve biriciktir, dünyada onun gibi bir kişi daha yoktur.O halde doğru davranış şekli nedir ve biz bu sorunun üstesinden nasıl kalkabiliriz?
Bu sorulara cevap vermeden kendimize şu soruları soralım? Başarı nedir? Çocuğum kimdir ve ne yapmak istiyor? İlgi duyduğu şeye yeteneği var mıdır? Çocuğuma destek mi oluyorum yoksa destek anlamında müdahale mi ediyorum? Zoraki şefkat mi yoksa duygusal destek mi veriyorum? Bütün bu sorulara cevap verebilirsek yukarıdaki bütün sorulara da cevap vermemiz demektir.
“Başarı” çocuğun olabileceği kişi olabilmesidir. Kendisine, ailesine ve vatanına hizmet edebilmesidir. İlgi ve özellikle de yetenekleri doğrultusunda elinsen gelenin en iyisini yapabilmesidir. En iyi seçim bireyin kendisinin yaptığı seçimdi anlayışım ile kendi seçimlerini yapabilmesi ve bunların sorumluluklarını alabilmesidir. Doğru hatalar yapabilmek ve bunlardan dersler çıkararak aynı hatayı tekrar yapmamasıdır. Mutlu olabilmek ve etrafında etkileşimde olduğu insanlarında mutlu olmalarına katkı sağlayabilmektir. Bütün bunlar iyi insan olmanın özellikleridir. Yani başarı iyi bir üniversite okuyup çok iyi bir iş sahibi olmak değildir. Başarı olabileceğimiz kadar olabilmenin yanında insan olabilmektir. Yani esas başarı “İyi İnsan”olabilmektir. Çünkü biz gerçek yaşamda ayda, yılda bazen de hiçbir zamanbir doktora, öğretmene, mühendise, askere, polise vs ihtiyaç duymuyoruz. İhtiyaç duymamak onları varlığına ihtiyacımız yok anlamına gelmiyor. Rabbim onların eksikliğini vermesin. Fakat biz sosyal yaşamın her karesinde, her anında ve alanında “iyi İnsan” ihtiyacımız var. Haydi gelin başarısızlık korkumuzla yetenek ve bilgi denizi olan çocuklarımız kurutmayalım…

Yorumlar

Lütfen aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
  • Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
  • Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
  • Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
  • Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
  • Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
  • Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.