Yaşar Aygüneş
AVRUPA TÜRKLÜĞÜ, YİĞİT BOZKURTLAR
Vatanından binlerce kilometre uzakta, ezanına hasret, bayrağına hasret...
Şehrine hasret, köyüne hasret...
Velhasıl gözleri hasret, yüreği hasret...
Elin memleketinde, kendi deyimleriyle gavur ellerde, dinini, töresini yaşamaya çalışan yiğit insanlar.
Onların hikayesi kutlu bir direnişin, başkaldırının ve Türk kalabilmenin hikayesidir.
Atalarının örf ve ananelerini yaşatan, Ergenekon da atalarına yol gösteren Bozkurtun hikayesidir.
Yolu düşene, gelip geçene yüreklerini açan mangal yürekliler.
Babamın rahatsızlığı nedeniyle üç ay önce oradaydım. Naçizane köşe yazıyorum. Ama Avrupa Türk’lüğü hakkında bişeyler yazmasam haksızlık ederdim. Gerçi bir yazı ne ki! Binlerce yazıyı hakeden o canlar, o dostlar...
Bu arada babamın sağlığı hamdolsun iyi diyelim iyi olsun. Rabbim babalarımızı başımızdan eksik etmesin. Rahmet-i rahmana kavuşanlarada cennetini ihsan eylesin.
Dönelim konumuza...
Gavur memleketinde Türk olmak Türk gibi yaşamak gerçekten çok zor. Ne dili ne dini bize uygun. Her şartta her koşulda ikinci sınıfsın. Tabi vatan haini değilsen.
İşte böyle zor şartlarda dinini töresini yaşamak için bir çok yerde teşkilat kurmuşlar. Elbette bu teşkilatların kurulmasının birinci sebebi olan Alparslan Türkeş’i rahmet ve duayla yad ediyorum. Yolunuz düşerse, oradan geçiyorsanız başınız sıkışsın sıkışmasın mutlaka en yakın teşkilata uğrayın bir çaylarını için. Kendinizi evinizde hissedeceğinize garanti veriyorum.
İşte bende üç ay önce o teşkilatlardan bir kaçını ziyaret ettim. Hiç tanışmadığım insanların misafirperverliği karşısında ne diyeceğimi bilemiyorum. Var olsunlar. Türk Federasyonuna bağlı bu teşkilatların kıymetini bilmek lazım. Gavur memleketinde Türkiye’yi yaşıyorsun. Edirne’den Kars’a nereli olurlarsa olsunlar öz kardeşin gibi davranıyorlar.
Burada birinden özellikle bahsedeceğim. Kassel bölge Başkanı Ali abi. Bir insan anca bu kadar insan olur. Ali başkan sevecenmi sevecen, güleryüzlümü güler yüzlü. Ya, onu görünce öz abimi görmüş gibi oluyorum. Ali başkanla tanışmama vesile olan Ercan Kanar kardeşime teşekkür ediyorum. Offenbach ülkü ocağında bizleri ağırlayan koca yürekli Bozkurt Cemil Babaoğlu abimede selam olsun.
Yine konudan uzaklaştım. Avrupa’da Türk kalabilmek gerçekten çok zor. Ama bu Bozkurt yürekler bunu fazlasıyla başarmış. Çoluk çocuklarınıda gavurun adetlerinden uzak tutmayı başarmışlar. Edeplimi edepli, efendimi efendi pırıl pırıl çocuklar. Ülkü ocaklarında Kur’ân-ı Kerimi, tarihlerini ve törelerini öğrenen güzel çocuklar...
Hep vatana hasret hep bayrağa hasret bir ömür sürüyorlar. Boğazlarından evlatlarından kıstığı üçbeş kuruşlada ülkemiz ekonomisine katkı sunuyorlar. Tek üzüntüleri onlara Almancı gözüyle bakılması. Zaten elin gavuru onları değerlerinden uzaklaştırmak için her yolu deniyor. “Bari ülkemizde bize yabancı muamelesi yapılmasın” diyorlar. Bizlerden tek beklentileri sıcak bir tebessüm ve Allah’ın selamı. Yabancı plakalı bir araç gördüğünüzde onların sizin kardeşiniz olduğunu bilin. Candan bir selam verin, bir tebessüm edin.
Bende burdan ilan ediyorum ekonomisi çok iyi olmayan bir kardeşiniz olarak belki sizin beni ağırladığınız gibi sizi ağırlayamam, amma acı bir çay ve yüreğimi size sunabilirim. Hepiniz cansınız, bensiniz...
Sağ kalın sağlıcakla kalın