Öznur Salkım
Asrın Felaketi 17 Ağustos Depremi
Acının 20 yılı.
Tüm Marmara Bölgesi'nde etkili olan ama en çok Sakarya ve Gölcük'te kayıplar verdiğimiz en yıkıcı doğal afetlerinden biri olan 17 Ağustos depremi...
Büyük korkularla yataklarından fırlayan kiminin uyanma şansı varken kiminin sonsuz bir uykuya daldığı o gece...
Peki sabahı!
Viran olmuş binalar ve altında hayata tutunmaya çalışan hayatlar.
Dışarda onbinlerce merakla bekleyen çaresiz yaşamlar...
Ne yazık ki hayata veda eden onbinlerce canlar...
Bazı acıların tarifi olmuyor ne yazık ki, bu da o acıların en büyük örneği!
Bir gece uykunuzun en tatlı yerinde bir sarsıntıyla uyanıyorsunuz; tabi şansınız varsa.
Ve sonra, aylarca evlerinize giremiyorsunuz ve tabi ortada bir eviniz kaldıysa.
Su, ekmek, elektrik gibi yaşamsal olarak önemli olan ne varsa mahrumsunuz; tabi hayatta kalmayı başarabilmişseniz.
Ve duyduğunuz okuduğunuz her şeyde hep aynı cümleye rastlıyorsunuz.
"Sesimi duyan var mı?
Okula gidiyorsunuz, okul yok, çadırlarda sıralar
ve depremzede çocuklara gönderilmiş yardımlar...
19 ağustosun izlerini silmeye çalışırken gelen 12 Kasım Düzce Depremi.
Her şey sil baştan...
Acılar derin, unutulmayacak kadar büyük ve tekrarını yaşamaya hazırlanamayacak kadar yakın.
Acının senesinde hayatını kaybetmiş olanlara Allah'tan rahmet, geride kalan yakınlarına sabır diliyorum.
Rabbim bu acıları bizlere bir kez daha yaşatmasın inşallah.